İŞİN İÇYÜZÜ / Süs İhtiyaçların Önüne Geçmemeli..
İstanbul’un gövdesi, trafik enfaktüsü geçirmişçesine caddelerin, yolların ağzı kapanmış, dişleri kilitlenmiş durumda..
Trafik tıkanmış.. Hergün böyle.. Tam bir işkence. Şaştık, kaldık!..
Herkes trafiğe kızıyor, trafiğe öfkeleniyor, trafiğe çatıyor.
Trafik sorunları ve kazaları toplumumuzun dikkatini üzerinde toplayan bir problem olarak kamuoyunun gündeminde kalmaya devam ediyor.
Trafik bir hizmetler bütünüdür.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar, trafik hizmetlerinde görev, yetki ve sorumluluklar yüklenmişlerdir.
Örneğin, İstanbul’un kangren haline gelen kent içi trafiği çözüm beklerken, bir başka makamdan, sürücü ehliyetleri yenilecek, yahut araç plakaları değiştirilecek veya taksi şoförleri üniversite mezunu olacak türünden fantezi haberler uçuruluyor..
Daha değişik eleştirilerde duyuyoruz. Caddelerin kenarları çiçeklerle donatılıyor.. Her yer güzelleştiriliyor.. Trafik çilesi cehennem hayatı yaşatıyor.
Kentsel dönüşüme kucak açmış olan İstanbul’daki bu trafik keşmekeşinden nasıl kurtulabiliriz? Herkes bunu düşünüyor, bunu soruyor..
Oysa şehrin yeşilliğine, çiçeklerine, doyumsuz manzarasına, temizlik koşullarına parmak ısıranlar bile var.. Bir bakıma “süs” ihtiyaçların önüne geçmez, düşüncesinde olanların haklılık payları da kenara itilemez.
Öyle ya.. Bu neye benziyor?.. Boş mideyi doldurmadan yakaya karanfil takılır mı? Midemize kadar inen acı trafik lokması çiğnenmiyor.. Hazım diye bir fonksiyon kalmamış..
İstanbul Belediyesinin trafiği tek merkezden, tek elden yürüten bir Ulaşım Koordinasyon ünitesi bulunuyor.. Kaliteli uzmanlar teknolojinin bütün olanaklarını kullanıyorlar..
Ancak, sistem bir yerde karışıyor.
Türkiye’de trafik tıkanıklığı, daha doğrusu trafik düğümü yollarımızdan önce çalışma sistemimizde mevcuttur. Devletin çeşitli birimleri ve kurumlarının eli trafiğin içindedir. Yetkiler dağınıktır ve çelişkili hizmet şekilleri hala ayıklanmamıştır.
Ağzımız aşınmıyor ya, bir kez daha yazdık..
Trafik ve ona bağlı sorunları yarım asırdan beri medya gündemine taşıyan deneyimlerimizden yararlanmak kimsenin aklına gelmiyor.
Doğrusu, kilitlenen trafikte kimin, nerede, ne yaptığını kestirmek güç..
Trafik karıştıkça karışıyor.. Susmak en iyisi..
Anonim bir fıkraya geçelim.
Adam arkadaşına sordu:
“Dik yatağın sırrını biliyor musun?
Öteki:
- Hayır, bilmiyorum, dedi.
Adam cevapladı.
- Çok basit, ayakta uyumak..
“ Adamın biri aniden arkadaşına sorara:
- Bir kadın sır saklayabilir mi?
- Evet, der arkadaşı. Ama bir şartla. Söylediğin şeyin sır olmadığını öncelikle belirteceksin..”