İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞME ŞARTLARININ YERİNE GETİRİLMESİ... (4)
Taraflar risk içeren durumlarda mağduru veya risk altındaki kişiyi korumak için şiddet failini uzaklaştırma yönünde yasal tedbirleri almalıdırlar. Ayrıca taraflar soruşturma süresince mağdurun cinsel geçmişi ve davranışlarıyla ilgili detayların davayla ilgisi olmadıkça dahil edilmemesini sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür.
Sözleşme şiddet mağdurları için faillere karşı tazminat hakkını getirmektedir (Madde 30), taraf devletler bu hak için yasal tedbirleri almalıdırlar. Şiddetin yarattığı hasarı, fail ya da kamuya ait devlet sağlık ve sosyal sigortası (SGK vb.) karşılamıyorsa ve ciddi boyutta bedensel yaralanma veya ruhsal bozukluğun olması durumunda mağdura yeterli devlet tazminatı sağlanmalıdır. Bu çerçevede "mağdurun emniyetine gereken dikkat sarf edilmesi koşuluyla, Tarafların, söz konusu tazminatın, fail tarafından verilen tazminat kadar azaltılması talep etmesi" de imkân dahilindedir. Şiddet mağdurunun öznesi bir çocuksa şayet, çocuğun velayeti ve ziyaret haklarının belirlenmesine ilişkin yasal tedbirler alınmalıdır. Bu kapsamda taraflar velayet ve ziyaret süreçlerinde mağdurların emniyetini sağlamakla yükümlüdür. 32 ve 37. Madde çocuk ve erken yaşta evlilikler ile zorla evliliklerin geçersiz kılınması ve sona erdirilmesi için yasal tedbir vurgusu yapmaktadır. 37. Madde bir çocuğu veya yetişkini evliliğe zorlamaya karşı cezai işlem yükümlülüğü getirmektedir. Bir kadını sünnete zorlamak ve teşvik etmek sözleşmede çerçevesi çizilen şiddet örnekleri arasındayken; bir kadının önceden bilgilendirilmiş olurunu almadan kürtaja zorlamak, maruz bırakmak ve bu süreçlerde kadının doğal üreme kapasitesine maksatlı olarak son vermek de sözleşmede cezai yasal tedbirler gerektiren eylemler olarak tanımlanmıştır. Taraf devletler bu durumlara karşı önlem almakla yükümlüdür.
Taciz, bunun muhtelif türleri ve psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve tecavüzün cezai karşılığının taraf devletlerce sorumluluğu sözleşmede 33 ila 36. Maddeler arasında ve 40 ve 41. Maddelerde yer almaktadır. Buna göre taraflar bireylerin ruhsal durumunu bozacak zorlama ve tehditlere karşı yasal tedbirleri almak zorundadır. Taraf devletler bireylerin kendilerini güvende hissetmemesine neden olan tacizin her türlüsüne karşı yasal tedbirleri almalıdır. Tecavüz de dahil olmak üzere her türlü cinsel şiddete karşı faillerin cezalandırılmasını sağlayacak etkin yasal tedbirleri almak tarafların yükümlülükleri altındadır. Bu yükümlüğü ele alan 36. Maddede, "başka bir insanla, rızası olmaksızın, herhangi bir vücut parçasını veya cismi kullanarak, cinsel nitelikli bir vajinal, anal veya oral penetrasyon gerçekleştirmek" ve "bir insanla, rızası olmaksızın, cinsel nitelikli diğer eylemlere girişmek" ile bir insanı rızası olmaksızın üçüncü bir şahısla cinsel nitelikte bir eyleme zorlamak, teşvik etmek ve yeltenmek cezalandırılması gereken eylemler olarak çerçevesi çizilmiştir. Bireyin onurunu ihlâl eden ve bu amaçla gerçekleştirilen; aşağılayıcı, düşmanca, hakaretamiz, küçük düşüren veya saldırgan bir özellik taşıyan durum ve ortamlar ile cinsel nitelikte sözlü veya sözlü olmayan ya da fiziksel davranışlar da sözleşmede tarafların cezai yaptırım sağlaması ve yasal tedbir almasını gereken menfi durumlar olarak nitelenmektedir.
(Devam edecek)