PEKCAN TÜRKEŞ

PEKCAN TÜRKEŞ

IŞIKLAR ÜLKESİ FETHİYE

"IŞIKLAR ÜLKESİ" FETHİYE 

 

Muğla'nın ilçesi Fethiye; Ege ile Akdeniz’in birleştiği bir coğrafyada bulunuyor.

Likyalılar zamanında "Işıklar Ülkesi" olarak tanınan Fethiye'nin eski adı"Meğri".Bu ad, Rumca'da "uzak diyar" anlamına gelen Makri'den geliyor.Ölüdeniz eşsiz bir kumsalı bulunan Fethiye, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri.Bu günlerde "Küçük Bodrum"moduna girmiş olan Ölüdeniz adeta küçük bir "Great Britain"yani İngiltere.

 

ÖLÜDENİZ

 

Dalgalar tarafından oluşturulan kıyı birikim şekillerinden olan Lagün (Deniz kulağı)'e Dünyanın en güzel kumsallarından biri olan Ölüdeniz kumsalında rastlıyoruz.Denizin karanın içine iyice girdiği bölüm tarif edilemez güzellikte bir denize sahip. Lagünde deniz bisikletine binebilir, Kano kiralayabilirsiniz.

Ölüdeniz'in popüler yeri Hisarönü ve Ovacık mahallesinin olduğu bölgedir. Konaklama da gece hayatı da burada. Turist popülasyonunda İngilizler,Halay başını çekiyor.Türkten çok İngiliz ile karşılaşırsınız bu bölgede. Hisarönü'ndeki caminin girişinde İngilizce şöyle bir pankart asılmış:

"Cami ve diğer merak ettiğiniz şeylerle ilgili imamımızla iletişim kurabilirsiniz" 

Ölüdeniz Plajında Babadağ'dan süzülen Paraşütleri saymak,güneşin batışını izlemek farklı bir duygu.Yeşile çalan açık mavi Turkuaz rengin hakim olduğu denize vardığınızda "Paragliding" Yamaç Paraşütü yapanların sanki üzerinize düşüyormuş gibi geldiğinde korkmayın.Aklımdayken söyleyeyim:

Ölüdeniz sahilinde yanı başınıza bir Kartal konarsa da korkmayın.Bu;Yamaç paraşütü firmasının maskotu bir Kartal'dır.

Fethiye'de Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu gibi doğası bozulmamış çok özel bölgeler var.Turizme açılmış birçok mağara mevcut.

Günlük turlar ile "12 Adalar"diye adlandırılan adalar ziyaret edilebilir. Adaların sahillerinde renk renk deniz yıldızı ve deniz kabuğu toplayabilirsiniz.Tekne Turunda inanılmaz güzel koylarda kadife gibi bir Deniz'de keyfinizce saatlerce güneşin keyfini çıkartın.Sonuç olarak sakin, huzurlu ve sakin bir tatil yapmak isteyenler için Ölüdeniz ideal bir Mekan.

 

Bu kadar alternatifin yanında Antik çağlardan kalmış kent kalıntıları ile kültür turizmine de açıktır. Fethiye çevresindeki Antik kentlerin bazıları şöyledir:Telmessos,Kaunıs,Kadyanda,Pınara,,Letoon,Sidyma ve Ksantos.

 

Bunların dışında zengin eserleriyle Fethiye Müzesi de ziyaret edebilecek yerlerdendir.

 

ÖLÜ DENİZ'DE YAMAÇ PARAŞÜTÜ 

 

Fethiye Ölüdeniz Babadağ; Türkiye'de ve Dünya'da ender bulunacak güzellikteki yamaç paraşütü cennetlerinden birisidir. 

Babadağın iki zirvesi bulunmaktadır. En yüksek rakımlı zirvenin irtifası 1,969 metre "Karatepe" adı verilen ikinci zirvenin rakımı 1,400 metredir. Bu iki zirve karşı karşıya bulunmakta ve aralarından derince bir sel vadisi geçmektedir. 

