İYİ, KÖTÜ, ÇİRKİN
Sergio Leone’nin yönettiği bir zamanların ünlü kovboy filmiydi. Clint Eastwood, Eli Wallach, Lee Van Cleef’in başrolleri paylaşmıştı. Üç silahşör’ün maceralarını konu ediyordu senaryo. Farklı yollardan ortak bir hedefe odaklanmışlardı. Amaçları bu hedefe ulaşmaktı.
Fenerbahçe yeni bir döneme girdi başkanlık seçimi sonrasında. Ali Koç ezici bir üstünlükle sonucu aldı. İlk icraatı Avrupa’nın ünlü takımlarının kimisine özenerek kurumsal bir yapı kurmak ve bunun ilk ayağı olarak da Sportif Direktörlük departmanını hayata geçirmekti. Fransız Damien Comolli olmuştu Fenerbahçe’nin yeni patronu. Liverpool, Tottenham, Saint Etienne’de aynı ünvanla çalışmış, Wenger Arsenal’de futbolun başındayken, Mösyö Comolli o dönemde scout ekibinin başında olan Steve Rowley’nin ekibinde scout olarak görev almıştı.
COMOLLİ’nin GEÇMİŞ AKSİYONLARI
Fransız futbol adamı Liverpool’da çalıştığı dönemde Andy Carroll ve Steward Downing için 55 milyon pound harcamış ama bu iki oyuncudan istenilen düzeyde verim alınamamıştı. Bir anda aklıma Slimani ve Benzia ikilisi geldi her nedense!!! Yine o dönemde genç takımdan gelen Jerome Sinclair, Jordan Ibe, Sheyi Ojo hayal kırıklığı yaratmışlardı. Kısa süre sonra ayrıldılar Liverpool’dan. Sadece Sheyi hala Liverpool’un oyuncusu. O da neredeyse her sezon bir takıma kiralanıyor. Şu anda Fransız Reims için oynuyor. Hep kötü işlerde yapmamış elbet Damien!!! Jordan Henderson ve Suarez’in Liverpool’a transfer olmasında rol oynamış.
Tottenham’daki üç yıllık görevindeyse Bebatov, Bale, Modric, Heurelho Gomes, Benoit Assou-Ekotto ile sözleşme imzalamış. Öte yandan; Darren Bent, Younes Kaboul, Kevin Boateng, Adel Taarabt transferleri, aynı bugün Fenerbahçe adına yaptığı Benzia, Slimani, Frey, Reyes, Ayew gibi hayal kırıklığı yaratmış Londra ekibinde. Peki kupa başarısı var mı Damien’ın? Ne Lig şampiyonluğu ne de Kupa şampiyonluğu var maalesef Fransız futbol adamının CV’sinde.
KENNY DALGLISH DAMİEN İÇİN NE DEMİŞTİ?
Nisan 2012’de Liverpool’un efsane oyuncusu Kenny Dalglish, “İngiltere’de Futbol Diektörlüğü adeta bir kötülük timsali olarak görülüyor. İnsanların bu ünvana veya prensiplerine karşı önyargılı olduklarını düşünüyorum. Kendi açımdan, Damien klüp adına çok faydalı işler yapıyor. Kanımca bu işi yapacak her hangi başka bir futbol direktörü için de geçerli bir durum. Her biri çalıştıkları klüplerine faydalı olabilirler. Yeter ki kimse birbirinin işine karışmasın”.
Ünlü İngiliz futbol adamı eğer herkes sorumluluğunu bilirse pekala futbol direktörlüğü kurumu futbol takımlarında başarılı olabilir diyor. Burdan anlayacağımız net nokta şu; Ne futbol veya sportif direktör teknik direktörün patronudur, ne de teknik direktör sporif direktörün üstündedir. Her ikisi de kendi kırmızı çizgilerinin içinde kalmalıdır. Sezonun ikinci yarısında hep birlikte göreceğiz Comolli ve Yanal’ın kırmızı çizgi sınırlarını. Bakalım geçinebilecekler mi?
Ali Koç’un hayali Michael Zorc, Giuseppe Marotta, Andrea Berta, Luis Campos, Monchi gibi futbol direktörlerinin klüplerine yaşattığı başarılarda gizliydi. Avrupa’nın başarılı ve ünlü futbol adamlarının yanında Damien fazlaca sönüktü geçmişiyle. Öylede devam etti Fenerbahçe’de. Takım açısından ilk yarının özeti şöyleydi bence: Koç herkesi dengede tutmak adına İYİ, Comolli transferleriyle ve ürettiği negatif enerjiyle KÖTÜ, takım da geldiği yer ve sergilediği duruş itibariyle ÇİRKİN olandı. Ve maalesef ortak hedefe ulaşmakta hepside sınıfta kaldılar!!!
Antalyaspor maçıyla ilgili fazla bir şey yazmaya gerek yok. Akdeniz ekibinin yarısı sakat ve cezalıydı ama Bülent hocanın oyuncuları disiplinli duruşlarından ve taktisel sadakatten asla ödün vermeden oynadılar maç boyunca güçleri yettiğince. Fenerbahçe tek bir Valbuena’nın eksiğiyle tekeri patlamış araba gibiydi. Ekici hariç herkes çoktan Noel ve Yeni yıl tatillerine çıkmış havasındalardı. Ersun hoca da Slimani-Soldado-Ayew üçlüsüyle aynı anda oynama riskine cesaret edemeyince tek puana razı oldu. Ligin en dibindeydi takımı. Bence risk almalı, son 23 dakikayı hücümcu bir ekiple oynamalıydı.
