MUAMMER OYTAN

MUAMMER OYTAN

İSLÂM AHLÂKI ( 2 )

Bugünkü sohbet yazımızda İslâm ahlâkının ikinci bölümünü işleyeceğiz ve Hz.
Peygamer Efendimizin ahlâkından bahsedeceğiz.
Müminler; Allah’ın buyrukları davranışa dönüştürüldüğü takdirde nasıl bir insan
ortaya çıkacağı konusunda Hz. Peygamber’in şahsında açık, somut bir model
bulmuşlardır. Hz. peygamber (s.a.s.), güzel ahlâkı, İslâmın bizâtihî kendisiyle özdeş
saymış ve “ Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim! ” (Ahmet Bin Hanbel,
2/381) buyurmuştur. Esasen, bizzat Cenab-ı Hakk da, “Şüphesiz Sen yüce bir
ahlâk üzeresin) (kalem, 68/4) buyurarak O’nun ahlâkını övmüş ve ayrıca,
“Andolsun, Allah’ın Resûlü’nde sizin için güzel bir örnek vardır.”(Ahzâb, 33/21)
Ayeti ile Hz. Peygamber Efendimizin ahlâkını örnek almamızı istemiştir.
O halde Peygamber Efendimizin güzel ahlâkının esasların kısaca tespit
etmemiz gereklidir:
 Resûlü Ekrem Efendimiz, sadece peygamberlik döneminde değil, çocukluğu
ve gençliği dönemlerinden itibaren insanlar arası ilişkilerinde “Muhammedül
Emîn” lâkabını alacak kadar güvenilir bir kişi olmuştur.
 Daima doğru sözlü, hep dürüst, özü- sözü bir olmuştur.
 Daima ahde vafa göstermiş; verdiği sözde durmuş, emanete riayet etmiştir.
 Her zaman hayâ, iffet ve nezaket timsali olmuş; son derecede kibar ve nazik
bir yapıya sahipti.
 Kendisine müracat eden herkes ile bizzat ilgilenir; konuştuğu kimse, sözünü
tamamlayıp ayrılmadıkça yüzünü ondan çevirmez; tokalaşmak üzere elini
tutan kimse elini bırakmadıkça o da bırakmazdı.
 İnsanları kırmak ve incitmekten şiddetle kaçınırdı: Gurur ve kibir sahibi
değildi..Tevazuyu şiar edinmişti. Kendisini övmekten ve övünmekten hiç
hoşlanmazdı.
 Şa’şaayı, gösteri şi hiç sevmez, ashabının arasında onlardan birisi olarak
sade bir hayat yaşamayı severdi.
 Her zaman insanlara güzel sözler söylerdi; güler yüz gösterir; büyük bir
şefkat, merhamet, engin bir hoşgörü sahibi idi
 Şahsı için kendisine yapılan kötü ve kaba muamelelere kızmaz, intikam
beslemezdi. Ama, Allah için kızılması gereken durumlarda kızar, sevinci gibi
öfkesi de yüzünden belli olurdu.
 İslâmi emirlerin uygulanmasında gevşeklik göstermez, taviz verilmesini asla
kabul etmezdi.
 Zorluklara, çilelere ve olumsuzluklara karşı sabırlı davranmak; azim, ümit ve
şevkini kaybetmemek en büyük özelliklerindendi.
 Rabbine güven ve tevekkülü sonsuzdu.
 Son derecede cömert ve hayırsever bir insandı.Ashab-ı Kiram O’nun
cömertliğini denizin dalgalarına benzetirlerdi.. Kendisinden bir şey istenilip de
“hayır” dediği görülmemişti. Yardıma ihtiyacı olan herkesin yardımına
koşardı.
 Savaş alanlarında son derecede cesur ve dirayetli bir komutandı.
 O, vefakâr bir dosttu; eşşis bir ahlâk abidesiydi. Allah’ın selam, rahmet ve

2

bereketi üzerine olsun.( Ahmet Ünkal ve Arkadaşları, Hz. Peygamberin
İzinde, DİP Yayınları, 887, s.243-246)
Allah Tealâ, insanı en güzel şekilde yaratmış(Tîn, 95/4; iyiliği kötülükten ayırma
gücüvermiş(Şems,91/8) ve yeryüzünde halife kılmış yani Allah’ın istediği ahlâk
düzenini yeryüzünde gerçekleştirmekle görevlendirmiştir.Ne var ki insanın kendisi de
ahlâken eğitilmeye muhtaçtır. Çünkü insanın hem iyilik hem de kötülük damarı vardır:
Bu iki damardan birini seçme gücü de vardır.İşte İslâm dininin amacı, Hz. Peygamber
modeline göre, insanı güzel ahlâk sahibi kılmaktır.

İLÂHÎ AŞK,
Zikredip Allah’ı ananlar,
Er-geç Rabbe kavuşur onlar,
İlâhî nâr-ı aşkla yananlar,
Er-geç Rabbe kavuşur onlar …
Hakka kulluğu tam yapanlar,
Bir tek ol Allah’a tapanlar,
Eğriden doğruya sapanlar ,
Er-geç hedefe varır onlar,
Bülbül olup aşktan ötenler,
Nâr-ı aşkla yanıp tütenler,
Cennet Gülzârında bitenler,
Er-geç Rabbe kavuşur onlar . .
Bu dünyada kendin bilenler,
Gönül paslarını silenler,
Ölmeden evvelce ölenler,
Er-geç amaca kavuşur onlar .
OYTAN Muammer bunu söyler,
Gece-gündüz Rabbi zikreyler,
Dünya mal-mülkünü n’eyler ?
Er-geç Rabbe kavuşmak diler …

<