RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Kelimelerin kökenleri

Her milletin bir dili var. Her dilin kelimeleri. Her kelimenin kaynağı, doğuş yeri, kökeni var.Kelime
kökenleriyle ilgilenen bir ilim dalı gelişmiş. Bazı değerli insanlar da o ilim dalında düşünmektedirler.
Kelime kökeni beni çok ilgilendirmez. Hiç değil, çok ilgilendirmez. Beni daha çok kelimeye yüklenen
anlam ilgilendirir. O anlamın söyleyen tarafından hangi kıvamda, dinleyen-duyan bakımından hangi
kıvamda olduğu beni ilgilendirir.
Xxxx
Milletlerin dilleri var. Resmisi, millisi, yereli, anası, talisi ve yabancısı var. Medeni dili, medeniyet dili
var.Millet içinde insanın aile ocağında öğrendiği dili var. Buna ana dili diyorlar. O ana dil millet
ekseriyetinin kullandığı dilden farklı olabilir. Millet ekseriyetinin kullandığı dile milli dil deniliyor.
Resmi dil devletin vatandaşlarına meşru saydığı dildir. Bu da ana dilden de milli dilden de farklı
olabilir. Her dilin şehirlisine medeni dil adı verilir. Dünyada konuşulan her dil mutlaka bir medeniyete
dahil olduğu için her dil aynı zamanda bir medeniyet dilidir.
Xxxx
Kelimelerin kökeninden çok milletin, kullananların, söyleyen ve dinleyenin o kelimeye, hangi anlamı
hangi kıvamda yüklediği önemlidir. Anlaşmayı sağlayan kelimelere yüklenen anlamın kıvam
derecesidir. Efendim o kelime Yunancadan gelir, anlamı şudur demenin, şu kelime Latince’den, gelir
anlamı aslında budur demenin kıymeti yoktur.
Toktamış Ateş yaşadığı, 17 Mart 2012 tarihinde bir yazı yazmış. Kendince laikliği tarif edip, bu
kelimenin hoşgörü ile, sekülerizm ile ayrıntılarını anlatmaya çalışmış. Laikos, eski Yunancada din
insanı olmayan demekmiş, sekülerizm ise Latince imiş ve anlamı zamana ait. Tam zamanında, çağdaş
demekmiş.
Xxxx
Muhakkak bu verilen bilginin bir değeri var. Yunanca ve Latince, her ikisi de bir başka medeniyetin
ana dilleridir. Tevrat ve İncil dilleridir. İbranice’den sonra Tevrat Latince ve daha sonra da İngilizce
dillerinde yayınlanmıştır. Eski dillerdir. Haberleşmenin, iletişimin güçlü dilleridir. Türkiye’de,
Türkçe’de laiklik ve sekülerizm aynı anlamı yüklenirler. Din dışılık demektir. Ama aynı toplumda bir
çok insanın adı Teo olabiliyor. Çelişki hayatın aslında ve her yerinde mevcuttur.
Yeni anayasa şöyle olsun-böyle olsun derken her zaman ki tavrımızla yine geçmişten alınan derslerle
tepki anayasasını bir kere daha yeniledik. Tepkisel olmayacak çok az sayıdaki kurumlardan biri
anayasadır. Ama biz de her zaman anayasalar tepkisel olmuştur. Bir önceki dönemde baş ağrıtan
meselelere bakarak yeni anayasa yapılıyor. Sonra o baş ağrıtan konular belki kısmen çözülüyor ama
bu defa yeni sorunlara karşı aciz kalma durumundan kurtulmak mümkün olmuyor.
Xxxx
Parlamenter nizam sona ermiş, siyasi parti başkanı da olabilen tek güç ve karar sahibi
cumhurbaşkanlığı dönemi başlamıştır. İyi tarafı var elbette. Daha çabuk karar ve daha hızlı yol

alınıyor. Parlamenter nizamda siyasi partilerin öbekleri mecliste engellemeler yaparak gecikmelere
yol açıyor, baazan da engelliyorlardı yapılacak işleri. Şimdiki nizamda tek adam karar veriyor ve kimse
engelleyemiyor. Tek adam doğru kararlar verdiği sürece faydalı bir nizamdır. Ancak tek adamın
yanılması durumunda, aldatılması durumunda denetleme düzeneği yoktur.
Xxxx
Yönetim nizamları sorunsuz olmaz. Her beşeri nizamın eksikleri, kusurları, yanlışları, hataları olacaktır.
En büyük yanlışlık yapılmadıkça yola devam mümkündür. O yanlış nedir derseniz, o yanlış şudur:
Yönetim biçimini Allah’a, peygambere, dine mal etmek. O durumda bireysel hata ve kusurlar dine,
peygambere, Allah’a iftira atmak ve leke izafe etmek olur ki, hiçbir Müslüman bu vebali yüklenemez.
Mesele şudur. İnsanlar, yöneticiler, bir nizamla milletlerini yönetebilir ve doğru işlere imza atabilirler.
Bu mümkündür. Bir çok yanlış kararlar da alıp yanlış icraatlar da yapabilirler. Ama bunun beşeri
olduğunu, Allah ve resulüne, dine yüklenmemesi gerekir.

<