SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ KAR YAĞINCA AĞZINIZI AÇINIZ..

Kar yağışı insanın içindeki istekleri uyandırır.
Bunun en duygusal yanını, İtalyan asıllı Fransız şarkıcı Adamo dünyaya tattırmıştır:
“Karlar yağar ağlarım,
İnşallah ol sende böyle
Aşık olda bak birine.
Ben oldum da ne oldu sanki
Senin gibi birini sen
Karlar düşer düşer ağlarım..”
Mevsim gereği meteoroloji uyarılarına bakılırsa, kar yağışları kentlerin üzerine beyaz örtüsünü
serecek.. Günlük hayatımıza ters düşen bir takım olumsuzluklarla gene başbaşa kalmış olacağız.
Yaşamınızı değerlendirmeniz ve kentlerin çilesine yüreğinizi alıştırmanız için her şeyi beyaz, ya da
siyah görebileceğiniz ayrıntılara bir göz atalım: Karın etkisinde kalan yaşam bölgelerindeki insan
manzaralarını unutabilir misiniz?
Nefes vermenizi yavaşlatan ve “hapı yuttuk” dediğiniz şehirlerdeki işkenceleri bir düşününüz. İlk
yağışlarında kar, nazlı nazlı çatılara, ağaçlara, yollara inerken birden içinizde debreşen aşk
duygularınız, Ademo’nun şarkısıyla hayallerinizi bir süreliğine besler.. Ama, kar yoğunlaştığında
kentlerdeki yaşamın dibe çöktüğünü görünce de tatsız ortamla aklınızdan şunlar geçer:
“Yahu, bu kent yöneticileri uykudalar mı?
Çevrenizle ilişkileriniz hızla değiştiği ve yerine öfkenin kabardığı bir ortamda iseniz, hemen Halit
Kıvanç’ın ünlü fıkralarından birini anlatayım:
“Televizyoncunun biri ömrünü tamamlamış, öbür dünyaya gitmiş. Sevabına günahına bakmış.
Cennete buyur etmişler. Televizyoncu bakmış, hiç de dünyada anlattıklarına benzemiyor cennet..
Göz alabildiğine yemyeşil çimen.. Her yanda sessiz sedasız oturmuş, düşünen insanlar. Çık yok..
Canı sıkılmış televizyoncunun.. Acaba demiş, bir de Cehennemi görsem mi?”
Meleklerden biri almış, doğruca Cehenneme götürmüş. Bizimki kapıdan şöyle bir uzanmış:
Ooooh!. Bir cümbüştür gidiyor. Enfes bir orkestra.. Çıldırtan bir müzik.. Harika dekor. Ortada
çırılçıplak dans eden birbirinden nefis kızlar. Karşıda sıra sıra içki fıçıları.. Bizimki hemen fırlamış,
koşmuş kendisini getiren meleğe:
“Tamam, demiş. Cehennemde kalmak istiyorum ben..”
Melekler işlemleri tamamlamış, cehenneme götürmüşler.. Fakat o da ne ? Deminki gördüğünden
eser yok. Ne orkestra, ne kızlar, ne içki.. ne şu, ne bu.. Göz alabildiğine kocaman bir kazan.. Fokur
fokur kaynıyor. İçinde batıp çıkan, feryat eden milyonlarca kafatası.. Televizyoncu korku, dehşet
içinde:
“Bu ne , diye sormuş, bu ne?”
“Cehennem işte..”
“Ya demin gördüklerim neydi?”
“REKLAMLARI İZLEDİNİZ…”
Bulunduğunuz yer köy, kasaba, kent nere olursa olsun, sonunda kendi yolunuzu çiziniz.
Belediyelerden ve toplum yaşantısından gelen bütün zorluklara karşı üzerinizdeki bunalımlardan
kurtulmak için kar tanelerinin yağış türüne bakınız. Kar taneleri uzun ince kalem, veya şapkalı
sütun gibi isimler alır. Buna bir de atasözü eklemek gerekir:
“Kara yaslanma, kar erir..”
Tabii bütün saydıklarımızdan sonra ağzınız açıkta kalmaz ise.. Meteoroloji ilgililerin “hava
raporları”nı izlemeye devam ediniz..
BİR ATASÖZÜ: “Abdala kar yağıyor, demişler “Titremeye hazırım..” demiş.

<