İYİ GELECEK HAKLARI
ATATÜRK 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı olarak ilan ederken öngörüsü ile yetişkinlerin çocuklarımıza bırakabileceğimiz miras olarak düşünüyor. Bu bizler için de, yılda bir kez de olsa, “Çocuklarımız için ne yaptık ?” sorusunu akıllara getirmektedir.
ATATÜRK sağlığında çocuklar için, çok şey yaptı, gelecekte onları unutmayalım diye 23 Nisanı bayram ilan etti.
23 Nisan’ı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olmanın yanı sıra, aynı zamanda onları hatırlama ve onlara hesap verme günü olarak düşündü.
Bu bayram sokağa çıkma yasağı olduğu için zaten evdeyiz ve fazlasıyla zamanımız var.
Bu bayram hep birlikte, çocuklarımız için ne yaptık, bundan sonra ne yapabiliriz sorularına samimiyetle hiç mazeret üretmeden cevap arayalım.
Bu defa nutuklar atmak yerine, onları ne kadar sevdiğimizi ve önemsediğimizi düşünerek diğer ülkelerdeki yaşıtları ile kıyaslayalım. Bugün onlara hesap verelim.
Ülke olarak, eğitimciler olarak, politikacılar, medya ve veliler olarak onlar için ne yaptığımızı değerlendirelim.
Eğer bu bayram doğru bir tespit yaparsak, bundan sonraki bayramları da büyük bir coşku ile kutlarız.
Çocuk olmak bu salgın nedeni ile hiç bu kadar zor olmamıştı. Aylardır eve kapandılar. Arkadaşlarından, öğretmenlerinden, oyunlarından uzak kaldılar. Bayram sevincini yaşayamadılar. Öyle de olsa çocuk bayramını kutlayan tek ülkeyiz.
Ama sadece bayramı kutlayarak onlara karşı olan görev ve sorumluluklarımızı tam olarak yerine getirmiş olmayız. Avrupa’daki çocuklarla kıyasladığımızda o zaman görevimizi tam yapıp yapmadığımız ortaya çıkacaktır.
Sosyoekonomik göstergeler bir yana eğitimi ele alalım.
Bizim Ülkemizde iyi okullara girebilmek için büyük çabalar harcanıyor, aileler fedakârlıklarda bulunuyor, onlar ise doğuştan bu imkânlara sahipler. Bayramları olmasa da çok iyi bir eğitim alıyorlar, çocukluklarını doyasıya yaşıyor, mezun olduklarında iş bulabiliyorlar.
Birde sınavla öğrenci alan okullar içinde öğrencilerin girmek istedikleri okulların kontenjanı da %5 civarı. Pek çok öğrenci için evine en yakın liseler arasında girmek istediği okul pek nadir.
Dünyanın hiç bir yerinde zorunlu eğitim çağındaki öğrenciler açık eğitime mecbur edilmiyor.
Görünen o ki, eğitim sisteminin genelinde yeniden yapılanma şart oldu. Daha erken yaşlarda yönlendirme şart. Bütün öğrencileri önce sınavla öğrenci alan liselere, sonra da üniversite önüne yığmanın ne yararı var ? Öğrencilerin kararı ne ?
Liseyi bitiren bir öğrenci üniversiteye gidemez ise hangi yetkinliği ile iş bulabilecek, yaşamını sürdürebilecek. Üniversite mezunları dahi iş bulamayan bu eğitim sistemini artık çağa uygun yapılandırmak şart. Artık bu soruları cevaplandıralım, zira korona mezunu gençlerin işi çok zor.
Eğitim sistemimizin adil, güvenilir, eşitlilik olduğunu söylemek mümkün değil. Olağanüstü zamanları dikkate alarak eğitimde yeni yapı şarttır.
Daha iyi bir gelecek bütün çocukların hakkı.
SANA HİÇ KİMSE BENZEMEZ
Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildiği dönemdi. Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı. Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla âlemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu…
– “Adın ne senin bakayım?”
– “Cemil”
– “Çankaya’da mı oturuyorsun?”
– “Yok. Ayrancı’da”
– “Mektebe gidiyor musun?”
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
– “E… Ne okuyorsun mektepte?”
– “Her bir şeyi okuyoruz.”
– “Peki, ben kimim Cemil?”
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
– “Sen Gazi Paşasın.”
Ata gülümsedi.
– “Olmadı. Cemil ben senin Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.”
– “Yok, benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın.”
–“ Nereden biliyorsun?”
Çocuk kendinden emin bir tavırla.
– “Çünkü” dedi “sana hiç kimse benzemez…”
Çelik gözler bulutlandı. O eşsiz kafanın içinden kim bilir ne düşünceler geçti o anda.
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında.
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
– “Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak” dedi.
(Kaynak: Avni Altıner’in “Her Yönüyle Atatürk”)
M.Kemal ATATÜRK'ün asrın sözü:
"ÖZGÜRLÜĞÜN DE, EŞİTLİĞİN DE, ADALETİN DE DAYANAĞI ULUSAL EGEMENLİKTİR.”
“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.”
“ULUSAL EGEMENLİĞİMİZİ SONSUZA KADAR DEVAM ETTİRECEK OLAN ÇOCUKLARIMIZIN BAYRAMI KUTLU OLSUN.“
Sağlıcakla kalın.