İŞİN / İÇYÜZÜ / SEVGİLİLER GÜNÜ'NDA "BOŞ" ÇERÇEVELER
Andre Maurois’in akıllardan silinmeyecek ünlü bir sözüdür:
“Mutlu evlilik kısa gibi gelen, uzun bir konuşmaya benzer.”
İsterseniz bugünkü yazımızı, anlamlı bir fıkrayla derinleştirelim:
“Yeni evlenen bir çift balayını geçirmek üzere iki odalı bir motele yerleşirler. Evlilerin bitişiğindeki odada ise başka bir konuk bulunmaktadır. Adam evli çiftlerin konuşmaları duyulduğu için rahatsız olmaktadır.
Mutlu evliliklerini güzel sözlerle süsleyen çiftlerden erkek, karısına:
“Sevgilim, bir tanem, diyor. Saçların o kadar güzel ki çerçeveletip duvara asmak geliyor içimden.”
“Canım sevgilim, gözlerin o kadar tatlı ve yakıcı ki, mümkün olsa çerçeveletip duvara asardım.”
Adam tekrar devam ediyor:
“Hele kiraz renkli dudakların.. Çerçeveletip duvara asmak, yıllarca bakmak isterdim..”
“Ya o ellerin!. Ya o zarif parmakların..” derken, birden oda kapısı hızlı hızlı çalınır. Adam, rüyadan sıyrılmışçasına telaşla koşar, kapıyı açar, kim olduğunu sorar. Karşısındaki adam sırıtarak, yandaki oda komşusu olduğunu hatırlatır, şu cevabı verir:
“Çerçeveci..”
“Sevgililer Gününü” fantezi fıkralarla değerlendirmek isteyenler, ince anlamlı nükte ve esprilere fazla dalıp gitmesinler.. Sevgilerin çokça tükendiği memleketimizde,
“Aşklar yaklaştıkça kaçar.. Sevgi sözcükleriyle bezenmiş çerçeveler hep, BOŞ kalır.. Kalplerini döşek, hasır olarak yere serenlerin “çerçeveleşen” hayalleri nerede?
“Aşk şifadır.” diye avunanların, Sevgililer Gününde fren mesafesini iyi ayarlamaları gerekir. Sevgiyle beslenen aşk kaza yaptımı araç yolda kalır. Sevgililer Gününde fal için kapanmış kahve fincanların içinde şans aramayın.
Gökyüzüne taht kuran nice sevgililerin ömrü yas tutmakla geçmiştir.
Bu yıl sevgililer gününde, dört duvar arasında, sessizlikler içinde kalmak istiyorum..
“Havva Anamız’dan beri gelen aşkları” anımsıyorum.
Vatanları için ölen asil civanmertleri Rahmetle anıyorum.
Aşka adanmış sözleri sevgilisine, nişanlısına, yahut eşine yaşam umutlarıyla ulaştıran şehit Mehmetçiklerin ruhlarının sığınacağı evlerindeki
“ÇERÇEVELERİ”, dün, bugüne, yarına ait bütünüyle bir Türkiye olarak görüyorum.
En akıllıcı bir söz: “Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz.” (Mark Twain)
