Kadı Burhaneddin gazeli
Gönülüme ben dedim ki kandesin
Gamzesinün oklarıyla kandasın
Gîsusiyle bende düşdüm dir gönül
Didüm ana nola çünki bendesin
Nola öpdüm gözüme sürdüm seni
Sen dahi âlemde bir tur-vendesin
Bendesin sen bendeyim ben tapuna
Bendeyim ben niçe ki sen bendesin
Gözlerüm giryân ü biryândur gönül
Leblerün şekker özün pür-handesin
vezni: feilâtün feilâtün feilâtün feilün
xxxx
14. yüzyıl divan şiir. Devlet Başkanlığı da yapmış, Sivas merkezli devletinde kendi adına hutbe okutmuş Kadı Burhaneddin Oğuz soyundan bilinir. Türktür. İslamiyetle şerefleneli henüz çok olmamış. Bir Türkçe var, ana dil, bir de İran’dan gelen sanat edebiyat eserleri furyası var. Bir de Arapça var. İtikad sebebiyle Türkçe’ye hulul ediyor. Buna rağmen mısraların sadeliğine, Türkçe’nin sağlamlığına bakmak gerek. 18. yüzyıla gelindiğinde artık Arap ve Fars züppeliği bütün münevverleri sarmıştır. Şimdilerde Batı züppeliği sardığı gibi.
Xxxx
Gönlüme ben sordum, ne alemdesin, nerelerdesin
Sevgilinin yanaklarında gamze var, o gamzeler de ok gibi gözlerine batıyor ve sen kan içindesin. Ben sana öylesine gönül vermişim ki, sen artık benim içimdesin. Sen benim içimdesin, gönlümdesin, ama ben senin kapına geldim hizmetçi olarak. Öptüm seni yüzüme sürdüm. Sen benim dünyamda en yüksektesin.
Gözlerim yaşlı, gönlüm kanıyor. Ama dudakların şeker gibi, sen çok tatlısın.
Kadı Burhaneddin gazeleinde sevgiliye hitap ediyor ve ona hangi gözle baktığını, onu nasıl algıladığını anlatıyor. Ama sevilenden bir haber yok. Sevilen nasıl davranmış, karşılık vermiş mi, sevenini anlamış mı? İşte orası meçhul.
Xxxx
Dilberün işi itâb u nâz olur
Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabr it tahammül kıl ana
Yâre irişmek işi az az olur
vezni: fâilâtün fâilâtün faûlün
Dilberin işi naz ile cezalandırmaktır
Onun gözleri ve gamzesi ihbarcı olur
Ey gönül sen bütün bunlara sabredeceksin
Yare ulaşmak adım adım olur.