Kara delikler ve zaman, tanrı parçacığı
Bir önceki yazımda Quantum’un ne anlama geldiğini basit bir şekilde açıklamaya çalışmıştım. Bu yazımda ise Stephen Hawking’in Einstein’ın fikirleri üzerine bina ettiği Kara Delik teorisi hakkindaki düşüncelerinin bazı bölümlerini , Tanrı Parçacığını ve Bir sonraki yazımda ise Stephen Hawking’in bu teorilerinin üzerine bina etmeye çalıştığı ateizim düşüncesini ele alacağız.
Öncelikle “Kara Delik nedir?” sorusu, bir çok kişinin kafasını karıştıran bir düşünce. Bu konuda bilgi kirliliği gerçekten çok fazla . Tabiki bilgi kirliliğinin doğal sonucunun aslında hiçbirşey bilmemek olduğunu varsayarsak bu kavram hakkındada pek fazla bilgimiz yok diyebiliriz.Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi buradaki amaç; sadece kavramlar hakkında bir düşüncemizin oluşmasını sağlamak . Fizik dersi niteliğinde bir yazı yazmak değil.
En sade tanımı ile Kara delikler; uzayda enerjisini kaybetmiş yıldızlardır diyebiliriz.Peki nasıl oluşur? Enerjisini kaybeden yıldızlarda bir çeşit reaksiyon sonrası süper nova patlaması oluşur. Süper nova patlaması sonucu yeni şeylerde oluşabilir. Mesela yeni bir gezegen oluşabilir. Patlama sonrası enerjisini kaybeden yıldız Pulsar denen nötron yıldızlarınada dönüşebilir. Yada bu yıldızlar burada anlatmaya çalıştığımız Kara Deliklere dönüşür. Buraya kadar herşey normal. Kara deliklerin nasıl oluştuğu konusunda hemen hemen tüm bilim adamları aynı görüşte. Enerjisini kaybetmiş bir yıldız var. Süper Nova patlaması sonucu Kara Deliklere dönüşebiliyor. Peki sorun nedir? Sorun, oluştuktan sonra başlıyor. Kara deliklerde neler oluyor? İçinde neler var? İşte bu soruların cevabı belirsiz. Çünkü kesin olarak kimse bilmiyor.
Bu konuda ilk çığır açan fikir, Albert Einstein’dan geldi.Einstein Hepimizin bildiği Rölativite(görecelilik) teorisini ortaya attı. Albert Einstein zamanın herkes için aynı çalışmadığını savundu. Yani zaman herkes için göreceliydi. Bu önemli bir nokta. Bunu bir kenara koyalım.
Diğer bir önemli nokta ise uzay zaman teorisi. Einstein şunu söyledi. “Eğer Uzay üç boyutlu ise; zaman Neden tek boyutlu olsun? O halde zaman ve uzay birlikte düşünülmesi gerekli kavramlardır. Zamanın tek boyutlu olduğunu söyleyemeyiz. Yani zamanı ve uzayı(mekanı) birbirinden ayıramayız” dedi. Böylelikle zamanda tek boyutluluktan çıkıp çok boyutluluk serüvenine katılıyordu. Üç boyutlu uzay , zaman kavramı ile birleştiğinde ortaya dört boyutlu bir olgu ortaya çıkıyordu. Bu zamana kadar evreni 3 boyutlu olarak bilen dünya, şimdi birde oyuna zamanın katılması ile 4 boyutlu bir evreni düşünmeye başladı.
Einstein dört boyutlu evreni en basit hali ile şu şekilde açıkladı. Bir kağıdın üzerine bir bilye koyduğunuzda kağıt ortasından çökme yapar. Bu olayda olduğu gibi, kütle zamanın içerisinde bazen çökmeler oluşturabilir. Yani zamanda bükülmeler oluşur. Buradaki kağıdın zaman olduğunu herkes anlamıştır. İşte Einstein zamandaki bu bükülmeleri Kara delik oluşumu ile ilişkilendirdi. Enerjisini kaybetmiş yıldızlarda oluşan super nova patlamaları yeteri kadar kuvvetli ise zamanda Kara Delik oluşturacak kadar büyük bir etkiye neden olabilirdi.
Einstein işi dahada ilginçleştirmeye devam ediyordu. Dünya’nın Güneş etrafında dönmesini Güneş’in çekim kuvvetinden kaynaklanmadığını öne sürdü. Güneş’in ağırlığından dolayı oluşturduğu zaman bükülmesi ile oluşan eğim sayesinde dünya güneşin yörüngesinde dönmekte idi. Burada konuştuğumuz konu ile ilgili olmadığından bu konuya fazla değinmeyeceğim. Ancak artık zaman sadece soyut bir kavram olmaktan çıkıyor maddenin tabiyatınada etki eden bir olgu haline geliyordu.
