İŞİN İÇYÜZÜ İYİ Kİ, "MASAL" DOĞMUŞ..
Bütün bebekler, her ailenin üzerine doğmuş bir sabah güneşidir.
Torun ise yaşadığımız dünyada, başa dönmenin çevir düğmesidir.
Dedelerin yüreğinde torun, gözlerini dünyaya açmakla kalmaz, yaşlıların hayata
tutunmalarında, en büyük moral kaynağı olur.
Torun bebek, masum gülüşleriyle meleklerin kokusunu yuvaya taşır.
Bir gün önce, Masalı’mızın ilk doğum gününde, “Ne mutlu dede olanlara” diye,
çılgınlık derecesinde bir sevgiyi tattım.
Bir gün sonra, “Anneler Günü”nü, hüzünle karışık kutsal bir sevginin yol ayırımında
kaldım. Annem de zamanında bir bebekti. O da ailesine torun sevgisi tattırmıştı. Ama, ömrü
benim torunumu görmeye yetmedi..
Kuşaktan kuşağa dünyaya gelenler, dünyadan gidenler oluyor.. Ancak, insanlarda
sevgi, merhamet ve yaşama bağımlılık duyguları, hep gedikli bir tutku olarak devam ediyor.
Eskiyen bedenlerde, yorgun yüreklerde ve tükenmek üzere olan ruhlarda bütün
dünya nimetleri, sararan yapraklar gibidir. Bu mevsimlerde tarlaya hangi umut tohumlarını
ekseniz yeşermez, meyve vermez…
Ancak, torun bebekler, yeni bir iklimin müjdecisidirler.
Kucağınızda dompik dompik oynaşırken başka türlü bir sevgiye sizleri hazırlarlar.. Tüm
bedeninize gizli bir enerji naklederler. Tadına doyum olmayan başka türlü bir sevginin
kaynağında kendinizi bulursunuz.
İşte bu duygu, torun sevgisiyle yaşamın başına dönmenin bir “çevir” düşmesidir.
Bütün torun sınıfına dahil bebekler için, düşünülen ve hazırlanan kutlama mesajlarının birer
örneğini, tüm dünya liderlerine göndermek yararlı olur diye düşünüyorum.. Bu gidişle:
Dünyayı kan iklimine çevirenlerin nesillere miras bırakacakları bir “torun kuşağı”
kalacak mı, acaba?..
Güzel ahlakı tamamlamak için insanlar arasına kardeşlik, sevgi, saygı, adalet, iyilik,
doğruluk ve eşitlik duygularını keşfetmenin örneği; doğan her bebeğin gözbebeklerinde
araştırılmalıdır.
Dünya artık, bu gerçeği görmeli ve kabul etmelidir..
Bugünkü dünya düzeninde zalimliğe ve kötülüğe karşı tepki verirken, dedelerin
umutlarını da iyiliğe ve barışa taşımalıyız..
Her sabah, yeni bir gün uyanır.. Dünya yeniden kurulur.
Her sabah yeni bir başlangıçtır.
Bebekler, günden güne büyürken, onlar her yuvaya lütfedilmiş birer güldür. Hava
kirliliği ve egzoz dumanları arasında, kentsel yaşam kalitesi, bebeklere göre ayarlanmalıdır.
Doğal kaynakları korunan bir çevrenin bebekleri “gül yanaklı” olur. Her doğan bebeğin
hak ve yükümlülükleri, sağlıklı bir toplumun beklentilerine ters düşmemelidir.
Toplum bilimcileri, “bebek yüzlü” bir çevre hazırlamakta, lütfen ısrarcı olun.. Masal
çağındaki çocuklara böyle bir çevre hazırlamak zor mu?
AKIL DEFTERİNE GİRECEK BİR SÖZ: “Çocuğu gideceği yolda yetiştir, büyüdüğü zaman
ondan ayrılmayacaktır.” (Alman Atasözü)
