NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

İSTANBUL CEHENNEMİ

Ve sonunda İstanbul'a kar yağdı...

Yani Türkiye'ye kış geldi... Malum "İstanbul'a kar yağmadan Türkiye'ye kış gelmez" diye bir deyiş vardır...

Oysa Anadolu'nun ve özellikle Güney doğusu ve doğusunu da hatta Karadeniz'in doğusunda kış kıyamet..

Kar kalınlıkları neredeyse 4 metreyi bulmuş...

Ama TV'lerde varsa yoksa  İstanbul'a yağan bir parmak kar...

Neden?

Çünkü Türkiye'nin ekonomik kalbi İstanbul...

Türkiye nüfusunun 5'te 1'i İstanbul’da  yaşıyor...

O da resmi nüfusu, kaçak göçek göçmenler hariç...

Yani nüfus dağılımının uyumsuzluğu, sanayi ve üretimin dolayısı ile  ekonominin dengesizliği de bu  kentte yoğunlaşıyor...

Anadolu'nun doğusunda kalan bölgelerde kar yığınları sadece sosyal yaşamı etkiliyor, ekonomik yapı ise yerelde zarar görüyor...

Ama İstanbul'da yağan bir parmak kalınlığındaki kar tüm ülkenin dengesini bozuyor...

Sadece trafikte geçen sürede kaybolan yakıt miktarı neredeyse tüm Anadolu'nun bir haftalık tüketiminden fazla...

Böylesi bir dengesizlik ve plansızlık toplumsal dokuyu zedelediği kadar, ülkede güvenliği içinde  tehlikeli..

Üretim durduğunda veya aksadığında tüm dengelerin alt üst olması bir "bekaa" sorunu sayılabilir mi?

Tüm bu gerçekler bilinirken; yine de İstanbul için cazibe merkezleri oluşturmak ekonomiyi bu kente yönlendirmek ne kadar doğru bir planlamadır...

Elbette böylesi devasa bir yapılanmada "rant" yüksektir...

Konut fiyatları acaip derecededir.. Tüketim fiyatları yani çarşı pazar el yakar cepleri boşatır...

Bu kentet tedbir almak isteseniz de , vereceğiniz kararlar daha mürekkebi kurumadan "kadük" kalır..

Tüm bunlar bilinir ama yine de  İstanbul ve çevresi  artık sadece Türk vatandaşları için değil sayısı bilmediğimiz göçmenler içinde bir "cennet(!)" olmuştur....

Her göçmen İstanbul'un gerçek sahibi çalışan yurttaşları da işsiz bırakmakta; rızkını azaltmakta.....

Artık İstanbul taşı toprağı altın değil, zehirli atık...

Ama tek iş umudu da ne yazık ki sadece bu kentte...

Plansız programsız büyümenin sonucu bu...

Bu sorun bugünün üretimi değil, dünden bugüne aktarılan ve giderek de büyüyen bir sorun...

Çözümü ise olanaksız gibi...

Kısaca bir cenneti cehenneme çevirmeyi becerdik...

İyi yanmalar...

<