KAYIP ÇOCUKLAR...
Bugün misafirlerimiz vardı. Birkaç gönüllü annenin özverileri ile bir araya getirdikleri çocuk yuvasından, ilk adım seviyesi dedikleri bir grup. 7 yaşından tutunda 18 yaşına kadar gelmiş hayatın sillesini yemiş geleceğimiz olan gençler.
Neden kayıp çocuklar diyorum, çünkü seslerini biz büyüklere duyuramıyorlar. Devletin himayesinde oradan oraya savrulan bireyler, söz hakları yok 3- 5 kişi ki bunlar gönüllü çalışanlar, yerlerinden memnun olmadığı için her sene ablaları ya da anne dedikleri zar zor güvendikleri yüreklerini açtıkları kişilerden koparılıp her sene başka ablalarla başka annelere uyum sağlamaya zorlanan çocuklar.
Çocuğunuzu bir ilkokula yazdırdığınızı düşünün ilk aradığımız özellik nedir?
1- İyi eğitim veren kaliteli bir okul
2- En iyi öğretmen
3- En iyi sınıf
Neden? Çünkü çocuklarımız bizim için değerli öyle değil mi?
Her ne yaparsak yapalım önceliğimiz çocuklarımızın istediği ve gücümüzün yettiği kadar yapabilmek. İlkokula başlayan çocuklarımız bile bir öğretmenle 4 sene okurken neden kimsesizler yurdunda kalan yavrularımız 4-5 personelin kaprisi yüzünden mutsuz olsunlar ki. Neymiş bulundukları bölüm zormuş bir iyilik yapmak istiyorsan o işin zorluklarını da göze alacaksın. Allah’tan bu insanlar Dr. falan olmamışlar gece gündüz uykusuz nöbet tutarak nasıl verimli çalışırlardı merak ettim doğrusu. Acaba o zamanda başhekime gidip, ben yerimden memnun değilim yerimi değiştirin mi diyeceklerdi.
Neden bencil davranıyoruz, neden bu çocuklara kucak açmak yerine, onları görmemezlikten geliyoruz? Bunu gerçekten yapıyoruz. Kaçımız bu tür yurtlara gidip yiyecek giyecek yardımında değil sadece sevgimizi vermiyoruz? O kadar açlar ki, ilgiye sevgiye ve en önemlisi içten doğal davranılmaya güvene.
Bugün onlardan yine yeni bir durum öğrendim, 18 yaşını doldurmasına 4 ay kalan bir kızımız zorla açık liseye yazdırılmış. 15 yaşını dolduran bir kızımız açık ortaokula yazdırılmış. Bu çocukları kazanmamız lazım onları örgün eğitime alıp, devlet 24-25 yaşına gelinceye kadar okusun okumasın hayata kazandırılması lazım onları yetiştirip iş hayatına hazırlamak gerek. Bunu STK (Sivil Toplum Kuruluşları) ile ve devletin özel eğitim programlarıyla devlet politikası olarak benimsemek ve sahip çıkılması gerek.
İster yurtta kalsın, ister dışarıda yaşasın ailesinden çevresinden hayatın tokadını yiyen bu kayıp çocukları topluma kazandırmak yine bizlerin görevi değil mi?
Bu çocukları alıştıkları ortamdan ablalardan öğretmenlerden ayırmadan, çünkü o 8-10 kişilik gruplar ablalar onların aileleri oluyor benimsiyorlar ve onlardan doğal olarak ayrılmak istemiyorlar.
Son söz olarak, bugün gözünden hiç yaş eksik olmayan bir kızımıza lütfen ağlama içim parçalandı neden ağlıyorsun yapabileceğim bir şey var mı dedim.
Aldığım cevap içimi burktu, zaten ailem yok birde ailem olarak gördüğüm ablalarımdan ayrılacağım ağlamaktan başka yapabileceğim bir şeyim yok...
Empati yaparak kendimizi bu evladımızın yerine koyun siz olsaydınız ne yapardınız?