İştiha-İştah
İştiha, nefsin doyumsuz isteği anlamında. Türkçe’de iştah diye daha vurgulu söyleniyor. Türetilmiş hali iştahtır. İnsandaki, ya da canlıdaki şehvet kuvvesiyle alakalı bir durum. Yemek yerken lokmaları büyük bir hazla koparıp-çiğnemek, her fırsatta uykuya yatmak için gayret etmek, cinsi tedarik sırasında çok istekli olma halidir iştah ve iştiha. İnsanda gadabiye, aklıyye, şeheviye ve hissiye denilen tohumlar var. Bu tohumların, kuvvelerin değişik anlarda, değişik tecellileri var.
Kimi insan hemen her durumda parlamaya hazırdır. Onun halinden hemen kavgaya tutuşacağını anlarsınız, bu insanda kuvve i gadabiye hakimdir. Kimi insan gözyaşı dökmeye hazırdır, onun kuvve i hissiye ile dolu olduğunu anlamak mümkün olur. Kimi insan ahlak kurallarını çok fazla takmaz karşı cinse meyyaldir. O kişinin kuvve i şeheviyenin etkisinde olduğu anlaşılır. Kimi insan da beyin değirmenini çevirip durur, o da kuvve i aklıyyenin adamıdır.
Xxxx
Her insanın içinde her tohum var. O tohumlardan kimi neşvü nema bulur, kimi de battal olup gider. İçinde bulunulan coğrafya ile, anne-baba ile, yaşanan ülkenin mali gücüyle, eğitim biçimi ve muhtevasıyla, daha yüzlerce unsurun etkisiyle o tohumların milyonlarcası toprak olur. Sadece bir kaçı yeşerir ve kişinin seciyesini oluşturur.
Kuvve i gadabiye ile zulüm çok yakın iki haldir. Buna iştiha da dahil olunca, kuvvei şeheviye de kuvve i gadabiyeye dosttur. Bu iki tohum aynı anda filizlendiğinde ortaya dehşet veren bir zalim çıkar.
Doymak bilmeyen iştiha, kavgaya hazır korkusuz hal bir araya geldiğinde ölçü tanımaz bir insan ile karşı karşıya kalınır. İştah ve gadab insanı zalim yapar. Aslında bu duygular, bu tohumlar insanda yönlendirilirse çok da gerekli tohumlar, duygulardır. Savaşlarda kuvve i gadabiye çok işe yarar. Hak ve adalet kavramlarının korunmasında da kuvve i gadabiye işe yarar. Ama dindeki hassasiyet ve ahlaktaki yücelikle bu kuvve yönlendirilebilir.
Xxxx
İnsanın doymak bilmeyen iştahı insanı zalim kılar. Bir sivil toplum kuruluşunda yönetici olan kişi yönetim kurulu kararı ile kendine maaş tayin etmiş. Arkadaşlarına da. Bir gazeteci bunu açığa çıkardı. Alınan maaşlar akla ziyan miktarda. 60 bin lira ile 30 bin lira arasında değişen maaşlar. Yaptıkları ne derseniz aslında kimse bilmiyor. Böyle bir kuruluş var. Yarı resmi bir KİT, ya da STK. Her ne ise, bu kuruma bağlı olan insanlar da yarı aç- yarı tok yaşayan toprak mahsulü üreticisi. Köylü. Bu kadar yüksek maaşları nasıl alıyorsunuz, nereye harcıyorsunuz diye sormayın. Günaha harcıyorlar. Çok para ile sadece günah işlenir. Zulüm yapılır. Alınan paranın miktarı zulümdür. Harcanması zulümdür. İsraftır. Yani her halükearda zulümdür.
Xxxx
İktisadi yayın yapan belli başlı bir gazetenin muhabiri bu durumu haber yapınca işler karıştı. İlgili Bakan açıklama yaptı ve bu maaşlarda yüze 70 ve daha az oranlarda kesinti yapılmasına karar verildi.
Şimdi o büyük paraları her ay cüzdanına indirenler bu gazeteciye ne kadar da kızıyorlardır. Yakalasalar bir kaşık suda boğacaklarına şüphe yok. Ama bilmeliler ki onları zulümden, israftan, sınır tanımaz iştahtan az da olsa uzaklaştırdığı için o gazeteciye teşekkür etmeliler. Umulur ki daha az zulüm ve israf daha az azap ve intikama yol açacaktır.
Xxxx
İştah istekli davranıştır. İşlenen fiilin istekle, çok istekle, doyumsuz istekle yapılmasıdır. İştah insanın hayatından zevk almasına yarar ama, denetlenemez ise insanı zulme ve israfa, günaha sokar ve cehennemi boylatır. Her duygu, her kuvve, her tohum insanda var ve hepsi de hayat için gerekli. Ölçülü kullanıldığında hepsi faydalı. İşte mesele bu ölçü. Ölçüyü bize vahiy bildirir. Yaratıcının maksat ve isteklerini onun kitabından öğrenebiliyoruz. Onu öğrenebilmemiz için bir Muallim de gönderilmiş. O kitap ve o Muallim işte insan hayatı için her biri faydalı olan o kuvvelerin nasıl ölçülü kullanılacağını anlatıyor insana.