PEKCAN TÜRKEŞ

PEKCAN TÜRKEŞ

Irlanda -Dublin

ÜÇ YAPRAKLI YONCALARIN DİYARI ZÜMRÜT YEŞİLİ :

 

İRLANDA -DUBLİN

 

Atlantik okyanusu ile çevrili muhteşem bir doğaya sahip bu ülkeye maalesef Schengen Vizesiyle giremiyorsunuz. Ya özel İrlanda vizesi alacaksınız ya da İngiltere vizeniz varsa önce İngiltere’ye gidip sonra İrlanda’ya geçeceksiniz.

 

Yemyeşil çayırlarından ötürü “Zümrüt Ada” denilen İrlanda 1921 yılında Büyük Britanya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş. 1949 yılından beri Cumhuriyet ile yönetilen İrlanda, 1973’de Avrupa Birliği’ne girmiş.

 

İrlanda Cumhuriyeti 70.280 km2 yüzölçümüne ve 4.5 milyonluk bir nüfusa sahip.İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda’da toplam 6 milyon kişi yaşıyor. Ancak yeryüzünde 80 milyon kişi İrlandalı olduğunu iddia ediyor!

 

İrlanda’nın en önemli şehirleri;Dublin, Cork, Limerick ,Galway,Kilkenny ve Waterford.

 

DUBLİN 

 

Birçok kişinin Büyük Britanya’ya bağlı Kuzey İrlanda ile karıştırdığı İrlanda Cumhuriyeti’nin başkenti Dublin, Liffey Nehri’nin girişinde yer alır. Viking yerleşim merkezi olarak kurulmuş olan Dublin, Orta Çağ’dan beri İrlanda’nın başkentidir.Dublin ismi, İrlandacada “siyah havuz” anlamına gelen Dubh Linn kelimesinden gelmektedir.

 

İrlandalılar genelde güler yüzlü ve yardımsever insanlardır. Elinizde harita, bir yeri ararken görürlerse hemen gelip yardım etmek isterler. Havaalanından şehir merkezine giden otobüsler, ana durakların hepsinde duruyor ve şehir merkezine yaklaşık yarım saatte ulaşıyor. Gezilecek çoğu yer birbirine yürüme mesafesinde, şehri yürüyerek gezmek mümkün. Dublin’in ortasından geçen Liffey Nehri, şehri Kuzey ve Güney yaka olarak ikiye ayırıyor. Dublin’de metro yok, tramvay ile rahatlıkla şehri gezebilirsiniz.Tramvay bileti duraklardaki makinelerden, otobüs biletini ise bineceğiniz otobüsün şoföründen satın alabilirsiniz. Dublin yazın serin, kışın soğuk bir kenttir. Kış ve sonbahar aylarında sert rüzgarlar eser. Hemen her mevsim yağışlıdır. 

 

O’CONNELL BULVARI

 

Liffey Nehri’ni kuzey ve güneyinden kesen O’Connell Caddesi, Dublin’in ana bulvarı sayılabilir.Daha önce Sackville Caddesi olarak anılan bu bulvar, Katolik halklarının savunucusu Daniel O’Connell’in ismine izafeten verilmiş.O’Connell (1775 – 1847)İrlanda bağımsızlığı için büyük bir mücadele vermiştir.

 

O’Connell Caddesi üzerinde Jim Larkin’in anıt heykeli de bulunuyor. Larkin, 1907–1914 yılları arasında İrlanda’daki işçi hareketini örgütleyip, Protestan ve Katolik işçileri aynı amaç uğruna bir araya getirmeyi başarmış bir sendika lideridir. Bir başka heykel de William Smith O’Brien’e (1803 – 1864) ait. O’Brien, “Young Ireland” genç İrlanda hareketinin lideri ve İrlanda dilinin savunucusu olan bir parlamenterdi.

