İSTENEN OYUN
Her iki teknik adam içinde mücadelenin önemi büyüktü. Ama Kocaman için olmazsa olmaz olan maçlardan biriydi. Bir nevi tamam ya da devam maçıydı Fener adına. Kaybetselerdi epey geride kalacaklardı.
İki hoca da orta sahalarını defansif ön liberolarla örmüştü. Önce oyunu tutacaklardı diye düşünebiliriz ancak Emre’nin olmayışı en çok Avcı’yı üzmüş, en çok da Kocaman’ı sevindirmiş olmalıydı. Emre’nin gereksiz ve hiç de profesyonel olmayan cezasıyla Abdullah hoca oyunu Emre’nin üzerine kurma şansını kaybetmişti hafta başından itibaren. Ayrıca Tunay’ın da maç eksiği olmasından dolayı hocanın tek kurgusu sadece Mahmut-İnler’di. Fenerbahçe Neto’yu oynatmak riskli olmasına rağmen orta sahasını rutin ikiline teslim etmişti. Peki hangi ikili öndeydi? Her iki orta sahada defansif yönden pozitifken, ofansa katkı yönünden ve oyunu kurma açısından negatiflerdi. Ancak Topal ve Joseph hem tecrübeleriyle hem de ileri geri, box to box, oyunlarıyla bir adım öndelerdi. Joseph’in ileri çıkışlarını da unutmamak gerekirdi.
Fenerbahçe 2 oyuncusunun, Neto ve Giuliano, maç eksikleriyle sıkıntılı pozisyonda olandı. Fakat ilk yarıda gösterilen mücadeleye baktığımızda Fenerbahçe oyunu iyi okudu ve pratiğini de iyi yaptı. Başakşehir adeta gözünü açamadı. Emre olmayınca oyunu Arda’nın üzerine kurma hesapları yapmış olmalıydı Abdullah hoca. Ancak Avcı Arda’yı Adebayor’un arkasına koymak yerine sol kanada hapsedince Arda’nın beklenen işlevi gün yüzüne çıkamadı. Hatta İsla’nın yaptığı uzun koşunun ardından attırdığı ikinci golde adeta nefessiz kalmış, ayakları kilitlenmişti. Fenerbahçe total futbolu oynamakla kalmadı, önde de pres yapınca ister istemez afalladı ev sahibi. Fernandao bile koşup defansa katkı verip sol kanatta Arda’nın kanalını tıkadığına göre Kocaman’ın söylediklerini kafalarına kazımış olmalılardı. En iyi defans hücumdu artık onlar için. Önemli olan ikinci 45’in nasıl olacağıydı. Koruma iç güdüsüne mi döneceklerdi yoksa normal oyunlarına devam edip oyunu domine etmeye devam mı edeceklerdi?
AVCI’NIN ACELESİ
Gördük ki Fenerbahçe kurduğu düzene devam etme gayesindeydi. Diğer taraftan Abdullah hoca pek bir aceleci davrandı. Sadece 9 dakika bekleyip orta sahadan değilde defansdan oyuncu çıkardı. Artık sahada Arda-Adebayor-Napoleoni ile gol arayacaklardı. Oysaki defansını eksiteceğine orta sahaya dokunabilir forvetini çiftleyebilirdi. Akabinde İsla ve gecenin adamı Fernandao işbirliğiyle ortaklaşa keseceklerdi cezayı sarı lacivertliler. Acele giden ecele giderdi. Abdullah hoca intihar etti böylelikle. Sakin kalmalıydı. Gereksiz üçlü defansa dönme hatasından nasibini almak bu sefer Avcı’ya nasip olmuştu!
Kocaman Alper’le 4-6-0’a dönünce, Abdullah hoca Bajic ve sonrasında Frei hamleleriyle şok bir gol atıp ardından beraberliği bulma hedefindeydi. Kerim değişikliğinden sonra Aykut hoca Soldado kartını kullanmalıydı Başakşehir’in rahat ileri gitmemesi adına. Bir taraf santraforsuz oynuyor, diğer tarafsa tüm cephanesini kullanmaya çalışıyordu. Giuliano iyi niyetiyle oynamış, hatta net goller kaçırmıştı ama yorulmuştu. Ama Kocaman kılını kıpırdatmadı. Oyuna forvet almama inadındaydı.
Özetle Kocaman hafta boyunca oyucularına beyin fırtınası yaptırmıştı. Herkes koşacak, koşmakla kalmayacak; kaliteli koşular yapacaktı. Koşarken önde baskı kuracaklardı. Koşarken pozisyon üreteceklerdi. Koşarken rakibi bunaltacaklardı. Koşarken iyi savunacaklardı. Koşaerken yerlerini kaybetmeyeceklerdi. Koşarken aralarında iletişim kuracaklardı. Koşarken rakibe oyun kurma şansı vermeyeceklerdi. Tüm bunların gerçekleşmesi tek bir şarta bağlıydı. O da bireysel hataların yapılmamasıydı. Ve oyun sıfır hata ile bitirildi. Fenerbahçe’nin kare ası; Roman-Neto-Topal-De Souza hem hatasız hem de uyumluydular. Hasan Ali ve İsla da onlara eşlik etti. Avcı’nın hatası Arda’ya fazla güvenmesiydi belki. Arda serbest oynamalıydı bence. Öte yandan Avcı’nın sabırsızlığı şimdilik mağlubiyete neden oldu fakat liderliği de kaybetmeleri ihtimaller dahilinde.
Fenerbahçe 80 dakika Kocaman’ın taktiğine harfiyen uydu oyun olarak. Son 10 dakika hariç herşey planlanan oyuna bire bir uydu doğrusu. Kocaman’ın tek hatası Kerim oyuna girer girmez Soldado’yu oyuna almamış olmasıydı. Ne diyelim her güzelin bir kusuru vardır. Yeter ki hep böyle oynasınlar.