SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ / SERİNLETİCİ KAHKAHALAR..

Aşırı sıcak ve aşırı soğuk havada kimseyi güldüremezsiniz. Deneyin bakın.. Dünyanın en komik insanını karşınıza alın, sizi kahkahalara boğduracak kadar şaklabanlıklar yapsa bile içinizden gülme isteği gelmez.. Bazıları, bıyık altından güler ya; bunaltıcı havalarda, bu isteği bile yaşayamazsınız.. Uyuşukluk insanın bütün bedenini sarar, gülmekle, gülmemek arasında “gitgel”lerin hüznü yoğunlaşır.
Bu yıl mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklar azmış gibi, bölgelerimizin atmosferi de kaynıyor.. Sınır ötesi alanlarda terörist faaliyetler sıcak çatışmalarla bastırılmaya çalışılıyor. Olayların ortaya çıkardığı üzücü tablolar , hepimizde soğuk duş etkisi yapıyor..
Zaten, Orta-Doğu deyince “sıcak ve soğuk” bir coğrafya; çöl iklimini tamamen dışlamış..
Çöl coğrafyasına düşününce, çöl sıcakları da bölge ülkelerine yayılmaya başlamış..
Görüntü böyle..
Sıcağın baskısındaki insanların gözleri termometrelerde. Meteoroloji kaynakları, sık sık hararet bilgileri yayınlıyor..
Mevsim normallerinin üstünde olduğumuzu anlıyoruz.
Madem ki aşırı sıcaklar, insana gülme duygularını unutturuyor. İnsan bazen “ağlanacak halinin” içinde de bir başkalarına “mizah malzemesi olabilir..
Evlenmeler- boşanmalar sürecini geçirenlerin öykülerine takılırsanız; ilk öpücükle, son öpücük arasındaki sıcak duyguların, mevsim normallerine yakınlığını ölçebilirsiniz.
İlk evlilikte öpücüklerin derecesini gösteren harareti, şimdi, içinde bulunduğumuz mevsimin aşırı sıcaklarına göre değerlendiririz.. Bakın, anormal sıcağın baskısını unutarak gülme iştahına nasıl yakalandığınızı göreceksiniz..
İşte, sıcağı serinleten soğuk bir fıkra:
NİKAH GÜNÜ SICAKLIĞI: Gölgede 38 derecedir..
Damat, eşine: “Hayatımın en güzel biricik kadını”der.
Gelin: “Benim eşsiz, biricik sevgilim..”
BİR AY SONRA: Gölgede 34 derece.
Damat : “Sevgilim benim.”
Gelin: “Birtanem, sevgilim”
İKİ AY SONRA: Gölgede 20 derece
Damat : “Sevgilim”
Gelin: “Canım..”
ÜÇ AY SONRA: Gölgede 25 derece
Damat: “Ayşe..”
Gelin: “Ahmet..”
BEŞ AY SONRA: Gölgede 15 derece.
Damat: “Hanımefendi..”
Gelin: “Beyefendi..”
ALTI AY SONRA: Derece 0..
Damat: “Hırçın Kadın..”
Gelin: “Hain adam..”
YEDİ AY SONRA: Sıfırın altında 4..
Damat: “Sinsi, çiyan..”
Gelin: “Canavar adam..”
DOKUZ AY SONRA: Aşırı soğuktan derece çatlamıştır..
Evlilik, boşanmayla bitmemişse, zoraki bir sıcaklığın estiği görülmüş.. Doğum sonucu bir bebek sesi duyulmuştur..
Diyoruz ki, bu tür fıkralarla herkesin ortak bir yanı bulunur.. Sıcak havalarda “kulak çınlatan” bir kahkaha “serinlik” yerine geçer..

 

<