İŞİN İÇYÜZÜ / KIŞ KÜKREYİNCE TAKSİ ŞOFÖRLERİ BELEDİYELERİN MORAL GÜCÜ OLDU
Kar ve tipi aniden bastırınca İstanbul ve birçok kentlerde belediyeler sınıfta kaldı. Ulaşım hizmetleri felç haldeydi. Önlemlerin yerini şaşkınlık ve beceriksizlik alınca vatandaşlarda yollarda perişan oldu. Toplu ulaşım araçları çalışamaz duruma düştü.. Kış, kabus gibi büyük kentlerin üzerinde nöbet tuttu. Araçlar kaydı, birbirine girdi.. Yuvarlananlar ve kara saplananlara kadar kentlerin perişanlık tablosu böyleydi. Herkes öfkeliydi ve suçlananlar da Belediye yönetimleriydi.
Doğrusunu söylemek gerekirse kara saplanan belediye araçlarının karşısında vatandaşlara düzenli hizmet veren bir meslek kesimi vardı. Beyaz işkencenin içinde sarı renkleriyle vatandaşlara taksi hizmetleri veren meslek sahibi şoförleri kutlamak isteriz. Ulaşımın acil taşımacılık bekleyen bu çaresiz günlerinde şoförlerimizin tekerleri kar ve buz engeli tanımadı. Telsizleri çalıştı. Gidecekleri yollara ait kendi merkezlerinden kumandalı bilgiler alarak yolcularını adreslerine ulaştırdılar. Taksiler, zincirli veya kar lastikleriyle kışa hazırlıklı haldeydi.
Elli yıl önceki taksilerin ve dolmuşların durumunu düşündüm.
Bugün İstanbul’da 18 binin üzerinde taksi mevcut. Taa, o zamanlar mesleğin bu insanları himayesiz ve kendi kaderlerine terk edilmişlerdi. Taşımacılıkta bir düzenleme yoktu. Her önüne gelen aracına dama çektirip taksi piyasasında çalışırdı.
İşte elli yıl önce, şoförlere önderlik kervanına katılarak bu meslek için bir slogan ortaya attım:
- Plaka donmalı, şoförler doymalı, diyerek konuyu gazete sayfalarında canlı tutmaya çalıştım.
Dönemin iktidarında milletvekili Hüsamettin Tiyanşan’la ortak çabalarımız sonucunda, taksi plakalarına sınırlama getirildi. Şoförler korunmaya alındı.
Taksi şoförleri hizmet alanları içinde daima yardımseverlik duygularıyla doludur. Şoförlerin yüreklerinde mertlik, plakalarında vatanına, milletine birlik ve dayanışma duyguları yazılıdır. Helal ve bereketli kazançları ilke edinen bir meslek geleneğine sahiptirler. Açıkçası devletine, milletine sadık insanlardır.
Yıllarca ekonomik ömrünü doldurmuş taksilerle esnaf kazanç sağlayamıyordu. Eskimiş, yıpranmış, normalden fazla yakıt tüketen bu araçlar şoförlerin sırtının kamburuydu. Örnek taksicilik döneminin başlatılabilmesi için Maliye Bakanlığından yıllarca teşvik beklendi. Aracını değiştirecek şoförlerden, Maliye Bakanlığının bir defaya mahsus KDV ve ÖTV vergilerini almaması istendi.
Tarihi yapısı itibariyle inişli çıkışlı bir kent olan İstanbul için örnek taksi modelleri araştırıldı. Sonuçta bir Kore firması İzmir de fabrika açarak ülkemizin yol koşullarına ve sarı taksi tipine uygun otomobiller imaline öncelik verdi. Telsizli, haritalı, rahat, konforlu, bagaj hacimli, emniyetli klimalı modellerine şoförlerin rağbeti büyük oldu.
Özetle, İstanbul taksicileri araçlarıyla, direksiyon yetenekleriyle çetin kış koşullarını aşmasını becermişlerdir.. Kente moral yüklemişlerdir. Sadece şoförler değil, semt ve mahalle esnafı da, diz boyu kara gömülseler bile dükkanlarını açarak halkı ekmeksiz, gıdasız bırakmamışlardır.
Böyle sıkıntılı günlerde büyük marketler, süper çarşılar suskunluk yaşamıştır. Kar ve tipi oralara müşteri akımını durdurmuştur.
Açıkçası şehirlerin yürüyen hizmetleri semt esnafı ve taksi şoförlerinde görülmüştür. Denize düşen adamın yanında esnaf olmuştur.
Esnaf ve sanatkarsız kalkınma düşünülemez.