İKİ YAŞLI KADIN ...
Üsküdar çiçekçi’den aşağı Tıbbiye caddesinden Dönme dolap sokağına inerken Karacaahmet mezarlığının sağ kaldırımında tekerlekli pazar arabasını yukarı doğru sürükleyen ak yüzlü pamuk teyze ile eşarbıylapardösüsüneyumulmuş, vaktinden önce elli yaşını geçmiş temizlikçi esmer abla beni durdurdular.
Dizlerinden arızalı pamuk teyze ile esmer abla bir ağızdan sordu;
-Bugün Salı mı Çarşamba mı?
Esmer abla;
-Salı, dedi.
Pamuk teyze;
-Çarşamba dedi.
Bence de Çarşamba idi. Çünkü, birazdan pazara gidip alışveriş yapmıştım.
Pamuk teyze kendi kendine söylendi.
-Ah ,ne kadar korkuyorum, beyefendi. Dedim ki kendi kendime ; ben de mi alzheimer oluyorum yoksa ? ...Ben alzheimer olursam, eşime kim bakacak?
-Eşiniz alzheimer mi ?dedim. Evet anlamında başını sallayarak Karacaahmet mezarlığı’nın sol duvarlarından yukarı doğru pazar arabasını yukarıya doğru sürükledi .
Esmer abla, eşarbı ve uzun pardösüsü ile aşağı doğru Dönmedolap Sokağı’na doğru yürüdük.
Ferda Ağda Salonu’nun yanındaki mantı dükkanına baktım. Hemşerimmaliyecilerin yasal takibinden kurtulmak için dükkanı kapatmış, mantı işine evinde devam ediyormuş.
O sağda bir sokağa saptı. Ben aşağıda paşa hamamının önce sandalye çekmiş olan tellak kılıklı adama sordum;
-Komşun tabelasına “Ev Al Emlak” yazmış...Tabelasına “Ev Alma Komşu Al Emlak” olsa daha hoş olmaz mı? diye sordum.
Adam afalladı. Bir şey anlamadı. Belki de anladı ya da ayıp olmasın diye anlamış gibi yaptı.
Belki de hakkımda “ Ne boş beleş bir adam!”diye içinden geçirmiştir.
Türlü düşüncelere bata çıka belediyenin önünden sağa döndüm. Belediye yıkılmak üzere olan binayı çepeçevre saç levhalarla çevirmişti. Belediye buradan yolcu edilen esnafın adres levhalarını sokup söküp götürmüş ... Esnafkırgındı. Ben de kırıldım.Kendi kendime;
-Şimdi “ Aydın Tuhafiye Fermuar Hastanesi “ni nasıl bulacağım? dedim .
Sordum.Karşıda, Kapalı çarşıda zemin katta yeni bir dükkan tutmuşlar.