 

TEMPLE BAR

 

Dublin’in en bilindik eğlence bölgesi pub ve barların olduğu bölge olan Temple Bar, turistler tarafından oldukça rağbet görüyor.Şehrin kültür, sanat ve barlarıyla meşhur bohem bölgesi Temple Bar’da çok canlı bir gece hayatı var. Her yerde müziğin olduğu, dost canlısı insanlarla dolu rahat bir ortam diyebilirim. Caddelerde, sokak performansları, davulcuları, ufak ve iç içe geçmiş müzik mekanları hakim. Temple Bar bölgesinde yalnız olsanız bile hiç sıkılmazsanız. Bu arada belirtelim ‘Temple’ İngilizcede ‘Tapınak’ anlamına geliyor. Son gece Dublin’de kaldığım otel, Temple Bar bölgesindeki Blooms adında bir hoteldi. İrlandalı yazar James Joyce’ın “Ulyses” romanındaki Stephane Bloomy karakterlerinden dolayı bu isim verilmiş. Ulysses aslında Homeros’un Odessa eserinde kahramanın ismidir ve zaten Ulysses romanında da Homeros’un bu romanıyla birçok paralellik kuruluyor.Romanın asıl kahramanı bir bakıma Dublin kentidir. Her yıl 16 Haziran günü Dublin’de düzenlenen “Bloomsday” yani Bloom gününde, kitaptaki bölümlerde geçen yerlerin dolaşıldığı turlar düzenlenmektedir.

 

CHRIST CHURCH KATEDRALİ

 

Şehir merkezinde Liffey Nehri’nin güneyindeki iki büyük katedral var; St. Patrick’s Cathedral ve Christ Church Cathedral. Ortaçağ’dan kalma bu kiliselerden 1030 yılında yapılan Christ Church Cathedral, gotik ve romanesk mimari özellikleri taşıyor. Dublin’in ortasından geçen Liffey Nehri’nin kuzeyinde Wood Quay kıyısında bulunuyor. Dublin’in en büyük katedrali olmasa da burası halk arasında ve turistler arasında oldukça popüler. Hafta sonu katedral bahçesinde açılan tezgâhlardan alışveriş yapanları ve çimlere yayılanları görmek mümkün. Kilisenin girişinde turistleri uyaran yazıya dikkat: “Çevrede bulunan yankesici ve cepçilere dikkat !"

 

TRİNİTY COLLEGE

 

Kolejin bulunduğu semt, Trinity College. Burada Old Library isimli tarihi bir kütüphanede eski kitapların, elyazmalarının yer aldığı Long Hall ve binanın girişindeki Book of Kells sergisi görmeye değer.Trinity College’a 1661 yılında muhafaza etmesi için emanet edilen ve 19. yüz yıldan bu yana halka açık olan “Book of Kells” 9.yüz yıldan kalma dini bir el yazmasıdır. 4 adet kitaptan oluşan (her biri ayrı bir hakikat içeriyor) Book of Kells’in iki cildi ve aynı zamanda başka el yazmaları da burada sergileniyor. Book of Kells’in sergilendiği bölümden çıkınca tavanlara kadar uzanan kitapları (200 binden fazla kitap barındırmakta) ve 14 adet mermer büst var.Trinity College, 16. yüz yılda açılan, İrlanda’nın en eski üniversitesi olmasının yanı sıra aynı zamanda ünlü İrlandalı yazarların neredeyse tamamına yakınını mezun eden okul.

 

GRAFTON STREET 

 

Trinity College’i geçtikten sonra şık mağazaların bulunduğu Grafton Street’e varıyoruz. Bu cadde ve buraya açılan sokaklar hem alışveriş hem de yeme içme için ideal bir bölge.Liffley ırmağının güneyinde bulunan bu cadde Dublin şehir merkezindeki iki ana alışveriş caddesinden birisidir.Cadde 1980’lerden bu yana genellikle yayalara, müzisyenlere, şairlere ve mim sanatçılarına tahsis edilmiştir. 

