İstanbul insanı balıktan çok iyi anlar. Sonradan yetme gibi, sonradan İstanbullu olanlar değil. Gerçek İstanbul insanı. Karidesin, pavuryanın, istakozun fotoğrafını görmeyenler, kendisini görünce önce çok korktu ama sonra baktı ki, adam gibi adamlar buna hayran, onlar da hayranlık numarasıyla tadına bakmaya başladılar ve hatta bu işten anlar gibi numara yaptılar. Benim şaraptan anlar gibi, yaptığım numaranın aynısı...
İstanbullu olmanın bir başka şartı da, balıktan anlamaktır.
Hangi balık, ne zaman, nasıl yenir? O da bir sanattır. Zaten İstanbullu balığı ecdadından değil, İstanbul’da yaşayan Rum ve Ermeni vatandaşlarından öğrenmiştir. Balık ve meze kültürü müthiştir, bu azınlıkların.
Her ne hikmetse biz Türkler balığa pek düşkün değiliz. Üç tarafımız da deniz olduğu halde. Halbuki balık çok zengin bir besin kaynağıdır. 
Ülkemizde yıllık balık tüketimi kişi başı ortalama 5,5-6 kilo civarında iken, mesela Japonya’da 88-90 kilo civarındadır. 
Uzmanlar kalp ve damar hastalıklarının en az yaşandığı ülke olarak Japonya’yı göstermekte ve bunun nedenini balığa bağlamaktadırlar.
Balık yemeğe karar verdin mi, doğru Selimpaşa’ya Sofram Restaurant’a giderim. Benim oturduğum semte yakınlığından, trafik rahatlığından değil, Talat gibi balığa aşık, Nevzat gibi saygı ve sofra bilgisini birbirine yakıştıran iki mükemmel insanın, orada olmasından dolayı... Zaten kapıdan girerken, Rauf Denktaş’tan Bedri Koraman’a; ünlü profesörlerden, devlet adamlarına; gazetecilerden, sanatçılara kadar birçok insanın fotoğrafları size önce “merhaba” der. Sonra gelir enfes balıklar...
Her kuşun eti yenmediği gibi, her balık da, her zaman yenmez. Önce bunu bilmek gerek.
Kalkan: Yalnız Şubat, Mart, Nisan ve biraz Mayıs’ta. Kalkan Yavrusu: Karadeniz olursa Kasım ve Aralık’ta.Sarı Kanat ve Sinarit: Temmuz, Ağustos’ta.Levrek: Temmuz, Ağustos, Eylül dışında her ay.Tekir: Ocak, Şubat, Mart, Ekim, Kasım, Aralık’ta.Lüfer: Ocak, Ekim, Kasım, Aralık’ta. Palamut: Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım’da.Torik: Ekim, Kasım, Aralık’ta. Hamsi: Ocak, Şubat, Kasım, Aralık’ta. Gümüş: Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs’ta. İzmarit: Şubat, Mart, Nisan, Mayıs’ta.
Sardalya: Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül’de. Pisi: Ocak, Kasım, Aralık’ta.
Dil: Ocak, Şubat, Mart, Aralık’ta. Kefal: Ocak, Şubat, Mart, Ekim, Kasım, Aralık’ta.
Kalamar: Nisan, Mayıs dışında her ay. Karides: Her ay. Pavurya: Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos’ta. 
ağız tadıyla yenir.
Eğer, masanızda Tekirdağ rakısı ve karşınızda sizi anlayan, sizi dinleyen ve gözleriyle dinlendiren bir hatun varsa...
İçkinin de, insanın da mezesi mükemmelse, afiyet olsun...