DOĞAN ÖZKAN

DOĞAN ÖZKAN

İnsanlığın Yüz Karası Olaylar Batı’nın Köle Ticareti Ve Tehcir

Yıllar sonra BM tarafından kabul edilen, 1948 yılındaki uluslararası soy kırım sözleşmesinde yer alan grup tanımında olduğu gibi, İngilizlerin yerlilere karşı sistemli ve soykırım hedefiyle yaptıkları bu insanlık suçu, Avustralya'da yerli etnik gruba mensup olan tüm grup üyelerinin İngilizler tarafından sistemli bir şekilde soykırıma tabi tutulduğunu ve yoğun bir etnik temizliğe maruz kaldığını ortaya koydu. 

Soykırımla ilgili tarihi verilere bakarsak, ünlü soykırım araştırmacısı ve tarihçi Ben Kiernan'a göre, Kıtanın İngilizler tarafından sömürgeleştirilmesinin başlangıç tarihi olan 1788 yılında, Kıtada 750,000 siyah derili yerli (Aboriginal) yaşamaktaydı. 1911 yılına gelindiği zamanda, bu sayı 31 ,000 kişiye düşmüştü. çoğu 1789, 1829 - 1831 yıllarında İngilizlerin yaydığı çiçek, tifo, dizanteri, tüberküloz, difteri, grip vs. gibi hastalıklardan ve sömürgecilerin yerlilerin un (yiyecek) tayınlarına zehir katılmasından dolayı kırıldı. Binlercesi ise sömürge güçleri tarafından vurularak öldürüldü 274. Sömürgeci beyazların yerlileri öldürmeleri o kadar planlı ve sistemli yapılıyordu ki, çocuklar kaçırılıp zorla bir işte çalıştırılıyorlardı, kadınlar tayınlarına zehir katılarak veya işkence yapılarak öldürülüyorlardı ve erkekler ise vurularak öldürülüyorlardı. 

Tüm bu yapılanlara rağmen, 1996 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 350,000 (diğer araştırmalardan edinilen bazı rakamlar ise bu sayıyı biraz fazla veya biraz az göstermektedir. Buna farklılıklara sebep olarak ise İngilizler tarafından tamamen asimile edilemeyen yerli çocuklarının nesillerin sonradan kimliklerine sahip çıkması örnek olarak gösterilmektedir) kişinin kendisini Avustralya yerlisi olarak deklere ettirdiği ortaya çıktı. Bugün bile ırkçı anlayışlardan kaynaklanan tutumlardan dolayı, Avustralya'nın soykırımlardan geride kalan yerli halkı bilinçli olarak bulundukları yerlerde küçük azınlıklar halinde yaşamlarını sürdürmeye devam etmek zorunda bırakıldılar.

Almanlar bir emperyalist devlet olarak Avrupa kıtasında güçlü olsalar da, ekonomik ve siyasi ihtiyaç ve rekabetten dolayı, diğer Avrupa Devletleri gibi, 1891 yılında, kendi egemenlik alanlarını genişletmek, ham madde ve işgücü ihtiyacını karşılamak, diğer Avrupa devletleri gibi, deniz aşırı yerlere ulaşmak ve deniz ticaretini geliştirmek için, Güney Batı Afrika'ya (Namibya'ya) yerleşmeye başladılar.

Güney Batı Afrika'ya yerleşen Alman sömürgeciler, yerleştikleri bu yeni bölgede, aynen diğer sömürgecilerin diğer sömürgelerde yaptıkları gibi, bölgede, kendilerinden önce var olan yerli halkları hegemonya altına almak için, çeşitli metodlar ve stratejiler geliştirdiler.

(Devam edecek)

<