SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ / KRAL KURAL VE BİNALİ

Cumhurbaşkanına kadar, Türkiye’deki trafik kurbanlarına göz yaşıyla, acıyla, çaresizlikle bakılmaktadır.
Trafik savaşçısı görevlilerin bile ağızlarını bıçak açmıyor. Hepsi birden suskunluğa gömüldü. Çünkü, söyleyecek yeni sözleri kalmadı. Yıllardır, eski, denenmiş öğütlerin peşine takılı kalarak, yaşlanma sürecine girdiler. Yollardaki azgın trafik canavarını, pes ettiremediler. Şimdilerde kendilerini “pes” etmiş durumdalar.
Trafik için düzenlenen eğitim kampanyaları çoktan iflas etti.
Yıllarca “gündemimiz trafiktir..” diyerek, seminer seminer üzerine düzenleyen o bilmiş çevreler, akıntıya kürek çekenler, durumuna düştüler. Trafik kazalarını önleme kampanyaları sözde kaldı.
Trafik güvenliğinin temelini kurabilecek bir dahi ortaya çıkamadı. Okullardan muhtarlara kadar herkesime eğitim ulaştırıldı. Devlet ve sivil kurumlar tarafından “önlemler paketi” hazırlandı. Sonuçta ortaya şöyle bir tablo çıktı:
“Trafik kurallarına kesinlikle uyulmuyor.”
Aşırı hız yapılmasının kesinlikle önüne geçilemiyor.
Araç solama ve şerit değiştirme alışkanlık halini aldı. Direksiyon cambazları, bu pervasızlıklarını hergün sergiliyorlar.
Kazaların en fazla meydana geldiği “Kara noktalar”, devamlı insan yutuyor.
Her yıl kazalardaki toplam ölü ve yaralı sayısı, maddi hasar miktarı korkutucu boyuta ulaştı. Bu nedenlerden ötürü:
CUMHURBAŞKANI (Üzgün). PARLAMENTO (Üzgün), VATANDAŞ (Üzgün). TOPLUM (Bezgin)
Bunca çabalara rağmen, toplumu yiyen, kemiren, bitiren bu illeti, millet çözsün diye bekleniyorsa, onu da hatırlatalım:
“Düşünce ve görüş birliği ilkeleştirilirse, her sorun, her sıkıntı, buz dağları da olsa, günün birinde çözülür, erir, gider.”
Karayollarımızın iyileştirilmesi için yapılan çalışmalar, büyüme hedeflerinin göstergesi sayılıyor. Dünyanın en mükemmel yollarının yapımına hız veren bir gelişmenin, ileri hizmet noktasındayız. Ancak, trafikte hala insan yutan “Kara Noktalar”ın bir adım ötesinde değiliz..
Her yıl Mayıs ayında Trafik Haftaları düzenlenir. Her yıl aynı sözler, aynı uyarılar yapılır. Trafik öğütleri milletin bir kulağından girer, öbür kulağından çıkar.
“Akıl en büyük sermayedir..” denir. Bu sermayenin “Trafik yüzünden tüketildiğini herkes zihninde yaşatabilse, alışkanlıklarına esir olmaktan kurtulur.
Trafik faciaları, çağın değişim hızının ön planında görüntü vermektedir.
Trafiğin dinazorları, insanlarımızı “Balık Hafızalı” hale getirmek için karayollarımızda “alan hakimiyeti” kurmuş durumda..
Ha gayret.. İlkel belleği olanlar, bari aklınızın yarım kalan kısmını da gaz pedalını kullanan ayaklarınıza yönlendirin.. Bu bile teselli amortisi sayılacaktır. Ha gayret..
KRAL VE KURAL
Ha gayret!. Diyeceğiz ama, yazımızı devam ettirirken Başbakanlık görevine getirilen Binali Yıldırım”ın ismi ortaya çıkınca “Ha gayret” beklentisinin umut ışığı birden belirlenmiş oldu.
Tahminen onbeş yıl önce, Ulaştırma Bakanı olarak İstanbul’da katıldığı bir toplantıda, ekonomik konularla ağırlıklı sorular kendisine yöneltilirken ortamın dikkatini trafik sorununa çevirdim.
“Sayın Bakan, ilk Bakanlığınızda, trafik için çok etkili bir slogan ürettiniz. Şöyle ki: (Yolların kralı yoktur, kuralı vardır.” sözü size aittir. Trafik sorunlarına bunun bir şifre olarak kayıt edilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.” dedim.
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin üretken başkanı Celal Toprak’ın düzenlediği bir toplantıda, öne çıkan bu sorum Binali Yıldırım’ı gülümsetmişti. Cevabı  da inandırıcı olmuştu..
Taakii.. Yıllarca bu şifre doğrultusunda, trafiğe çok yapıcı çalışmaları görüldü. Başbakanlığa giden yolunun açıldığı, partisinin genel kurulunda, ilkelerini sıralarken bu meşhur şifresini bir kez daha tekrarladı: “Yolların kralı yoktur.. Kuralı vardır..”
Bu anlamlı söz, Binali Yıldırım’a sesinin kısıldığı bir zamana rastladı. Belki ne anlama geldiğini anlayan olmadığı düşüncesiyle konuyu gündeme taşıdım..

 

<