En önemli yamaç paraşütü tepelerinden biri olan Babadağ'a 

çıkmak için sahildeki "Paragliding" Yamaç Paraşütü firmalardan birinde rezervasyonunuzu yapıp,Minibüsle zirveye çıkabilirsiniz.Tepeye yaklaşık bir saat süren yolculukta dünyanın birçok yerinden gelen pilotlarla tanışabilir ve deneyimlerini dinleyebilirsiniz.

Babadağ;amatör pilot eğitimlerini tamamlamış pilot adaylarına yönelik ileri uçuş teknikleri eğitimi ve profesyonel pilotlar için harika bir uçuş alanıdır. 

Babadağ'dan yapılan düz bir uçuş yaklaşık 30 dakika sürmektedir.

Sizi bekleyen Tecrübeli Pilotla yamaçtan aşağı harika bir manzarada uçtuktan sonra Ölüdeniz sahilindeki işaretlenmiş bölgeye iniyorsunuz. Ölüdeniz'de rüzgarın uygun olmadığı yani uçamadığınız zaman Deniz'de vaktinizi geçirirsiniz.

 

 Babadağ çok zengin olan bitki türleri ile dikkati çekmektedir. Babadağı zirvesi ve "Karatepe" adı verilen alt-zirve denize 5 km mesafededir.Bu nedenle Fethiye ve civarına gelen turistler için bu zirvelerden denize doğru rotalı "yamaç paraşütü" sporu geliştirilmiştir.

Milli tabiat parkı içinde bulunan Ölüdeniz'de gittiğimiz Mayıs'ın son haftasında deniz fevkalade berrak idi.Ancak bu bölgenin müdavimleri 15 - 25 Haziran ya da 5-15 Eylül arası buraya gelinmesini tavsiye ediyor.

Ölüdeniz dışında Fethiye civarındaki birbirinden güzel bir kaç kumsal ismi daha sayabiliriz:

 

Belcekız (Belceğiz), Çalış Kumsalı, İztuzu Kumsalı (Dalyan) 

 

ŞÖVALYE ADASI

 

Tarihte Meğri adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası; Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklindeki adadır. Bu şekli nedeniyle Fethiye limanını korunaklı bir yer haline getiriyor. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek ada olan Şövalye adasının batısında Kızılada, doğusunda Çalış Kumsalı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu güneş ışığını takip eder.

 

KELEBEKLER VADİSİ

 

Sahip olduğu endemik türler nedeniyle Dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 1995 yılında 1. derecede doğal Sit alanı ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle Kaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya mahallesinde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi'nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz'e ulaşır.Kelebekler Vadisi'ne ulaşım Ölüdeniz'den kalkan teknelerle sağlanır. Faralya (Uzunyurt) mahallesinden bir patika Vadi'ye ulaşır; fakat ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle, bir rehber eşliğinde yapılmalıdır.Kelebekler Vadisi'nde doğal yaşamı korumak ve bunun için gereken önlemleri alarak projeleri hayata geçirmek amacıyla bir tesis meydana getirilmiştir. Ziyaretçilere çadır ve ağaç evlerde konaklama imkânları sunan işletme günlük 500 konuk kapasitesine sahiptir.

 

KAYAKÖY

Kayaköy, birbirinden çok farklı iki yerleşim alanından oluşmaktadır. Bunların birincisi; turizmde de önemli yeri olan, 19.Yüzyıl başında kurulmuş, yamaçlara dayalı ve nispeten yakın tarihli bir yerleşim olmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, tamamı Rum;3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaşmış, eski adı Levissi şeklinde geçen mahalledir.1957 Fethiye Depremi ile evler harabeye dönüşmüş olsa da, canlı müze niteliği ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Diğeri ise 1512 yılından itibaren Osmanlı tahrir defterlerinde geçen Kayı Köyü'dür. Başta 39 numaralı tahrir defteri olmak üzere bölgede Oğuzların Kayı boyuna mensup Türkmenlerin yerleştiğine ilişkin kayıtlar mevcuttur. Kayaköy'de gezilip görülecek yerler arasında büyük ve küçük kilise ile on dört şapel bulunmaktadır. Ayrıca küçük kilise yanında bir çömlek atölyesi (Çömlekhane) vardır. Küçük kilise yolundan yalnızca deniz veya yürüyerek ulaşımın mümkün olduğu Soğuk Su koyuna yaklaşık kırk dakikada gidilebilir. 1923 yılında gerçekleşen mübadeleyle Levissi'de yaşayan Rumlar Yunanistan'a göç ederken Kayaköy'e de Selanik ve civarından gelen muhacirler yerleşmişlerdir. Eski Kayaköy'ün turistik açıdan daha verimli değerlendirilmesine ilişkin tartışmalar sürmektedir.

