IKRA – OKU
Sevgili dostlar, Kainatın yaratılışıyla birlikte, kendileri hakkında bilgi sahibi olmadığımız alemlerle ilgili insan aklının alması mümkün olmayan sırları içeren Levh-i Mahvuz (Korunmuş kitap), Cenab-ı Allah’ın katında ve koruma altında bulunmakta.
Öylesine bir koruma ki üzerine yazı yazılması, silinmesi ya da kendisinin elde edilmesi mutlak surette olanaksız. Kur’an-ı Kerim - En’am Suresi - 38. Ayet’te Levh-i Mahvuz’dan şöyle bahsedilmektedir. Mealen; “Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi toplanıp Rablerinin huzuruna getirileceklerdir.” “Kitapta” sözcüğüyle kastedilen Levh-i Mahvuz’dur.
Levh-i Mahvuz’un içinde yazılı olanların ancak yalnızca bir tanesinden (Kur’an-ı Kerim) Allah’ın izin ve keremiyle haberdarız;
O izin ki, öğrenmenin ve onun da ilk şartının okumak olduğu düsturunun net olarak ifade edildiği “ IKRA-OKU ” emriyle verilmiştir.
Dünyaya gelişiyle Kainatı nurlandıran Peygamberimiz Fahr-i Alem Hz. Muhammed Mustafa’ya (SAV) dört büyük melekten bir tanesi olan Cebrail vasıtasıyla ve oku emriyle Kur’an-ı Kerim tebliğ edilmeye başlandığında Ramazan Ayı’nın 27. Gecesi ve tan yeri ağarmaya yakındı.
Çoğunlukla yaptığı üzere Peygamberimiz Efendimiz Mekke’de Nur Dağı Hira Mağarası’nda inzivaya çekildiği bir sırada Cebrail gelerek kendisine “OKU” diye emretti. Okumayı bilmediğini söyleyince kollarının arasına alarak kuvvetle sıktıktan sonra tekrar “OKU” nidasıyla bunu üç kere tekrarladıktan sonra “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı alaktan – kan pıhtısından yarattı. Oku ! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O kalemle öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretmiştir.” dediğini Kur’an-ı Kerim’in 96. Suresi olan “Alak Suresi ” nden öğrenmekteyiz.
Değerli okurlar, dinimizin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in tebliğ edilmeye başlandığı bu eşsiz günü, her yıl Ramazan Ayı’nın 27’sinde Kadir Gecesi olarak idrak etmekteyiz.
Dünyaya geliş ve gidişimizin Allah’ın Mütekebbir ve ilminin sonucunda olduğu ifadesiyle, Kur’an-ı Kerim’in tebliği ve yeryüzüne indirilişinde vurgulanan oku emri; Kainatın okunmasıyla anlam kazanmaktadır.
Aynı zamanda kalemden bahsedilmesi de ilme ayrı bir vurgu ve önemi ortaya koymaktadır. Kalemle ilimler tasnif edilerek düzene konulmuş, bilgiler kayıt altına alınmış, ve kutsal kitaplar yazılmıştır. Kalem sayesinde geçmişin geleceğe aktarılmasıyla ve yazma sayesinde de bilmediklerini öğrenen insan cehaletten kurtulabilmektedir.
Yüce dinimizin okumaya atfettiği bu önem, ilimde gelişme ve ilerlemeye davetin açık belirtisidir.
Nitekim ilk vahiy ve ilk emir “ OKU ” olmuştur.
Esen kalın.