NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

Kadınımızın umudu

Yıl 2021… 1900’lü yılları geride bırakalı tam 21 yıl oldu..

 Acı, tatlı bir yüz yıl geçti, 2021’den aldığımız 21 yılda bu çilekeş hayatın bonusu..

Teknolojikleştik, ama medeniyeti, yani medeni olmayı beceremedik…

Aslında kadın için 2000’li yıllara girdiğimizde de değişen bir şey olmadı…

Kadın yine ikinci sınıf insan muamelesi gördü. İşe girebilme yarışında yine gerilerde kaldı…

Gazeteler yine boy boy kadın fotoğrafları ile doluydu..

 Fotoğraflar kimi zaman tüm engellere rağmen erotizm sınırlarını zorladı..

Sözde bu haberler  bir erotik sömürü için, kimi zaman bir magazinal azınlığın aşk öyküsü içindi..

Asıl ürkütücü ve korkunç olan ise bir başka fotoğraftı..

Bolca “kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin” dehşet fotoğrafları ile gazetelerde boy gösterdi…

Magazin dünyasının kızları, sanki Türkiye’de tüm kadınların yaşam tarzıymış gibi anlatıldı…

Oysa kadınlarımız geçen yıllarda  ekonomik darbeyi en derinden yaşayan kişilerdi…

Çünkü,   ellerindeki dar bütçe ile aile geçimini üstlendiler…

Çarşı pazarda birçok kadını çaresizlik içinde kıvranırken gördük…

Bir insan olarak yüreğimiz sızladı…

Yine kızlarımız okula gönderilmedi…

Kampanyalar düzenlendi… Ve o güzelim gençlerimiz birkaç “medya meraklısı”nın kurbanı olarak gazetelerde boy gösterdi..

ÇEK Yuvalarında barınan genç kızlarımız yine tacizlere uğradı. Birçok genç kızımız bu yuvalardan kaçtı…

Asıl darbeyi ise genç kızlarımızın, gencecik annelerin katledilme fotoğrafları, görüntülerden yedik..

Görüntüler gerçekten dehşet vericiydi..

İlk bakışta hepimiz o  davranışları  sergilenmesinin sosyolojik değerlendirmelerini yapmadık.

Ama hiç düşünmedik, bu insanları bu duruma getiren sosyal travma neydi..

Hiç kimse sormadı; bu insanları bu dehşete sürükleyen içindeki ilkel erkeksi iç güdüler mi?

O kadın evi niye terk etti…

Kesin “evde kocasından da dayak yiyordu ondan” der geçeriz..…

O olayda en az kusurlu olan kadındı…

Ama yine en güçsüz kimlik diye o suçlanıyor bilinç altında…

Ağızlarında kınama sözcükleri varken zihinlerinde “kim bilir o kadın ne yaptı da  adam onu dövdü, öldürdü” düşünceleri var..

Yani diller yüksek sözle “samimi olmayan doğru şeyleri” söyledi ama içlerinde ise fısıldayan şey yani; gerçek düşünceleri başkaydı; Buda insanlığın iki yüzlülüğü riyakarlığı olarak yıllardır süre geliyor....

Sığınma evlerinin dramı ise ayrı bir sorun…10 yıllardır hiçbir ilerleme olmadı…

Birde kimsenin fark etmediği bir olay daha var…

Bazı kişiler minicik kızlarımızı sokaklarda dilendiriyor…

Parlamentodaki kadın temsilciler ise ne yazık ki kadından yana değil, hatta iffet sorgulaması bile yapabiliyor.

Görevden alınan sayın Bakanın ise varlığından pek haberdar değildik.

Onun derdi ise yıllardır yapılan şeylerin istatistiğini yeni bir şeymiş gibi tv ekranlarında anlatmaktı.

Yeni bakan ise daha koltuğa oturur oturmaz 23 Nisan’da hem de çocuk bayramında kırdığı pot ile icraatının geleceği hakkında ilk ipucunu verdi  

Kısacası 2020 ve öncesi hiç iyi değildi kadın için.

Bu yıl da görünen o ki en çok zarar gören yine kadın olacak..

Gelecek için bir umut ışığı görünmüyor ufukta…

Teknolojiyi  geliştirme çabamız  mutlaka iyi… Öylede olmalı…

Ammma  birde medeni ve insani duyguları geliştirmek için geçerli, bir yöntem bulabilsek..

Belli ki mevcut yöntem işe yaramıyor..

Hem erkek için hem de kadın için…

<