İzmir ve Bursa gemileri
1830-1876 yılları arasında yaşayan ve 1861-1876 yılları arasında Osmanlı Padişahı olan
Abdülaziz döneminde, yola çıkan iki gemi İzmir ve Bursa.. Abdülaziz, II. Mahmud Han'ın
oğlu ve Abdülmecid'in kardeşi olup, annesi Pertevniyal Valide Sultan'dır. 7/8 Şubat 1830
gecesi doğdu. Kardeşi Abdülmecid'in saltanatı süresince oldukça serbest bir hayat yaşadı
ve İtinalı bir eğitim gördü. Akşehirli Hasan Fehmi Efendi'den Arap dili ve edebiyatı ile şer'î
ilimleri tahsil etti. Neyzen ve bestekâr Yûsuf Paşa'dan mûsiki dersleri aldı. Aynı zamanda
sporla da ilgilendi ve Kurbağalıdere'deki köşkünde ava gitmek, güreşmek, yüzmek ve cirit
atmak gibi faaliyetlerle meşgul oldu. Sade bir hayat yaşayan Abdülaziz, veliahtlığındaki
bu mazbut haliyle halkın sevgisini kazandı. Güçlü, sağlıklı ve gösterişli yapısı, halkın
kendisine duyduğu güveni arttırıyordu. Abdülmecid'in taklitçiliğe varan aşırı yenilik
düşkünlüğünden huzursuz olanlar, onu müstakbel bir Yavuz gibi görmekte ve saltanata
geçmesini beklemekte idiler.
Xxxx
Bu gemilerle ilgili iki kişi hatıralarını yazmış. Gemi Kadısı Abdurahman ve Gemi Kaptanı
Faik. Abdurahman Efendi Birezilya Seyahatnamesi’nde İslam dinine ne kadar çok hizmet
ettiğini anlatıyormuş.
Gemi kaptanı Faik Efendi de ‘Türk denizcilerinin ilk Amerika seferi’ adını vermiş kitabına.
İşin garibi her iki hatırat aynı olayı anlatıyor ama, uyarlı, tutarlı anılar yok.
İşte tarih böyle bir şey. İlim dalı olabilmesinin önündeki engelleri çok anlamlı bir şekilde
sergilemektedir.
Xxxx
Daha sonraları 45 sene sonra bir gemi maceramız daha var. Abdülhamit Han Japonya ile
iyi ilişkiler geliştirmek için bir fırsat yakalamış, Ertuğrul Firkateyni, Japonya’ya gitmiş ama
dönüşte faciadan kurtulmak mümkün olmamıştır. Türk-Japon işbirliği ile o facia filme
çekildi. Türk beyazperdelerinde de gösterildi. Lüzumsuz bir Şekilde filme Körfez işgali
sırasındaki dayanışmalar da ilave edilerek filmin tarihi değeri düşürüldü. Halbuki, o
Körfez’deki işgal sırasında gerçekleşen dayanışma ayrı bir filmin konusu olabilirdi. Ama
bizde sinemacılık bütüncül düşünür. Film değil ansiklopedi sanki. Tüm bilgileri filme
doldurmak gibi bir hastalık var.
Xxxx
Bence beyazperde ürün yapımcıları mesela bu ilk Amerika ziyareti denemesini, İzmir ve
Bursa gemilerinin Akdeniz’den Atlas Okyanusuna seyahatini, Kadı Abdurahman ve Kaptan
Faik tiplemesiyle güzel bir güldüren yapabilirler
29 Mayıs 2010 tarihinde Yılmaz Özdil, fıkrasına konu edinmiş, ben de ondan öğrendim.
Ama son derece ilginç yaklaşımlar. İki tane seyahat kitabı da kaynak oluşturacak. Böyle
bir malzeme bence sinema ürünü yapanların kaçırmaması gereken bir durumdur.
Xxxx
Brezilya Seyahatnamesi Bağdatlı Abdurahman Efendi
Birezilya Seyahatnamesi, Osmanlı'nın o güne kadar varlığından haberdar olmadığı bir dünya keşfinin ve bu
dünyayı yeniden biçimlendirme çabalarının hikeayesidir. Hikeaye, tam yüz kırk yıl önce Osmanlı'nın iki savaş
gemisinin Basra Körfezi'ne giderken fırtınaya yakalanarak Amerika kıta’sına, Birezilya sahillerine sürüklenmesiyle
başlar. Hikayenin kahramanı Bağdatlı Abdurahman Efendi, bu gemilerden birinin imamıdır. Brezilya Müslüman
toplumunun tarihsel serüveninin bir dönemine ışık tutması nedeniyle ilginç bir eserdir. Ayrıcı, bu gerçeğin
neredeyse tek yazılı belgesi niteliğini taşıması da o ölçüde önemlidir. Çeviren Antepli Mehmet Şerif. Yayıncı,
Kitapevi. Yayın tarihi. 30 Ocak 2017.
xxxx
Türk Denizcilerin İlk Amerika Seferi Mühendis Faik
Bursa ve İzmir adlarını taşıyan iki Osmanlı savaş gemisi, 19. yüzyılın ikinci yarısında, görevlendirildikleri Basra
Körfezi'ne gitmek üzere İstanbul'dan yola çıkarlar. Rotası, Akdeniz'i aşıp Afrika kıt'asını dolaşarak Basra'ya
ulaşmak olan bu seyahatin seyri hiç de pilanlandığı gibi olmaz. Yakalandıkları fırtına nedeniyle yollarını kaybeden
iki gemi Birezilya sahillerinden Bombay'a kadar çeşitli limanlarda zorunlu ziyaretlerden sonra ancak görev
yerlerine ulaşırlar.
Mühendis Faik Bey tarafından kaleme alınan bu eserde, on üç ay süren zorlu fakat bir o kadar da renkli bir
seyahatin bütün aşamaları çarpıcı bir üslupla dile getirilir. 30 Ocak 2017 tarihinde Kitabevi bu eseri de
yayınlamıştır.