KALEMİM KONUŞTUKÇA /Erkek Erkeğe Niçin Öpüşürüz Anlamadım...
Bizim toplumun çok kötü bir alışkanlığı var. Kim kimi görürse, pat sarılıp boynuna, yanaklarına bir buse konduruyor. Bu nereden çıktı, bilmem !..
Gripten başını kaldıramayan, cilt hastalığı olan, yüzü gözü yağ içinde, kan-ter içinde olan, hiç gocunmadan nefesi ile birlikte yüzünü, yüzünüze yapıştırıveriyor.
Özellikle politikacılar, sanki kardeşini yıllarca görmemişliğin hasreti içindeymiş gibi, her önüne gelene öyle bir sarılıyorlar ki, inanasım gelmiyor !..
Halbuki gülümsemeyle sıcak bir bakış ve mertçe tokalaşma, şapşap öpüşmekten bin kat daha iyi... Erkeğe de bu yakışır.
Sevgiyi, saygıyı, özlemi hissettirtmenin bir çok yolu var. Ne bileyim, ilkel kabilelerde olduğu gibi, bilekten kavrayıp güçlü bir tokalaşma var. Filmlerde görüyoruz, Viking’lerin tokalaşma biçimi var. Afrikalıların, Kızılderililerin bir sürü selamlaşmaları var. El sıkıştıktan sonra, omuz omuza dokunma var.
İlle de, erkek erkeğe öpüşmeyi anlamak mümkün değil. Ben bunu çok eleştirdim ve bir kampanya başlattım fakat beceremedim. Batı kültürü almış olan mükemmel bir çok dostum bile, beni eleştirdi ve öpüşmenin bir sıcaklık yarattığını savundu. Ben de şunu savunuyorum; sarılmak kucaklamak başka, öpüşmek başka... Ben dudaklarımı niçin adamın yanaklarına değdireyim. Beğenmediğim parfüm kokusundan tere kadar, sigara kokusundan, cilt problemlerine kadar, bu çileyi niye çekeyim !..
Hadi hanım olsa aklım erer. Yakışır da. Karşı cins birbirini yanak yanağa yapıştırırsa o güzel, itirazım yok. Ve bu öpüşmeye de, kadın karar vermeli. İstediği erkeğe yanağını uzatmalı.
Kanuni Sultan Süleyman ülkenin başına geçtiğinde, yeni yasalar çıkarmış. Bu yasanın birinde, bir kadını rızası olmadan öpmenin cezası 1 akçe imiş. Ben de, beni zorla öpenden hayır derneklerine bağış isteyeceğim, haberiniz ola...
Albert Çernişev’in, Marmara Grubu’nun düzenlediği “Avrasya Ekonomi Zirvesi”nde yaptığı zarif bir jest var ki, onu da anlatmadan geçemeyeceğim.
Albert Çernişev, Ankara’da Rusya Büyükelçiliği ve daha sonra da Rus Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevlerini başarı ile yapmış, Türkçeyi güzel kullanan bir diplomattır.
Avrasya Zirvesi sırasında konuşmasını bitirince, Vakfımızın İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver Hanımefendi, Marmara Grubu adına Çernişev’e bir teşekkür plaketi takdim etti. Çernişev plaketi aldıktan sonra, Müjgan Hanım’ı yanaklarından 3 kere öptü ve zirveyi takip eden kişilere dönerek Türkçe; “Efendim, biz hanımları 3 kere öperiz, eğer ses çıkarmazlarsa devam ederiz” dedi. Tabii bu müthiş espri salondakileri kırdı geçirdi.
Öpüşme konusunda düşüncelerim bunlar. Bu iş için yeni bir kampanya açacağım, onu da beceremezsem, hatırlarsınız, eskiden bebeklere önlük takarlardı “Lütfen beni öpmeyiniz” diye. Öyle bir önlük yaptırıp, boynuma asacağım...
“Lütfen beni öpmeyiniz...”
Ama şu Anadolu manilerindeki öpüşmeye dünden hazırım;
Keklik dalda çift öter,
At olur da tepmez mi?
Ellemem tüyün döker,
Yar olur da öpmez mi?
Yarim bir huy bellemiş,
Yarin öptüğü yerde
Durmadan yanak öper...
Mor menekşe bitmez mi?