 

ST STEPHEN’S GREEN PARK

 

Biraz daha ilerleyince tarihi şahsiyetlerin heykelleriyle donanmış ismiyle müsemma St Stephens Green (Yeşil) Park’a ulaşıyoruz.

 

Dokuz hektar büyüklüğündeki bu alan, İrlanda’nın bilinen en iyi Victoria kamu parkıdır. Park alanı, kamuya 1880 yılında Rab Ardilaun tarafından yeniden açılmıştır. Park alanında büyük çevre ağaçları ve çalılar bulunur, bahar ve yaz aylarında muhteşem çiçekler Victoria düzenindeki parka bambaşka bir güzelliğe büründürür.Park alanında: 3.5 km uzunluğundaki yollar tüm kullanıcılar tarafından erişilebilir. Bu alanda gösterişli bahçeler, konserler için yapılmış bir platform, ördek havuzları ve bir çocuk bahçesi bulunuyor.

 

ST PATRICK KATEDRALİ

 

12. yüz yılda inşa edilmiş St Patrick;İrlanda’nın en büyük katedrali. Gotik tarzda inşa edilmiş Katedralde resmî törenler de yapılıyor.Bu Katedrale ismini veren St. Patrick (Aziz Patrick);Ülkenin koruyucusu. Aslında aziz değil hatta İrlandalı bile değil.Rivayete göre zengin bir İngiliz ailenin çocuğu olan Patrick; on altı yaşındayken İrlandalı istilacılar tarafından kaçırılıp İrlanda’ya getirilmiş.Altı yıl esaret altında yaşadıktan sonra ülkesine kaçıyor ama rüyasında misyoner olarak tekrar İrlanda’ya gittiğini görüyor ve böylece rahip olmaya karar veriyor.

DUBLİNİA

 

Dublinia; İrlandalıların tarihinde önemli bir rol oynayan Viking’ler ve İrlanda’da orta çağa ait yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını gösteren balmumu heykellerin ve enstalasyonların bulunduğu üç katlı bir yarı müze. Müzenin çıkışındaki asma tünel ile Christchurch Katedrali’nin bahçesine geçilebiliyor.

 

WRITERS’ MUSEUM

 

Writers’ Museum: İrlanda ve uluslararası edebiyata çok sayıda katkısı bulunan yazarları ve eserlerini tanıtmak için hazırlanmış bir galeri. İçeride İrlanda edebiyat tarihini anlatan bir oda ve ayrıca yazarları tek tek tanıtan ve onlardan kalan bazı ufak eşyaların sergilendiği bir oda daha bulunuyor.

 

 KITLIK ANITI-FAMINE MEMORIAL

 

Liffey Nehrinin kıyısında açlıktan blr deri blr kemik hayvan ve insanların heykellerini göreceksiniz 19.yüzyılda İrlandalı göçmenlerin yaşadığı açlık günleri anısına dikilen bu anıt gerçekten yaşanılan kıtlığı ve açlığı simgeleyen bu heykellerin gerekçesi İrlanda’da da 1845 yılında başlayıp 1852 yılında son bulan Büyük Kıtlık (Patates Kıtlığı) diye anılan kitlesel açlık, hastalık ve göç döneminden kaynaklanır.

 

Kıtlık nedeniyle milyonlarca kişi Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya, Afrika, Güney Amerika ve Avrupa’ya göç etmiştir.

 

Yaklaşık bir milyon kişinin ölümü, hastalanması ve de göç etmesiyle sonuçlanan büyük kıtlığa halkın temel gıda maddesi olan patateslere bulaşan mantar sebep olmuştur.