 

SAKLI KENT KANYONU

 

Saklı kent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay'ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşıdırabileceği Kalkerli arazide fay çatlaklarınında yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km , yüksekliği 200 m'dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer. Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu olduğundan, su içinden geçmek imkansızdır.Giriş kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla tutturulan 200 metrelik tahta bir köprüyle yapılabilmektedir. Köprüden sonrasında oldukça soğuk olan güçlü Karstik kaynaklar bulunur. Yaz mevsiminde Fethiyelilerin piknik yeri olarak kullandığı Kanyonun çevresi Saklı kent Milli Parkı ilan edilerek korumaya alınmıştır. Kanyonun keşfi ise çok yakın bir tarihe dayanmaktadır. Rivayetlere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olur. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Saklı kent'i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklı kent bugünkü halini almıştır.

 

 

ŞÖVALYE ADASI

 

Tarihte Meğri adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası; Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklindeki adadır. Bu şekli nedeniyle Fethiye limanını korunaklı bir yer haline getiriyor. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek ada olan Şövalye adasının batısında Kızılada, doğusunda Çalış Kumsalı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu güneş ışığını takip eder.

 

KELEBEKLER VADİSİ

 

Sahip olduğu endemik türler nedeniyle Dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 1995 yılında 1. derecede doğal Sit alanı ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle Kaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya mahallesinde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi'nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz'e ulaşır.Kelebekler Vadisi'ne ulaşım Ölüdeniz'den kalkan teknelerle sağlanır. Faralya (Uzunyurt) mahallesinden bir patika Vadi'ye ulaşır; fakat ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle, bir rehber eşliğinde yapılmalıdır.Kelebekler Vadisi'nde doğal yaşamı korumak ve bunun için gereken önlemleri alarak projeleri hayata geçirmek amacıyla bir tesis meydana getirilmiştir. Ziyaretçilere çadır ve ağaç evlerde konaklama imkânları sunan işletme günlük 500 konuk kapasitesine sahiptir.

 

KAYAKÖY

Kayaköy, birbirinden çok farklı iki yerleşim alanından oluşmaktadır. Bunların birincisi; turizmde de önemli yeri olan, 19.Yüzyıl başında kurulmuş, yamaçlara dayalı ve nispeten yakın tarihli bir yerleşim olmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, tamamı Rum;3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaşmış, eski adı Levissi şeklinde geçen mahalledir.1957 Fethiye Depremi ile evler harabeye dönüşmüş olsa da, canlı müze niteliği ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Diğeri ise 1512 yılından itibaren Osmanlı tahrir defterlerinde geçen Kayı Köyü'dür. Başta 39 numaralı tahrir defteri olmak üzere bölgede Oğuzların Kayı boyuna mensup Türkmenlerin yerleştiğine ilişkin kayıtlar mevcuttur. Kayaköy'de gezilip görülecek yerler arasında büyük ve küçük kilise ile on dört şapel bulunmaktadır. Ayrıca küçük kilise yanında bir çömlek atölyesi (Çömlekhane) vardır. Küçük kilise yolundan yalnızca deniz veya yürüyerek ulaşımın mümkün olduğu Soğuk Su koyuna yaklaşık kırk dakikada gidilebilir. 1923 yılında gerçekleşen mübadeleyle Levissi'de yaşayan Rumlar Yunanistan'a göç ederken Kayaköy'e de Selanik ve civarından gelen muhacirler yerleşmişlerdir. Eski Kayaköy'ün turistik açıdan daha verimli değerlendirilmesine ilişkin tartışmalar sürmektedir.