Gelelim Stephen Hawking’in Kara Delik teorisine . Detaylı olarak Hawking’in teorisini burada anlatmamızın imkansız olduğunu takdir edersiniz. Ancak Hawking’in Tanrının varlığı hakkındaki düşüncelerinin bir boyutunu oluşturan Kara deliklerdeki zaman ve bilgi kavramı üzerinde kısaca duralım.
Hawking Kara Deliklerde bilginin sıfırlandığını Kara Deliklerin içine aldığı herşeyi tükettiği gibi bilgiyide tükettiğini savundu. Ölmeden hemen once yeni bir teori ile bu fikirlerinin yanlış olduğunu kabul etsede yıllarca bu fikirleri savunmuştu.
Diğer bir önemli konu ise Einstein’ın zaman kuramı. Einstein “Kara deliklerde zaman durur” dedi. Bunun sarsıcı bir düşünce olduğunu kabul etmek gerek. Aynı zamanda bunun sadece bir teori olduğunuda unutmamak lazım. Kara deliklerin içinde zaman kavramını bi anda ortadan kaldıran bu fikrin babası Einstein dır. Hawking de bu fikri alıp geliştirenlerden. Bu teori neden bu kadar önemli? Çünkü bu teori Hawking’in Tanrı eleştirisinin odak noktalarından birisiydi. Ayrıca bu konuda daha detaylı bilgi almak isteyenler Einstein’ın sicim teorisi ve çoklu zaman kuramlarına göz atabilirler.
Gelelim Tanrı parçacığına. Varlığının ilk anlaşıldığı zamanlarda bu parçacığa “Tanrının cezası parçacık” deniyordu. Böyle söylenmesinin sebebi varlığı hakkında belirtilerin olduğu ancak tam olarak varlığının tespit edilememesi idi. Çünkü bu parçacık bir anda ortaya çıkıyor ve anında kayboluyordu. Çok heyecan verici bir parçacık olduğunu söyemeden edemicem. Bu nedenle ilk başlarda Tanrının cezası parçacık densede Daha sonraları Tanrı parçacığı ismi koyuldu . Bilim insanları arasında Higgs bozonu da denen bu parçacık nedir? Ne işe yarar? Neden bu kadar önemli? En basit hali ile açıklamaya çalışalım.
Evrenin yaratılışının en başına dönecek olursak; Big bang (büyük patlama) sonrası yayılan enerji ile evren meydana gelmişti. Big bang teorisine göre evrenin yaratılışı böyle açıklanıyor. Lakin tam burada bir sorun vardı. Bu sorun; tamamen enerji olan bir yapı nasıl olurda maddeye dönüşür. Çünkü büyük patlama sonrası herşey enerjiden ibaretti. Ortada madde diye bir şey yoktu. Madde olmadan evren nasıl maydana geldi? Diyalektik meteryalizmin de temel problemlerinden birisinin tanımlanamayan enerji problem olduğunu düşünürsek sorun gerçekten dahada derinleşiyor.
İşte tam bu soruların sorulduğu bir ortamda Peter Higgs ortaya çıktı ve büyük patlamadan hemen sonra (saniyenin binde biri,belki dahada kısa ) yani gerçekten hemen sonra bir parçacığın, var olan bütün o enerji parçacıklarını dogru birşekilde bir araya getirerek atom altı evreni meydana getirdiğini söyledi. Yani daha net bir ifade ile saf enerji maddeye dönüşebiliyordu. Hacimsiz kütlesiz bir enerji bir anda hacim ve kütle kazanabiliyordu. İşte bunu sağlayan parçacık Higgs bozonu yani Tanri parçacığı idi.
Tüm bu bilgilerden sonra Stephen Hawking’in Evrenin yaratılışında tanrı yoktur tezini incelemeye geldi. Yukarıdaki anlattığımız teorilerin hepsini Hawking Tanrı yanılgısı tezinde kullanıyor. Bu konu başlı başına bir köşe olduğu için; bir sonraki yazımda bu konuyu ele alacağım. Gelecek yazımda Stephen Hawking’in tanri yoktur tezini ve bu tezin hangi açılardan problem arzettiğini göreceğiz. Gelecek yazımda görüşmek dileği ile …
E mail, Facebook, İnstagram : [email protected]