İlaç, em, merhem, mehlem
Annem ve anneannem yani ninem, melhem derdi. Kelimenin aslının merhem olduğunu çok sonra
öğrendim. Kimi yörelerde de em merhem yerine kullanılan kelime. Daha geneli ise ilaç. İlaç
denildiğinde içinde serum, iğne, hap, şurup ve merhem de var. İlaç alanında çalışan insanların
kullandığı başka deyimler, terimler de var. Çözelti gibi, yapma ilaç gibi. Tıp alanında, ilaç alanında
yabancı kökenli kelimeler bolca kullanılır. Reçete yazıları ünlüdür. Onu sadece eczacılar okuyabilir.
Neden öyle yazılır? İşin havası gereği. Latince kökenli kelimelere aşina olmuştur eczacılar ve eczane
kalfaları. O yüzden okumakta zorlanmazlar. Şunu da ifade etmek gerek. Halkımızın beyni öylesine
kalıba sokulmuştur ki, okunan reçete yazan doktoru, iyi doktor saymaz o beyinler.
Xxxx
İki alan tıp, (tababet, muayene, tedavi) ve ilaç. İlaç imalathanesi, eczane laboratuarı ilacın yapıldığı
yer. İlacı eczanede, doktorun verdiği oranlara uyarak eczacı yerine eczacı kalfası yapar. Fabrikaya
dönüşmüş ilaç imalathanelerinde ise vardiyalı işçiler. Elbette eczacıların, doktorların denetiminde.
Hasta, doktor, eczacı, ilaç imalatçısı, ilaç tedarikçisi, eczane çalışanı, ilaç imalat çalışanı, Doktorun
etrafındaki halkalar. Bayıltmacı, hemşire, tahlilci, hasta bakıcı, masör, kırık-çıkıkçı. Milyonlarca insanın
görev aldığı, hayatını kazandığı ve devam ettirdiği bir alan. Eczanelerin ilaç temin etmeleri ve etiket
yenilemeleri, rafları tasnif etmeleri, gelen reçeteleri okuyarak aynı ilacı ya da muadilini, benzerini,
aynı değerde rakibini takdim etmeleri. İlaç fabrikalarının sermayeleri, birbirine rakip ilaçları
üretmeleri, piyasayı ele geçirmeleri, tekel oluşturmaları.
Xxxx
Tababet aaleminin mensupları tabipler ve etrafındaki yardımcı hizmetliler için özel bir kanun yoktur.
Onlar saldırıya, hakarete, haksızlığa uğradıklarında onlar için özel bir kanun yok. Onların iş hayatını
düzenlemek, mesai, nöbet, iş kazaları, muhtemel tehlikeler için de özel bir kanun yok.
İlaç üretenler gibi, ilaç tüketenlerin de karşılaştıkları yüzlerce durum var. Deneklik durumu, bilinçli-
bilinçsiz deneklik, kobaylık durumu var. Organ nakli, bebek değiş-tokuşu, ebeveyn değiş-tokuşu var.
Bütün bunlar için özel kanun ve maddeleri, fıkraları, bentleri gerekirken böyle ayrıntılı yasa çıkarmak
aklına gelmez kimsenin.
Xxxx
Ceza kanunu hazırlar ve bunu hayatın her alanına uygularsanız, adaleti sağlayamazsınız. Amaç adalet
sağlamak değilse kanunlar, yapılacak zulmün kılıfı olmaktan başka bir işe yaramaz. Her alan için, her
iş-aş alanı için ayrı şartlar olduğundan her alan için ayrı kuruluş, örgütlenme, işleyiş, hata ve kusur,
suç ve ceza yasaları yapılmak gerekir. Bir tabip ile bir kasap aynı ruh halini taşımaz. Onun ikisi de
cinayet işledi diye aynı ceza verilemez. Bir muallim ile bir duvarcı ustası da aynı kanuna tabi
tutulamaz. Çünki her birinin ayrı hayatı, dünyası, algı yapısı var.
Xxxx
Üniversitelerde tıp fakültesi de eczacılık fakültesi de var. İki fakülte de ortak dersler dışında farklı
dersler de okutulur. Mezun olanlar da birbiri yerine görev yapabilecek niteliklerde değillerdir.
Gelgelelim çalışma kanunu, ticaret kanunu, ceza kanunu aynıdır. Bu şartlarda adalet sağlanamaz.
Xxxx
Küresel sermaye alanında incelendiğinde hastane, doktor, sağlık çalışanları bir yana, ilaç sanayi bir
yana. İlaç sanayi dünyada üçüncü büyüklükte imiş. Petrol ve madencilikten sonra üçüncü alan ilaç
imiş. Uluslar arası tıp dergilerinde ilmi makale yayınlamak bile bir iş-aş alanı oluşturmuş. Hayalet
yayıncı tabirini geliştirmiş.
Xxxx
Esasında her alanda çok çalakalem, ya da boşvermişlik yaşanıyor. Meseleler genellikle hasıraltı
ediliyor ve asla köklü çözümler üretilmiyor. Yasaları özelleştirmek, her alan için ayrı ayrı kanunlar
hazırlamak gerekiyor. Yasaların amacının da mutlaka adaleti sağlamak olması kabul edilmek
gerekiyor.