İRFAN TAKIMINA CAN VERDİ
Fenerbahçe'nin yenmesi halinde üçüncü sıraya çıkacağı bir karşılasmaydı. Ne varki sarı lacivertliler kazanma hırsından çok ama çok uzaktaydılar. Altay'ın Rayan ile attığı gol bile onları harekete geçirmedi.
İrfan Can'ın golüyle takım ancak kendini bulabildi. Seyirci de tribünlerden oyuna dahil olunca takım ister istemez kendine öne doğru itmeye başladı. Az süre de olsa yeniden haraketlenen bir Fenerbahçe vardı Kadıöy’de. Bu dakikalarda Pelkas'ın ceza alanında yerde kalmasında Hüseyin hocayı VAR'a çağırmayan VAR hakemi Fenerbahçe'nin olası öne geçme ihtimaline taş koymuş oldu. Belki penaltı değildi ama VAR’ın görevi maçın hakemini böylesine bir pozisyonda ekranın önüne çağırmasıydı.
İLAÇ GİBİ ÜÇ PUAN
Osayi'nin ilk düdükle gelen atağında Valencia'nın golü yapmasına ramak kalmıştı ama dokunamamıştı Ekvatorlu. İsmail hoca neşteri Pelkas’ı ve Attila’yı dışarı alarak vurdu. Bir kaç dakika sonra Samuel yine sahnedeydi. Düşe kalka, rakiplerini çalımlayarak buluşturdu meşin yuvarlağı Ferdi'yle. Sonrasında İrfan ceza alanı içinde Valencia'ya al da at dedi resmen ama topun dibine vuran Enner meşin yuvarlağı çerçevenin çok uzağına gönderdi. Daha sonra gelen Mesut ve Zajc şutlarıysa skoru artıramadı.
Gecenin Notu: Hem İrfan hem de takımın birazcık kımıldamaları maçı kazanmaya yetti. İyi oynadılar mı? Kesinlikle hayır. Oyunu skor olarak dengeye getirene kadarki görüntü yine berbattı. Ancak İrfan’ın beraberlik sayısı takıma güven aşıladı. Yeter mi? Kesinlikle hayır. Elbette yetmez. Ancak kadro genişledikçe, puanlar alınmaya devam ettikçe takımın toparlanması daha çabuk olacaktır. Maçın bitiminde İsmail hoca ile İrfan’ın sarmaş dolaş olmaları da hoca-futbolcu iletişimi açısından pozitif bir görüntüydü.