Israr ile azim
Azim kararlılık, güzel, iyi, faydalı bir hal. Buna benzeyen ama asla her zaman aynı anlama gelmeyen, her zaman aynı değerde olmayan başka bir kelime daha var. Israr
Birey hayatında da, cemiyet hayatında da, yönetim tarzlarında da azim de ısrar da bulunur.
Hep seyredersiniz. Birileri bir şeyler yaparlar ve hep yaparlar. Durup düşünmeden, getiriyi-götürüyü hesaplamadan hep aynı minval üzere devam edip gider.
Hayretle karşılamak gerekirken, kimse de ‘ne oluyor’ demez. Alışıldık biçimde, alışıldık çilelerle yaşayan milyonlarca insan var.
İşler yolunda gitmiyorsa değişiklik gerekir. O değişikliği yapmaya cesaretiniz yoksa, içinde bulunduğu çileyi yaşamaya devam edecektir kişi.
Xxxx
Önce iş hayatına bakılmalı. Bir dükkean açtınız. Vitrine, camekeana mallar koydunuz, bekliyorsunuz. Bir, beş on gün geçti, kimse kapınızı çalmadı, kimse içeri girip bakmadı, hiç alış-veriş yapamadı. Ne yapar bu adam? Vitrini değiştirir. Tabelayı değiştirir, ışıklı, değişken yazılarla tanıtım yapar, olmadı balonlarla girişi süsler, iki tane soytarı koyar kapıya, müzik çaldırır ve ilgi çekmeye gayret eder. Bakar duruma, değişen, gelişen bir durum varsa, umutlanır, bekler. Hiçbir değişiklik yoksa alan değiştirir. Giyim eşyası satıyorsa, kılasikten moderne geçer, artistik, moda giyimleri satmayı dener. Dener de dener. Çünki bir dükkean açmanın amacı ticaret yapmaksa, kazanmaksa bu hedefi tutturmak için gayret edilir.
Xxxx
Derdiniz eğitim-öğretimse, muhatabınız olan aileler sizden ne bekliyor, kişiler ne bekliyor, toplum ne bekliyor ve sizin eğitimci-öğretimci kişiliğiniz sizden ne bekliyor hesaplarsınız. Bir iki, yıl ortaya çıkan neticeye bakarsınız. Kimlerin beklentilerini ne kadar karşılıyorsunuz ölçersiniz ve iyi gitmeyen yanları düzeltir, değiştirir, umut verir hale çevirmeye çabalarsınız. Özel okulsa, beklentilere cevap verilemiyorsa, zaten iki yıl sonra yeni öğrenci bulamaz ve okul kapanır.
Xxxx
Devlet okullarının haline bir bakar mısınız?
Beden eğitimi dersi vardır, özellikle kadınların hareket eden bir zeminde, otobüste, ayakta duramazlar. Denge duyguları bile gelişmemiştir. Müzik derleri var, okulda müzik öğrenerek bir yetenek ve zevk sahibi olunduğuna şahit yoktur. Ahlak dersi öyle, din dersi öyle, sosyal bilimler öyle, yabancı dil dersleri öyle. Bir tek fizik ve matematik öğretilebiliyor. Ana dili Türkçe bile öğretilemiyor. Buna rağmen devlet hakiki anlamda ‘ne yapmam gerekir?’ diye düşünüp, gerekli devrimleri yapmak yerine vitrine, tiribünlere gösteri yapmakta, bedava ders kitabı, içi boş tablet bilgisayarı dağıtmayı tercih etmektedir.
Xxxx
Aşk ve sevgi alanı da insanların değişiklik yapmaktan kaçındığı bir alan. Bir insana tutulmuşsunuz, aşık olmuşsunuz. Bir çok faaliyet yapmışsınız, karşı taraf duvar. Ya da bir eliyle gel derken öbür eliyle git diyor. Hem kendini sana karşı bağlayacak söz söylemiyor, ama tam da gitmenize izin vermiyor. Sen de çile çekiyorsun. Bütün aşıkların ağlamaları, sızlanmaları, göz yaşları, şiirleri, şarkıları işte bu lüzumsuz ısrarlarından kaynaklanıyor.
Muhatabın acaba senin sevgine değer mi? Değer verdiğin muhatabın eti ot sanıyor olabilir.
İlla da ısrar etmek azimli olmak değildir.
Olabiliri olan durumlarda, kazanmak mümkün görünüyorsa, sen de o kazanıma talipsen azimli ol.
Olabiliri yoksa, sana müşterisiz dükkean gibi davranıyorsa, kazanmanı mümkün kılmıyorsa şartlar, ısrar etme. Ha sen talebini bildirdin, gerekli yatırımları yaptın, ama kazanç yoksa ısrar etmek azimli olmak değildir.
Xxxx
Azim, olabilirlik vaadeden durumlarda sabırla emek vermek, gayret etmek, çalışmaktır. Israr içinde inatı da barındıran bir tavır. İnat, kazanılması istenen şeye uzaklık görüldüğü halde, olabilirlik vaad etmeyen durumlarda, şartları ve olumsuzlukları görmezden gelerek istemeye devam etmektir.