SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ AKILLARA DURGUNLUK VEREN HALLERİMİZ..

Dünyada “kötü trafik” diye bir kavram var mıdır? Trafikten mükemmeliyetçi
beklentileri olanlar, devletin bu kurumunu beceriksiz olarak etiketlendirirler. Trafik
mekanizmasının hatasız işletilmesini önerirler.
Genel bir kural olarak trafik, motorlu araçların bir yönetim biçimidir. Yasası
vardır. Resmi üniformalı polislerle kurallar işletilmekte, planlanan şekilde
uygulanmaktadır. Araç kullananların bazen hata yapabilme olasılığına karşı,
sürücülere yol denetimlerinde “sempati ve empati” teknikleri sunulmaktadır. Trafik
polisleri öfke yerine, azgın sürücülere “lokum” ikram ederek tatlı dil, güler yüz
göstermektedir. Aksine, lokumla ağzı tatlandıran kişinin, denetim bölgesinden
ayrıldıktan sonra onun, içindeki içgüdülerle bir trafik canavarına dönüşebileceği
hesaplanamaz. Belirli bir sonuç elde etmek için yol denetimlerinde polisin yanında
“psikoterapi” bulundurulması da gerekecektir.
Ülkemizde trafik polislerine karşı araç sürücülerinde “içe dönük bir kızgınlık”
olduğunu söyleyebiliriz. Araştırmalardan böyle bir sonuç elde edilmiştir. Yolları
“yarış pisti” gibi görenlerde, bu duygu daima yaygındır. Direksiyondaki “hız
tutkunları”nı, empati yönetimlerini kullanarak çözmeye kalktığınızda, aynı
ağızlardan “pişmanlık” yakarışları dinlersiniz.
Demek ki, trafikte; yanlışın farkında olmalarına rağmen “oyun bozanlığı”
devam eden aykırı sürücüleri, aramızda barındırmaktan kurtulamayacağız.
Her yıl “Kurban Bayramları”nın felaket listesi, trafik kurbanlarıyla
“ağlanacak” halimizin bir başka göstergesi olmaktadır. Yollarımızda “selametle”
gidenlerin, “selametle” dönmelerinde etkili bir yöntem varsa;
“Açıkla..” diyenler, psikologların şu sözünü hatırlatayım:
“Üzülmektense delirmek iyidir..”
Fakat böyle bir yorum eleştiriye açıktır ama, doğru değildir.
Dehşeti mükemmelleştirdiğine inanan “yol çılgınlarının” akılları ne zaman
başlarına gelir diye sorarsanız, hemen söyleyeyim:
“Trafik ışığında arabası stop ettiği vakit..”
İşte, o vakit akıl başa oturmuş olur..
MEĞERSE KRALMIŞ!.
İtalya sınırında yol denetimi yapan trafik görevlisi, bir otomobilin uçar bir
hızla yaklaştığını görünce hemen işaretle durdurmuş.
“Bu hızla nereye uçuyorsunuz böyle?”
Adam sakin bir tavırla:
“Fransa’ya gececeğim..” demiş.
Trafikçi uyarmış:
“Karayolunda olduğunuzu unuttunuz herhalde. Aşırı hızına uygun buralarda
hava meydanı yok. Pilot kimliğinizi görelim.
“Bu bir otomobil. Şoför kimliğim var.”
“Ya demek ki, şoför kimliğiyle uçak kullanıyorsunuz. Cezası ağır olacak..
Adınız nedir?

2

“Victor…”
Polis tekrar sormuş:
“Şey adınız?”
Adam, pişkin şekilde gülmüş:
“Kral olduğumu söylüyorlar..”
NE DİYELİM? “Aklı bir karış havada olanların, akıllara durgunluk veren
hallerini, hergün karayollarımızla seyrediyoruz…”

<