İYİLİĞİN ZAFERI İÇİN...
Çok okumaya gerek yok olanları anlamaya...
Görmek için gözümüz , duymak için kulağımız var. En önemlisi bedenimize ,yönümüze yol veren bir beynimiz ve adil kararlar verebilmek için vicdan denilen bir terazimiz var.
Rahmetli anam hastanedeydi. Ziyaretine gittiğimde aynı koğuşta yatan sonradan kör ve sağır olmuş yaşlı bir bilge kadın tanımıştım.
Ufacık tefecik bu yaşlı kadın ilk başta bende bir masal kişisi izlenimi bırakmıştı. Hoş sohbet, akıllı , çektiği sıkıntılara rağmen halinden pek de şikâyetçi değildi. Hasta yatağından ayaklarını yere sarkıtmış, sallıyordu.
Dikkatimi çekti. Kendisini ziyarete gelen oğlunu, kızını, gelinini, refakatçisini parmağının uçlarıyla tanıyordu. Parmaklarıyla onların dudaklarına dokunarak şakalaşıyor, köyden haberler alıyordu.
O hayatta her şeye “ aman sen de “ diyecek yapıda değildi. Aksine, hayatin her şeye rağmen güzel olduğuna ,yaşanmaya değer olduğuna, bunun icin caba göstermek gerektiğine inanıyordu. O bütün yoksunluğuna rağmen ailede sözü dikkate alınan etkili bir insan, bir liderdi.
Eli tesbihli , ağzı dualıydı.
Bizler görüyor, işitiyor ve konuşuyoruz. Televizyonlar , her gün petrol bölgelerindeki toplu cinayetleri gösteriyor. Radyolar her gün savaş haberlerini duyuruyor. Gazeteler her gün sayfalarına kan koyuyor! Her gün çevremizde arabesk hayat yaşayanların krizleriyle karşılaşıyoruz.
Bombardıman ve yangınlarla mezbahaneye dönen bu dünya üzerinde tepkisiz bir türüz.
Her şey gözümüzün içine sokuluyor! İletişim çağında gizli saklı yok. Kopan kablolar hemen tamir edilip devreye sokuluyor, faaliyete devam ediliyor.
Duyuyoruz feryatları; Yüce Yaratıcının o doğuştan verdiği o vicdan denilen küçücük ama olağanüstü o cevher her gün feryat ediyor.
Maddi çıkarlar uğruna şeref ve haysiyetlerini pazarlayanlar dünya kamuoyu önünde sırıtarak, kırıtarak ,utanmadan halkların gözleri önünde resim veriyor.
Bizler tepki vermedikçe arasında .. bombalar daha çok yağacak. Daha çok insan ölecek...Kötülük zaferlerine zafer katacak...
İyiyi de seçmek elimizde, kötüyü de seçmek elimizde...
Saklamanın, inkârın anlamı yok. Her şey ama her şey ortada. Kimse seçiminden ve sorumluluğundan kurtulamaz .
Bizce herkes iyiliğin zaferi için çalışmak zorunda .
Kötümser olmaya gerek yok!
Olanları anlamak ve kanlı katillere, kötülere dur demek için öyle sıkı talim terbiyeye gerek yok; insan olmak yeter...