İnsanlığın savaşı - 1
Bu koronavirüs yaşamımızı ve tüm bilgi ve algımızı değiştirdi. Dünün kahramanları bugün faşist ve diktatör olarak algılandı heykelleri saldırıya uğradı bir çok ülkede kaldırıldı.
Tüm bu olaylar ABD'de siyahi George Floyd'un gözaltına alınırken öldürülmesi üzerine patlak verdi
Oysa dün de ABD’de polis siyahlara karşı vahşi davranıyordu, Dünde siyahlar polis tarafından sorgusuz sualsiz öldürülüyordu..
Şöyle biraz geriye gidelim daha dün denecek kadar yakın bir tarih..
1960 yıllarda eşitlikçi siyah lider Martin Luther King Dünya genelinde şiddet karşıtı ve ırksal eşitlik eylemlerini öncüsüydü… King, siyah ve beyaz eşitliğini sağlamak için kitlesel eylemler yaptı. Tüm eylemleri barışa yönelikti ama çok sertti. İktidarları zorladı. 1964 yılında Nobel Barış Ödülü'nü verdiler., 1977 yılında, ölümünden 9 yıl sonra, eski ABD başkanı Jimmy Carter tarafından Başkanlık Özgürlük Ödülü'ne layık görüldü ve ABD’de onuruna Martin Luther King Günü kutlandı.
Ama ayrımcılık ve köle anlayışı aynı kaldı.
King, 25 Mart 1965 tarihinde Selma şehrinden eyalet başkenti Montgomery'e bir yürüyüş düzenlemeyi denedi. 7 Mart 1965’te ırkçılık karşıt görüşlü kalabalığın ve polisin şiddet uygulaması nedeniyle iptal edildi. Bu gün, söz konusu tarihten itibaren "Kanlı Pazar" olarak adlandırıldı.
King, 4 Nisan 1968 günü eylem için gittiği Memphis'teki Lorraine Motel'de saat 06’da balkonunda uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
O günlerde kimse bu ayrımcılığın kökenine inmedi.
Ama bugün durum farklı.
Uzun süre evde adete tutuklu olan insanoğlu hem kendini hem de tarihini sorgulamaya başladı..
Çünkü pandemi gerekçesiyle insanoğluna yeni bir yaşan biçimi zorlaştırılmaya çalışılıyor. Bununda baş aktörü siyasetçi ve siyasetçin zorladığı bilim dünyası.
Uçurum sosyal ve ekonomik daha da büyüyor.
Virüs sözde ırk ayrımı yapmıyor; alttakiler üstekiler dinlemiyor, zengin fakir tanımıyor…
İlginç ama virüs her nedense zirve dışında kalan tüm sosyal katmanları katlediyor.
Sanki virüs bile seçici. Irkçılık ve ayrımcılık yapıyor.
İşte böyle bir ortamda kalan özellikle “z” kuşağı ve o kuşakla yakın olan gençler birden tüm bu sorunların temelini sorgulanmaya başladı.
Oysa Floyd 2-3 yıl önce polis tarafından katledilseydi, bir iki sivri çıkışla iş kapanacaktı…
İnsanlar kendi geçmişlerini sorgulamaya başlayınca algı değişti Heykeleri dikilen bir dönemler hayranı oldukları kahramanlarının bir çoğunun bir özgürlük savaşçısı olamadığını, tam aksine insan neslini dil din, ırk ve renk ayrımı yaparak köleleştiren, bazı insanları zirveye taşırken asilzade kanı taşımayanlarla ekonomik yapıları zayıfları yok eden beyazları da köleleştiren yok eden faşistler olarak tanımladı.
Ve özellikle faşist Avrupalı diktatörlerin heykelleri hedef alınmaya başlandı..
Çünkü onlar kahraman değil, birer katildiler ve insanlık düşmanları sayılmalıydılar.
Bunların başında kıtanın kaşifi Kristof Kolomp ve ABD’nin kurucusu George Washington geliyordu.
ABD düzenlenen protestoların ardından ırkçılık ve sömürgeciliği simgelediği gerekçesiyle 15'inci yüzyıl kaşiflerinden Kristof Kolomb'un farklı eyaletlerdeki 33 heykeli kaldırıldı.
Haziran ayında ülkedeki birçok şehirde düzenlenen protestolarda, beyazlarla ilişkilendirilen birçok heykel göstericiler tarafından yıkıldı. Yine kölelik taraftarı konfederasyon generallerine ait 50 heykele farklı eyaletlerde yerel yönetimlerce ”korumaya” alındı.
Bazı eyaletlerde ''Kolomb Günü'' iptal edildi.
(Devamı yarın)