Şehre inince ışıklı mağazalarda, dükkanlar ağzına kadar doldurulmuş adını bilmedikleri çeşitli yiyecek içecekleri, şekerlemeleri, tatlıları,  elbiseleri, kunduraları gördüler. 

Büyük kardeş  nerden bulduysa  eline bir üç teker seyyar arabası ele geçirdi. Üzerinde palto astarına benzer incelikte kara bir palto giydi. Arabasının üzerine akülü eski bir müzik seti, iki kocaman hoparlör koydu. Sesini sonuna kadar açtı. Esnaf tarafından hibe edilen sigaraları  gene Kadir gibi o da iki kulağının üzerine ve  ağzına yan iliştirdi.  Şehirde mahalle mahalle  dolaşmaya başladı. 

Yukarıda arz ettiğimiz gibi Mersedes Kadir  de   kavak ağacından üç metrelik bir sırık bulup, ucuna küçük bir bayrak   bir ayna, bir de korna  takmıştı.  Mersedes amblemini de bir yedek parçası hibe etti Kadir’e .

Böyle böyle,  iki kardeş esnafın ha ha , hihi hi sesleri arasında   şehrin tanınmış  kişileri arasına girmiş oldu...

Esnafa iş lazım; esnaf kabında durmadı,  muhabbetini abarttı. Bazı kişiler iki kardeşe içki de içirdiler.  Kadir’i süslediler . Bir  Mersedes sürücüsüne layık bir takım elbise , beyaz gömlek üzerine  kırmızı kravat aldılar.