İŞİN İÇYÜZÜ / PARA YASAYLA KORUNMAZ..
“Para yasayla korunmaz. Ekonomiyle korunur..”
Türkiye’nin dolar oyunlarının içine sokulduğu yılların özetini veren yukardaki cümle, Turgut Özal’a aittir. Paramızın yurt dışına çıkış ve girişleri, ilk kez Özal zamanında serbest bırakılmıştı. Dış ülkelerden gelen paranın, faiz kazanıp kaçan yabancı para olmaması için kırılgan bir ekonomi yaratmadı. Yatırıma girmeyen sıcak paranın üretim ve istihdam yaratılmasını istedi. İhracatçıya kazandığı paranın, hakiki Türk Lirası değerini verdi. Güven ortamı yarattı.
Yerli malı üretimi, yerini ithalata bırakırsa, cari açık büyütülür. Giren döviz ile çıkan döviz arasındaki fark arttıkça, ekonomi risk ortamına sürüklenir.
Türkiye’yi korkunç para tuzağının içine çekmek isteyenleri, bilmeyenlere hatırlatalım:
“Paramızın hakiki değerinde tutulması, ithalatçıya prim vermekten vazgeçilmesi, ihracatçının ödüllendirilmesidir. Siyasilerin yaptığı büyük hataların, bugünkü ekonomiyi, yeni koruma sistemlerinin içine çekilmesinden endişe duyulmaktadır.
Ekonomist mantığıyla ilerlemeyi, üretim ve ihracat artmasında, işsizliğin ve cari açığın azalmasında düşünmek en doğrusudur.
Türkiye, yabancı tuzağındaki para oyunlarında, iplerini koparıp dünyaya açılırsa ihracatı patlar, işleri açılır. Ekonomimizin çıpasının yükletilmesi buna bağlıdır. Bütün bu konularda iktidarın, dış güçlerin zincirlerini kıran ekonomik kararlarda çaresizliğe düştüğü, düşünülemez. Sonuçta, ekonomide hastalık ortaya çıktığında, gerekli tedavilerle devlet tam bir bataklığa sürüklenmedi.
Para piyasalarının niyeti ve gayesi belli iken, tarihimizin akışına yepyeni bir yön kazandıran yatırımcı iş adamlarımıza, hepimizin bir “alkış borcu” olduğunu hatırlatmak isterim.
İran resmi ajansı açıkladı: Yurt dışında büyük yatırımlarla örnek, başarılı eserleri gerçekleştiren Müteahhitlere, ülkemiz koşulsuz kapılarını açacaktır. Bu açıklamadan az sonra İran hükümet sözcüsü şu çağrıda bulundu:
“İran, devletin ve inşaat sektörünün büyük yatırımlarını, özel anlaşmalarla, ihalesiz, Türk firmalarına vereceğiz. Böyle bir işbirliğinde kararlıyız.”
Türkiye dışında sektörel faaliyetlerle dünya piyasalarına güven aşılayan işadamlarımız, artık markalaşmaktadırlar. Türkiye’nin ekonomik varlığına değer katacak noktaya gelmişlerdir.
Türkiye’yi yöneten ve yönetecek olan siyasiler, dış ülkelerde milletin gururunu temsil eden, bu iş gücü ve itibarı yüksek iş adamlarımıza, dünyanın hayranlık kapılarını kapatmasınlar..
Bölge ülkeleriyle Batıya yayılan girişimci müteahhitlerimize ekonomimizin “elçileri” gözüyle bakalım.
Girişimcilik ruhu bambaşkadır. Kendi kanatlarına güvenen iş adamlarımız “arı gibi” uçmasını biliyorlar. Akıllı ve yetenekli bir millet olmanın tek sermayesi cesarettir. Aklını başına toplayanlar kazanır.
BORÇLU TORUN
Cebinde parası olmayan bir şahıs lokantanın önünde durdu. Gözü vitrindeki levhaya tıkıldı: “Hemen girin ve istediğinizi yiyin. Hesabınızı torununuz ödesin..”
Adam içeri daldı. En nefis yemekler ne ise yedi, karnını doyurdu.
Lokantayı terk etmeye hazırlanırken, garson yetişip hesap pusulasını gözüne dayadı. Pusulada yüklü bir hesap görünüyordu.
Adam, şaşkınlıkla itiraz etti:
“Kapıda hesabınızı torununuz ödesin, diye yazmışsınız. Nasıl iş bu”?
Garson kibarcı cevap verdi:
“Yazmasına yazıyor ama, size takdim ettiğim hesap, sizin Büyükbabanızın, efendim..”