KADINA ŞİDDET (VAHŞET ) "KADINI DÖVÜN AYETİNİN İNCELEMESİ"
Son günlerde kadına şiddet olaylarında hızlı bir artış yaşanıyor. Kadına şiddet olaylarının haber yapılmadığı tek bir gün bile yok. Aslında kadına şiddet kelimesinin, konuyu açıklamak için biraz yumuşak bir ifade olduğu kanısındayım. Kadına vahşet demek daha doğru olur kanaatimce; Çünkü bu yaşananlar vahşet boyutunda. Kendimi bildim bileli bu tarz haberler her zaman gündeme gelir. Her yıl kadına vahşetin önüne geçmek istenir. Ancak her yıl, bazı dönemler dahada sıklıkla önümüze gelmekten hiç vazgeçmez. Peki; bir çözüm üretmek bu kadar mı zor ? Yasalarımız yeterli oranda ceza vermiyor mu? Yada bu olaylar yaşanmadan önce zamanında müdahale etmek gerekirken; müdahele edilemiyor mu? Bu konuyu bir kaç farklı bakış açısı ile değerlendirebiliriz.
Birincisi; daha tehlike gelmeden önlemek. Çünkü; izlediğimiz haberlerin ortak yönü, kocası tehdit ediyor, kadın gidip şikayet ediyor, mahkeme uzaklaştırma veriyor. Peki; Çılgına dönmüş , akli melekeleri artık gitmiş bir insana, sen uzak dur derseniz, o kişi uzak durur mu? Durmaz elbette; lakin hukukta eyleme geçmemiş suçlar için ağır cezalar yok. O zaman ne yapacağız? Bu yaşanan olayların hepsi yaşanmaya devam mı etsin? Tabiki hayır. Yapılacak en önemli şeylerden birisi eğitim konusuna daha çok ağırlık verilmesi. Bu toplumsal problemin bir günde çözümlenmesi mümkün değil; ancak önümüzdeki 50 yıllık süreçte insanlarımızın eğitim seviyelerini belirli bir noktaya çekebilirsek, bu tarz yaşanan olaylarında kendiliğinden çok az seviyelere ineceğini düşünüyorum.
Diğer bir açı ise; İslam ülkelerindeki din algısının ne kadar etkili olduğu tartışılmaz bir konu. Bu nedenle, bu konuyuda ilgilendiren bir ayetin doğru anlaşılması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye’de ekseriyetle bir çok konu kitaba uymak değilde kitabına uydurmak şeklinde algılandığından, bu konuda bu şekilde kitabına uydurulmuş.
Bahsettiğimiz ayet; içerisinde “Kadınlarınızı dövün” ibaresi olan nisa suresi 34. ayet. Öncelikle ayetin bizi ilgilendiren kısmına bakalım; ne diyor bize bu ayet “ …. Salih kadınlar Allah’a itaatkardır. Kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. Başkaldırmada endişe ettiğiniz kadınlarınıza öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün !!!”
Bu ayette geçen dövün kelimesi gerçekten dövmek anlamında mı kullanılmış. Neden bu yorumu getirmişler merak ediyorsunuzdur; Çünkü kadına şiddeti destekleyen bir Allah, hiçbir şekilde itaat edilecek bir güç olarak kabul edilemez. Şahsen ben bunu kabul etmem. O zaman bu ayetin yorumu yapılırken neden bu şekilde yapılmış ? Bilemiyorum doğrusu. Doğru yorumu nedir peki?
Ayette geçen vedribuhunne ( dövün diye çevrilen) kelimesinin kökü “darabe” fiilidir. bu fiil bir çok anlama geliyor. Bu anlamların bir kaç tanesini şu şekilde sıralayabiliriz. Nisa suresi 101. Ayette “darabe” fi edatı ile kullanıldığında yolculuğa çıkmak anlamında kullanılmıştır. Zuhruf suresi 5. Ayette vazgeçmek, yüzçevirmek, bırakmak anlamında, isfehani’nin Müfredat’ında birşeyi birşeyin üzerine koymak, sabitlemek, tutmak anlamında kullanılmıştır.
Daha başka anlamlarına bakmaya gerek yok. Peki bu üç farklı anlamın hangisini esas alacağız. Dövmek , belli bir süre ayrılmak , sabitlemek, tutmak, yüzçevirmek, bırakmak yani boşamak.
Fi edatı ile kullanılmadığından dolayı belli bir süre ayrılmak anlamı Dil kuralları açısından pek uygun değil. Mehmet okuyan hoca bu yorumu kabul etsede; bu ayetteki darabe fiili fi edatı olmadan kullanılmış. Bu nedenle bu anlamı alması pek olası değil.
İsfehani’nin kelimeye getirdiği yorum “sabitlemek, tutmak” olabilir mi? Abdülaziz Bayındır hoca bu yorumu kabul etsede; anlam bütünlüğü açısından sıkıntılı bir kabul olur. Bu yorumu kabul edersek bakın nasıl oluyor çeviri; “öğüt verin, yataklarınızı ayırın, onları orada sabit tutun.” Bir kadını anlaşamıyorsan sabit tutmanın ne gibi bir manası olabilir. Anlamsal olarak problemli bir çeviri oluyor.
Peki yüzçevirmek, bırakmak yani boşanmak anlamında kullanılır mı?
Bakın size bir ayet örneği vereceğim. Siz karar verin hangi çeviriyi kabul edeceğimize. Bakın Ahzap suresi 28. Ayette ne diyor. “ Ey peygamber eşlerine söyle eğer dünya hayatını ( yani zenginlik) istiyorsanız size bir miktar birşeyler vereyim sonra da sizi serbest bırakayım yani boşanayım.” Ayette geçimsizlik durumunda Allah ne yapmayı önermiş?
Yine Tahrim suresinde peygamberin karısına verdiği bir sırrı karısının ifşa etmesi sonucu Allah ne diyor ; Allah’a tövbe edin kalplerinizin eğrilmesi düzelsin; eğer olmuyorsa boşanın diyor. Dövün gibi bir tavsiye yok!!!
Yani Kuran’da aile içi geçimsizlik durumu ile ilgili bir sürü ayette, Allah geçimsizliğin son noktasında boşanın tavsiyesini veriyorda; sadece Nisa suresi 34. Ayette mi dövün diyor? Aile içi geçimsizliği düzeltmenin yollarını sıralarken 1. Öğüt ver 2. Kısa sureli ayrıl 3. Sırada dövün kelimesi uygun düşer mi? Dövün olarak anlarsak Kuran’ın bütünlüğüne aykırı olan bir okuma yapmış olmaz mıyız? Allah Ahzap suresinde , Tahrim suresinde aile içi geçimsizlikte son nokta olarak boşanmayı öneriyor da Nisa suresinde dövün mü diyor? Kuran’ın diğer ayetlerine baktığımızda Nisa suresindeki ifadenin dövün anlamına gelmediği açıkça görülüyor.
Bu nedenle insanların bireysel şiddet eğilimlerine ayetleri kılıf olarak alet etmemesi gerekir. Peygamberimizin tüm hayatı boyunca eşlerine hiçbirşekilde şiddet uygulamaması ayetlerdeki söz konusu olan fiilin (darabe) dövün olmadığınada başka bir dedildir.
Son söz olarak; kadınlara, çocuklara, hayvanlara uygulanan vahşetin yerine merhametin ve sevginin egemen olduğu bir toplum olmak dileği ile.