İŞİN İÇYÜZÜ / POLİTİKA NEDEN DAHA GÜÇ ÖĞRENİLİR?..
Dünyanın süper güçleri ekonomik hakimiyet için birbirlerine karşı manevralar çeviriyorlar. Hatta buna, bir bakıma meydan okumak diyebilirsiniz. Bu haliyle dünya ülkeleri, maskelenmiş bir savaşın ortasında..
Avrupa Birliğinin hırslı hedeflerinde zikzaklar görülüyor. Kuruluşundan beri Avrupa Birliğinin üyesi olan ülkelerin ekonomik reformlarından payını aldığı düşünülemez.. Birlik üyeleri arasında ne kadar gelişme olduğunu da şimdilik saptamak mümkün değil. Almanya Başkanı Angela Merkel, dünya gündemini, hep iyimser açıklamalarla dolduruyor. Ancak görüldüğü gibi, Yunanistan’ın ekonomideki körlük süreci, finans aktörlerinin oturduğu zemini sarsmıştır. Esasen, Birliğin para politikalarındaki asıl aktörleri Almanya ve Fransa, yeni manevra alanları yaratarak finans operasyonlarını hemen devreye sokmuşlardır. Birliğin lider güçlerine daha fazla direnemeyen Yunanistan, yeniden seçimlere giderek iktidar tazelemiştir ama, kalkınmaya dayalı bir ekonomik model ortaya koymamıştır. Şimdilik, Yunanistan’ın ağzına bir parmak bal sürülerek, bu ülkenin, kendi para politikasına dönmesinin önünü tıkamışlardır.
Süper güçlerin dışındaki ülkelerde cari işlem açığı hep vardır. Ülkeler, uyum yasaları çıkararak, enflasyon batağına saplanmadan, ucuz döviz politikalarıyla yabancılara yüksek faiz kaptırmamaktadırlar. Döviz değerlerinde patlamalar olunca, uyum yasalarından medet uman ülkelerin rüyaları sönüyor; geçici cennetleri cehenneme dönüyor. Ve, koruyucu rolündeki IMF’nin talimatları ortaya çıkıyor.
Ekonomiler azgınlaştıkça yatırıma ayrılacak bir kuruluş bile bulunamıyor.
Bunları dış ekonomilerde manevra politikaları takip edene ülkelerin yüzüne cesurca haykıracak hükümetlerin olmadığı söylenemez. Tüketime dayalı büyüme aldatmasına kapılan hükümetlerin en büyük sorunu cari açıklar olmaktadır.
Türkiye hassas dengelerle, kur politikalarının kontrolünü dış güçlere kaptırmadan para tuzakçılarının kucağına düşmemeyi itina ile korumaya çalışıyor.
Dünyanın ekonomi tuzağı ile çöken pek çok ülkesinin ekonomilerdeki kurtuluş reçetelerini, işte bu IMF teşkilatı hazırlıyor. Bunların işbirlikçi ajanları, ekonomilerinde diriliş gösteren ülkeleri kapana sokmak için yalan, tezvir, iftira ve kışkırtıcılık hamlelerine girişiyorlar. Önce, siyasi partileri kışkırtarak işe başlıyorlar. Milleti hayali senaryolarla korkutarak uygulamaya konulacak reformları kundaklıyorlar. Uydurma tepki grupları organize ederek “yalanın bin türlüsünü” piyasaya sürüyorlar.
“Para kıymetini kaybetti, enflasyon kapımızda. Köylü, üretici, ihracatçı yok.
Yüksek faizle sıcak para yüzünden ithalat artıyor. Sanayici dış pazarlarda rekabet gücünü bulamıyor. İşsizlik ve borç tırmanıyor. Yabancı bankalar, borsalar, bankerler, tefeciler, ülkelerin ekonomilerini kemirmeye devam ediyor.
Bunun sonu olmayacağına göre, işsizlik, fakirlik, çaresizlik derdine düşmüş ülkeler; “tavşana kaç, tazıya tut..” diyen IMF kılıklı güçlerin teknelerinde daha fazla barınamaz, alabora olurlar.
Şimdi kısaca özetleyelim. Tarihinde yakasını IMF’den kurtaran Türkiye, ekonomisindeki iniş çıkışlarına rağmen Merkez Bankası politikalarında sağlam bir tutum izliyor. İşsizliği, yokluğu, ırkçılığı, mezhepçiliği körükleyen para ve kur politikalarını kurcalayanların varlığı hemen seziliyor.
Her şey, küresel güçlerin bu çarkları nasıl çevirdiklerine bağlı.
Milletçe, önümüzde oynanan oyunları sezebiliyoruz. Milletçe biraz başımızı dik tuttuğumuzda; birileri maliyemize çomak sokmakta söz birliği etmişçesine daha teknolojik harika savaş malzemelerini, düşman bildiklerimizin inlerine gizlice ulaştırabiliyorlar. Sudaki yağ lekesi gibi sırıtan bu güçler, çıkarları uğruna aldığımız enerji ve yakıtların musluklarını hemen kapatabiliyorlar.. Bu oyunların içyüzünü açıklasak, yazmakla bitmez. İşte burnumuzun dibindeki Ortadoğu..
En iyisi buna uyan bir fıkrayla işin içyüzüne dönelim.
ÇARESİNİ BULMUŞ..
Büyük bilgin Einstein’e sormuşlar:
“Atomun parçalanmasından enerji elde edecek kadar akıllı olan insanoğlu, nasıl oluyor da bunun insanlığın mahvında kullanılmasını önlemeyecek kadar aptal oluyor?”
Einstein şu cevabı vermiş:
“Demek ki politika, fizikten daha güç öğreniliyor..”