SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜNÜN TIKANDIĞI NOKTA..

Amerika, maliyeti son derece düşük operasyonlarla Ortadoğu’da devletler kurup, devletler
yıkmak peşinde.. Bunun metodu basit akıl oyunlarına dayanıyor. Önce karışıklıklar çıkarıyor, direnç
noktaları oluşunca, bunu, kırmak ve parçalamak, bölmek eylemlerine geçiyor.
Amerika’nın savaşsız dış politika stratejisi bu.. örneğin, denemesini ülkemizde yaptılar.
Hatırlatalım:
1- FETÖ’yü kullanarak direnme noktayı Ordu’yu, Ergenekon ve Balyoz davaları ile
pasifize ettiler.
2- PKK’yı güçlendirip bir anlaşma, bir çatışma zeminin iktidara hazırlayıp memleketi
sıkıntıya soktular.
3- Suriye politikasında Esad’ı hemen tasfiye taraftarlığına girip, Türkiye’yi Suriye ile
düşman haline getirip, kendilerini geri çektiler.
4- Rusya, İran, Türkiye blokunun oluşmaması için Rus uçağını düşürttüler.
5- Ekonomik baskıyı artırıp Avrupa Birliği ile Türkiye’yi gergin noktaya çektiler.
İşte, asker ziyan etmeden, top tüfek patlamadan maliyeti düşük sinsi planların peşinde
olan bir Amerika var karşımızda… Herhangi bir fiziksel güç kullanmıyor, tıpkı bir medyum gibi
seanslar düzenleyerek hedefindekileri hipnoz ediyor. Yoktan varolan eller gibi Ortadoğu’yu silah
deposu haline getirerek terör yuvalarına yığınak yapmaktan çekinmiyor. Hipnozvari usullerle
bölgeyi “medyumlar çiftliği” haline getirmiş.. Uyutma tekniklerini iyi kullanıyor..
Ortadoğu’da Amerikan” telepatisi” böyle seyrediyor. Ancak, düzmeci Medyumların güçleri
her zaman için sürekli değildir. Profesyonel gözbağcıların eninde sonunda bir açıkları ortaya çıkar.
Arkası çorap söküğü gibi gelir.
Genelde pozisyonları böyle olur..
Ortadoğu yeniden kurulacak. Ama, kimlerle?
Kısaca, suyun yüzeyindeki akıntılar ile altındaki akıntılar daima ters istikamettedir. En
tehlikelisi de bu tür akıntılarda girdapların bol bulunmasıdır. Bakalım, Amerika’nın büyük gelgit
akıntılarındaki macerası nasıl sonuçlanacak? Zihinsel jimnastik yapmaya meraklı iseniz bu oyunun
sonunun sezebilirsiniz. Ortadoğu girdabında, oyun kurucuların istikameti belli olmuştur. Geçiş
üstünlüğünün tıkandığı noktaya varılacak günler yakındır.
KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE?
Yabancı ülkelerden birinde bir papaz, kilisenin kapısına astığı bir levhanın üzerine şöyle
yazmış:
“İnanın bana, hepiniz için bütün gün durmadan dua ediyorum.”
Aradan birkaç gün geçmiş. Aynı levhanın üzerine şöyle bir söz eklenmiş:
“Ben hepinizin haklarını savunuyorum. Avukatınızım.”
Bir gün sonra aynı levhada cümle okunmuş:
“Ben de hepinizin sağlığını koruyorum.. Doktorunuz..”
Daha sonraları halk arasından vatandaşın biri şöyle bir cevap yazmış:
“Unutmayın ki, hepinizin parası da benim benim cebimden çıkıyor..”
NİKAH MESELESİ
Evlilik işlemi yapılırken nikah memuru gelini uyardı:
“Üzgünüm, nikahınızı yapmayacağım, dedi. Gelin utangaç bir tavırla
“Neden?”
Memur, açıklama yaptı:
“Nişanlınız çok içmiş, kendinde değil..”
Gelin, memurun kulağına eğilerek:
“Aman efendim yapmayın!.. Ayıkken karşınıza getiremem ki..”
İSPANYA ATAKÖZÜ: “İnsanlara babasından para, mal, mülk kalır. Fakat akıl kalmaz..”

<