 

OSMANLI YARDIMI

 

Adadaki İngiliz ablukası sonucu yayılan kıtlık için dönemin Osmanlı Padişahı Abdülmecid 1847 yılında yardımda bulunmaya karar vermiştir. Padişahın İrlanda halkı için 5.000£ yardımda bulunmak istediği İngiliz hükûmetine bildirilmiş fakat bu yardım isteği Kraliçe Victoria’nın dahi kendi vatandaşlarına ancak 2.000£ yardımda bulunduğu gerekçesiyle geri çevrilmiştir. Yapılmak istenen yardımın 1.000£’e düşürülmesini rica eden İngilizlerin bu isteğini kabul eden padişah 4.000£ değerinde buğdayı da gemilerle İrlanda’ya göndermiştir.

 

İlk olarak Dublin Limanı’na yanaşan gemilerin yüklerinin buraya boşaltılmasına izin vermeyince gemiler daha kuzeyde bulunan Drogheda Limanı’na demirlemiştir.Kraliçe ve İngiliz hükûmeti bu yardımları nedeniyle padişaha 25 Mayıs 1847 tarihli bir mektupla yazılı olarak teşekkür etmiştir. İrlanda halkı da aynı şekilde padişaha teşekkür maksadıyla bir teşekkür mektubu yollamışlardır.

 

Drogheda kentinin ve Drogheda United’ın amblemlerinde bulunan ay-yıldızın bu yardımlar anısına koyulduğu iddia edilir.

 

KELTLER VE VİKİNGLER

 

Dublin’in tarihi geçmişi oldukça eskidir. Arkeolojik kazılar M.Ö 7500 yılında İrlanda topraklarında medeniyet belirtileri başladığını göstermektedir. MÖ. 700 civarında bu topraklara “Keltler” gelmiş, İrlanda’nın koruyucu azizi kabul edilen “St. Patrick” 432 yılında İrlanda topraklarına Hıristiyanlığı getirmiştir. 841 yılında “Vikingler” Dublin’de ilk limanı kurmuşlardır. Vikinglerin bir bölümü burada kalmış, yerli halkla evlenerek Hıristiyan olmuş, Avrupa ile ticaret yapmışlardır. 1014 yılında Kral “Brian Boru” Vikingleri yenmiş, böylece Vikinglerin etkisi ortadan kalkmıştır. 1169 yılında “Normanlar” Dublin’in güneyine gelmiş, 1170 yılında Dublin’i merkez yapmışlardır. Bu dönemde İngiltere Normanlar tarafından yönetildiğinden İrlanda’da da İngiliz kuralları uygulanmaya başlanmıştır. İngiltere’nin Norman kökenli kralı II. Henry İrlanda’yı ele geçirerek oğluna vermiş, öldükten sonra John hem İngiltere hem İrlanda kralı olmuştur. Normanlar da Vikingler gibi yerli halkla evlenerek onlarla kaynaşmışlardır.

 

İRLANDA MUTFAĞI

 

İrlanda mutfağının en başında Patates gelir.Esasen İrlanda yemekleri genel olarak tereyağ, et, deniz ürünleri ve patates üzerine kurulu. Bizde yemeğin yanında servis edilen pilav, makarna grubu neyse, burada patates o. Bu yüzden her yemekle beraber mutlaka en az bir çeşit patates servis ediliyor.

 

Irish Breakfast-İrlanda Kahvaltısı : Yumurta, beyaz ve siyah puding (içinde etin kanı da bulunan bir çeşit sosis), domuz pastırması,fırın patates, salçalı kuru fasulye ve mantar.

 

Calcannon: püre haline getirilen patateslerin lahana, kabak, taze soğan, sarımsak, krema, soğan ve biberin pişirilmesiyle oluşan yemek

 

Leek and Potato Soup:patatesli pırasalı çorba.

 

Shepherd’s Pie -Cottage Pie (Çoban Böreği )

 

Patetes, kıyma veya tercihen kuşbaşı et ve çeşitli sebzelerden oluşuyor.

 

Irish Stew :Güveç yemeği.Patates, soğan, havuç ve sarımsak ile servis edilir.

 

<