KADINA ŞİDDET NEDİR NEDENLERİ NELERDİR?
Kadına yönelik şiddet Birleşmiş Milletler tarafından kısaca “Bir kişinin toplumsal cinsiyetine ya da cinsiyetine dayalı olarak, o kişiye yönlendirilmiş şiddet” olarak tanımlanıyor. Bu tür eylemler ister kamusal alanda ister özel yaşamda meydana gelsin; fiziksel, zihinsel ya da cinsel zarar veren; tehdit etme, zorlama veya farklı şekillerde özgürlükten mahrum bırakma gibi davranışları kapsar. Kadına yönelik şiddet temel olarak; psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik, manevi (psikolojik) şiddet olarak kategorilendirilebilir. Bu kategorilere son yıllarda bir de dijital şiddeti eklemek mümkün.
Peki neden kadına karşı neden şiddet uygulanır ve kadına karşı uygulanan şiddetler nelerdir?
Pek çok neden sayılabilir. Ama en temel neden eşitsizlik, ayrımcılık denebilir. Kadınların hayatın her alanında erkek karşısında ikincil konumda görülmesi ayrımcılık, eşitsizliktir ve hem ayrımcılıktan kaynaklanırken hem de ayrımcılığı güçlendirir. Daha çocukken başlar bu ayrımcılık eşitsizlik, kız çocukları evde annelerine her türlü yardımda bulunmaları şarttır, erkek kardeşlerinin sofralarını hazırlamadan tutunda daha birçok akla gelebilecek şeyi kız çocuğu üstlenmelidir. Erkeklerin yaptıkları hareketler yanlış da olsa erkektir elinin kiridir diyerek af edilir. Hatta ödüllendirilir, hoş görülür, bak amcası benim oğlum....Diye başlayan kelimelerle birer.
Birleşmiş Milletler şiddetin nedenleri şu başlıklar altında değerlendiriyor:
- Tarihsel olarak eşitsiz güç ilişkileri: Yüzyıllardır süre gelen ve erkekleri kadınlardan üstün konumda tutan politik, ekonomik ve sosyal süreçler.
2- Kadın cinselliğinin kontrolü: Birçok toplum şiddeti, kadın cinselliğini kontrol etmek için kullanır ve birçok toplumda, şiddet, kültürel normları çiğneyecek bir şekilde cinsel davranışlarını, tutumlarını ve tercihlerini açıkça yaşayan kadınları cezalandırmak için kullanır.
Kültürel ideoloji: Kültür, toplumsal cinsiyet rollerini ve gelenekleri tanımlar, kadınları kültürel olarak kendilerine atfedilen rolleri reddettiklerinde gelenek ve din, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmak için kullanılır.
4- Mahremiyet öğretileri: Birçok toplumda yaygın olan kadına yönelik şiddetin özel bir mesele olduğu görüşü kadına yönelik şiddeti engellemede çok önemli bir engel taşır.
5- Uyuşmazlık çözümü modelleri: Savaş halinde olan veya militarize olmuş bölgelerde, aile içinde kadına yönelik şiddet ile yaşanan diğer şiddet türlerinin birbiriyle ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. Güvensizliğin artması genellikle eve yansır ve aile içi şiddeti tetikler. Ayrıca, dikkatler ‘tarafların’ savaşında olduğu için kadınların yaşadığı şiddet görünmez olur ve önemsiz kılınır. Ayrıca, kadına yönelik şiddet resmi bir savaş taktiği olarak sıklıkla kullanılır.
6- Devletin eylemsizliği: Kadına yönelik şiddeti önlemek veya sona erdirmek konusunda devletin ihmalkarlığı toplumda kadına yönelik şiddeti maruz görme, meşrulaştırma, hoş görme ortamını artırır. İnsan ilişkilerindeki sorunlar, stres, depresyon, işsizlik, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi faktörler de kadına yönelik şiddetin artmasına neden olabilir. Ama bunlar şiddetin temel nedenleri değil ve şiddeti gerekçelendiremez, mazur görülmesine neden olamaz.
7-Yetiştirilme tarzından doğan bilinçsizlik, erkeklerin kendi egolarını tatmin etmek istemeleri, kendi ailelerinde gördükleri şiddet ve erkek çocuklarının babalarını kendilerine rol model almaları da kadına şiddeti artıran nedenlerden biri.
Kadınlar şiddetle susturuldukları için içinde oldukları durumun farkında olsalar da ellerinden bir şey gelmeyeceğini sanıyorlar. Her ne kadar şiddete eğilimli olan erkekler ilk şikayette tutuklansalar bile ilk duruşmada iyi halden fiyakalı giyinmekten genellikle serbest kalıyorlar.
Her ne kadar erkekler uzaklaştırma cezası almış olsalar dahi buna uymayanlar var. Biz şiddetin her türlüsüne karşıyız ister çocuğa ister kadına ister erkeğe olsun, şiddet şiddettir ve mazereti yoktur.
Erkekler kendilerini bu konuda yetiştirmek ve değiştirmek mecburiyetindedirler, kendilerinde gördükleri eğilimler için psikolog ya da psikiyatristlere giderek tedavi olmalıdırlar. Her erkek kendi annesine, kız kardeşine ya da ailesindeki herhangi bir kıza yapılmasını istemediği bir eylemi başka kadına yapmamalı hatta ve hatta aile içinde de kendi çevresindeki kadınların koruyucu meleği olmalıdır.
Her erkek şunu bilmelidir ki, ister ailesinden ister dışarıdan bir kadına yaptıkları şiddet onları haklı çıkarmaz. Bilakis kadına çocuğa yapılan şiddet aslında erkeğin kendi acizliğini duyurma biçimidir. ŞİDDET UYGULAYAN ERKEK ACİZ ERKEKDİR...