KADERDEN KAÇMAK
İnsanlar istediklerini yapmakta hürdür. Bunu yaparken akıllarını kullanırlar. Yaptıklarından da sorumludurlar. Dünya’daki ahenksizliklerde sorumlunun insanlar olduğu din kitaplarında yazılıdır.
İnsanların aklını karıştıran kader-irade ilişkisi İslam inancında bir bilgisayar programına benzer. Yani Dünya’nın yaşantısı ve doğanın kurallarını önceden belirlenmiştir. Hayır ve şer Allah’tandır. Örneğin insanın ölümlü bir varlık oluşu, kaderdir. Ancak tercihlerimizin sorumluluğu insanın kendisine aittir.
Ölüm insanın kaderi olsa bile, her insan hayatta kalmak için mücadele eder. Her zaman sağlığına dikkat etmesi ve hasta oluğunda doktora gidip tedavi olması, aklı kullanmaktır. Aynı şekilde başkalarının hakkını koruması da gerekir.
İslam, inancında insan sadece yazılmış komutları yerine getiren bir bilgisayar değildir. İslam’da sosyal yaşamda değişmez bir alınyazısı değildir. Örneğin “çalışıp başarmak ve kazanmak” hakkı olduğu gibi varlıklı olduktan sonra da “fakirlere yardım etme”, sorumluluğu da vardır.
İyi bir insan Allah rızası için bir ihtiyacı olan bir insanın sıkıntısını gidermeye, herkesin hukukunu korumaya özen gösterir. Ayrıca insan yaptığı hatalardan ders çıkarır, hataya düşmemeyi öğrenir. “Bu benim kaderidir” diyerek ısrar etmez, bu kişinin yanlış tercihidir.
Bu konuda Hz. Peygamber şu nasihati vermiştir: “Mümin aynı delikten iki defa sokulmaz”.
İslam’da olan rıza göstermek manevi bir kuraldır. Bu inancı tavır hataları düzeltmeye sorunları çözmeye engel teşkil etmez. Tam tersine gelişip olgunlaşmak maddi-manevi bir sorumluluktur. Bu nedenledir ki insan her zaman daha doğrusunu aramak ve har zaman daha iyisini yapmakla mükelleftir.
Ne acıdır ki Ülkemizdeki doğal afetlerde can ve mal kayıplarına çok sık rastlanıyor. Bu olaylarda görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi ve ihmallerden kaynaklandığını üzülerek görüyoruz.
Yarım asırdır mühendislik hizmetlerinde bulunmuş denetçi bir mühendis olarak, ilgililerin bilip de üzerinde yeterince durmadığı bu önemli konuyu açıklamak istiyorum: Maden ocakları ve inşaatlarda iş kazalarının meydana gelmesinde önemli sebeplerden biri de maalesef resmiyette görev alıp, görev başında bulunmayan ve diplomasını kiraya veren teknik elemanlardır. Ülkemizde pek çok teknik eleman mesleki bilgi ve tecrübesi yeterli olmadığından ve ek gelir elde etmek için diplomasını kiraya vermektedir. Fazla kâr sağlamak için de bir kısım taşeron ve müteahhitler ucuz olması ve bildikleri gibi üretim yapabilmek için bu kişileri tercih ettiklerinden, iş kazalarının oluşmasına sebebiyet vermektedirler.
Böylesine önemli işlerde liyakat, bilgi ve tecrübe esas alınmalıdır. Peygamber efendimiz boşuna mı “İşi ehline teslim edin” demiştir?
Hal böyle iken, hatalarda ısrarı “Alınyazısı” diyerek kanıksayamayız. Dolayısı ile iş kazalarını asgariye düşürmek için daha fazla gayret sarf ederek, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bunları çekişme konusu yaparak değil, yanlışlardan ders çıkarıp, öğrendiklerimiz ile daha ileri seviyede tedbirler alarak, kazaları engellemeliyiz.
Kaza ve kader konusu insanların uzun yıllardır üzerinde tartıştıkları çok önemli bir konudur.
İslam ilâhi irade ile insan iradesini bir bütün olarak kabul eder. Kuran-ı Kerim;
“Sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır. Hayır ve şer Allah’tandır. Bununla birlikte iyilik ile kötülük arasında tercih yapma özgürlüğü insanın kendi iradesine aittir. İnsan bu kararı kendisi verir. Yani insanlar kendi eylemlerinde irade sahibidirler.”
“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez.”
İnsan kusursuz bir varlık olmadığı için kusur ve tedbir diye de bir şey yoktur.
Medeniyet ilerledikçe bilinmezleri ve riskleri de beraberinde getirir.
Ne kadar dikkat edersek edelim yine de gözden kaçan ihmaller nedeni ile kazalar olabilecektir. Gelişme yolunda hatalarla karşılaşabiliriz. Asıl marifet, bu hataları tekrarlatmamak, insan hayatını koruyarak tüm tedbirleri alarak, görev ve sorumluluklarımızı lâyıkı veçhile yerine getirmektir. İş kazalarında şehit düşen emekçilerden helâllik istiyorsak daha güvenli bir Dünya için çalışmak hepimizin boynumuzun borcudur.
Sağlıcakla kalın.