 

SAKLI KENT KANYONU

 

Saklı kent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay'ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşıdırabileceği Kalkerli arazide fay çatlaklarınında yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km , yüksekliği 200 m'dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer. Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu olduğundan, su içinden geçmek imkansızdır.Giriş kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla tutturulan 200 metrelik tahta bir köprüyle yapılabilmektedir. Köprüden sonrasında oldukça soğuk olan güçlü Karstik kaynaklar bulunur. Yaz mevsiminde Fethiyelilerin piknik yeri olarak kullandığı Kanyonun çevresi Saklı kent Milli Parkı ilan edilerek korumaya alınmıştır. Kanyonun keşfi ise çok yakın bir tarihe dayanmaktadır. Rivayetlere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olur. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Saklı kent'i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklı kent bugünkü halini almıştır.

 

VİLÂYET OLMAK VEYA OLMAMAK

     İŞTE BÜTÜN MESELE!

 

Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Fethiye, gerek nüfus açısından gerek konum açısından Muğla'dan ayrılıp il olmaya çalışmaktadır. Ama büyükşehir yasası buna izin vermemektedir. Nüfus açısından Bodrum'un gerisinde olmasına rağmen Muğladan ayrılma isteği her ne hikmetse Hükümet tarafından sıcak bakılmamaktadır. 

 

TUANA HOTEL

 

Denize sıfır konumda Palmiye ağaçları ve kır çiçekleri ile çevrili yüzme havuzlarının arasında yer alıyor.

Çocuklara özel geniş oyun alanları ve güvenli atmosferiyle tercih edilebilecek bir Tesis.

Kaldığımız deniz kenarındaki Tuana Otel'in "Spa"Bölümünde Türk Hamam,Sauna ve Buhar Odaları mevcut.Sibel Hanımın idareciliğini yaptığı SPA'da THAİ( Tay ) Masajı uygulanıyor.Yağ kullanılmadan germe ve çekme hareketleriyle yapılan bu masajın amacı vücutta daha iyi bir enerji akımını sağlamak, gerginliği çözmek ve hareket sisteminin daha aktif çalışmasına yardımcı olmakmış. 

Otelin Halkla İlişkiler Elemanı Ukraynalı Anastasia ile Tesisi tanımaya çalışıyorum. Anastasia,İngilizce'nin yanı sıra gayet güzel Türkçe konuşuyor. Mavi ve sarı renk tutkunu.Profilinde bile bu renkler hakim:Ukrayna Bayrağındaki Mavi;barışı ve ülkenin üstündeki gökyüzünü temsil ederken,Sarı ise refahı ve buğday tarlalarını simgeliyor.

Gezi sonrası akşam Yemeğini a la kart restoranlarından birinde "İvriz"de birlikte yiyoruz.Biraz malûmatfüruşluk yapıp İvriz ve Tuana'nın anlamlarını anlatalım :

 İvriz, Konya-Ereğli'deki Neo-Hitit Dönemine ait kaya kabartmalarının bulunduğu arkeolojik sit alanı.Bu bölgenin Hitit Dilindeki adı :TUANA.

Menümüz:

Başlangıç:Alabalık Füme-Zeytinyağlı Barbunya-Mantar-Yoğurtlu Semizotu-Beyaz Peynir-Domates-Salatalık 

Ara Sıcak: Karides Güveç

Ana Yemek: Ispanak yatağında Patates Limon Kapari soslu Levrek

Tatlı:Fırında Helva

Bu akşam bu güzel yemeği güzel bir Hanımla taam ederken Yahya Kemal'in "Rindlerin Akşamı"Şiirini mırıldanıyorum:

"Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

Cihâna bir daha gelmek hayâl edilse bile

Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece

Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç"

Yemek sonrası anfitiyatroda zengin bir Animasyon gösterisi izliyoruz.Şef Animatör Enes'in ilginç showlarının yanı sıra "İsdancebul"'un Dans gösterisi de muhteşem.

Bir hafta çok çabuk geçti.Artık Tuana Otelden ayrılma zamanı gelmişti. Çıkışta Otelin Genel Müdürü Nurkaya Bey ile vedalaşıyoruz.Ancak her "Veda"; "Elveda" değildir. 

<