KIŞ GELİYOR HAZIR OLUN (1)
Sıcak; hem de çok sıcak bir yazın geride bırakıyoruz…
Bu yaz bolca orman yaktık, sellere de bir sürü kurban verdik…
Koronadan kaybettiklerimiz ve nefessiz kalmamız ayrı bir dert…
Ama yaşıyoruz işte..
Ama hazır olalım; yakındır bir iki aya kalmaz ortalık yine kış kıyamet olacak..…
Öylesi durumlarda yaşam "Titanic filmi"nde Kuzey Buz Denizi'nin soğuk sularında yaşanan absürt romantizme pek benzemez..
Şimdi yeniden konuya dönelim , "küresel ısınma"dan ve bunun "sera etkisi"nden söz edelim…
Kaynaklar der ki; güneşten gelen sıcaklığı yeryüzü bir şekilde emiyor ve yok ediyor. Buna "soğurma" deniyor..
Ancak kentsel yapılanma ve etrafı saran beton, demir çelik gibi malzemeler bu "soğurma"yı engelliyor ve sıcaklığı atmosfere geri gönderiyor ve dünyanın sıcaklığı bu nedenle yükseliyor..
Birde "itici gazların" amosferdeki "ozon tabakasını" itmesiyle oluşan delik –ki bunun kuzey kutbunda gerçekleştiği, ancak doğanın bunu tamir etmek için çaba harcadığı; ciddi bilim adamlarınca öne sürülüyor- nedeniyle güneşin zararı ışınları yeryüzüne ulaşıyor . Bu ışınlarda sera etkisiyle atmosferimize geri dönüyor. Tüm oluşumlar nedeniyle Kuzey Kutbu'ndaki buzullar da erimeye başlıyor…
"Ne var bunda" diyebilirsiniz…
Ama kazın ayağı öyle değil işte…
Şunun için değil..
Tüm bu olaylarla ilgili olarak Amerika'daki ciddi bilim adamları bir rapor hazırlamış…
Bu rapor Amerikan Genel Kurmayı olarak bilinen "pentagon"a verilmiş…Bununla ilgili haberler ve makaleler Türk basınında da çıktı. Şimdilerde internet sayfalarında da bol bol var.
Raporla ilgili haber 22 Şubat 2004 tarihli İngiliz 'The Observer' Gazetesi'nde yayınlanmış. Haberde imzaları bulunan gazeteciler Mark Towsend ve Paul Harris. Son derece gizli olan, Pentagon'un ve Bush yönetiminin saklamaya çalıştığı ama gizliliği Observer tarafından bozulan rapor önümüzdeki 20 yıl içinde büyük iklim değişikliklerinin gerçekleşeceğini, bu nedenle dünyanın yeni bir "bilinmeyene" doğru gideceğini öne sürüyor.
Bugünkü hava koşulları da ne yazık ki bu savı doğruluyor…
Tabi felaketin boyutları sadece iklimle ilgili değil. Onun ürettiği ortamın oluşturduğu sosyal travmada etkili…
Rapor öyle ürpertici sonuçlara da varıyor ki bunlardan bir ikisi şöyle: Dünya çapında ayaklanmalar ve hatta nükleer savaş tehlikesi. Global kaosta milyonlarca yasamın kaybedilmesi. Dehşetli kuraklıklar, büyük su baskınları ve bir çok bölgede yeni bir buzul çağına girme. Raporun sonuç olarak tüm bunlara hazırlıklı olmak gerektiğini de belirtiyor.
(Devam edecek)