Kişilik mürekkeptir
Kişilik, şahsiyet, bireylik, bireysellik, ben ve benlik. Daha bir çok kelime ile ifade edilebilecek bir varlıktan söz edilir. Batı’dan başka düşünce kaynağı olmayanlar ise Freud’un tanımlarından yola çıkarlar. İd derler ve söze başlarlar.
Herkesin her türlü anlattığı insandır. İnsan şahsiyeti bir çok niteliği olan bir toplam değerler bütünüdür. İçinde ben var, benlik var. Manevi nitelikler, iktisadi nitelikler, ahlaki nitelikler, dini nitelikler, güzel ve güzellik nitelikleri, cemiyetçilik, nitelikleri olan mürekkep, toplam bir değerdir insan. Ama tüm bu niteliklerin her birinin gelşitiğini düşünmek yanlıştır. İnsandaki her nitelik ne yazık ki gelişmez ve geliştirilemez.
Xxxx
Birey ve bireysellik denildiğinde duygusal kişilik, hayati, canlı kişilik öne çıkar. Diğer nitelikler,Mürekkep kişiliğin diğer nitelikleri çok da söz konusu edilmez. İşte bu insanı indirgemektir. Değer kaybıdır. Bir çok yönünün ihmal edilmesi, görmezden gelinmesidir. Ahlaki bozukluk, manevi bozukluk, sanat ve güzellik düşüncesi özellikleri, ya da iktisadi özellikler, yanları görmezden gelindikten sonra sağlıklı bir kişilikten söz etmek mümkün olmaz.
Xxxx
Günümüzde ruh sağlığı yerinde insan sayısı çok değildir. Genellikle insanların ruhları, davranışları arızalıdır. Batı ile arksetmeye karar verildiği günden beri, Batı’daki her hastalık, ruh ve davranış bozuklukları bizim insanımızda da aynen görülmeye başlandı. Batı’da olan o hastalıkların tedavisiyle uğraşan tıp dalları ve meslekler bizde de tesis edildi. Ama görülüyor ki hem insanımız bu meslek erbabına müracaat etmekte tereddütlü, hem de bu hastalıkların tedavisiyle uğraşan meslek erbabı çok da işinin erbabı değil.
Xxxx
Sevicilik, lezbiyenlik olurken livatacılık da gaylik oldu. İsimler Batılı olunca ne değiştiğini aklı olan herkes kendine bir sorsun. Bizde zaten var olan hastalıkların adını Batılılaştırdık, bizde olmayan hastalıkları da özentiyle, öykünmeyle aldık. Seri katilimiz var artık. Polisiye romanımız da var. Romanımız da var. Ancak Batı adına ürettiğimiz her üretim taklit olunca bir kıymeti harbiye taşımıyor.
Xxxx
İnsanımızın mürekkep, toplam değerleriyle incelenmesi henüz hiçbir ruhbilimcimizin, davranış bilimcimizin konusu olamadı.
Bir Batıcılıktan vaz geçmeyi aklımızdan geçirebilsek yola koyulacağız ve kervan yolda dizilecek.
Ahlaki kişiliğin gelişmesi için de, dini kişiliğin gelişmesi için de, sanat ve güzel duygusu gelişimi için de ayrıca ve özel olarak eğitim verilmeliyken, insanı bir kişilikler toplamı olarak algılayamayanlar elbet de onun eğitimini de düşünemiyorlar.
Ahlaki bozukluğu olana ’psikopat’ sıfatını yapıştırdık mı meseleyi hallettik sayanlar çoğunlukta.
Ahlak filozofları bile ahlakı tartışırken onun kaynağı nedir, besleyeni nedir konularında farklı görüşlere sahiptirler.
Ahlak kendi başına bir değerler bütünüdür. Onun dinden kaynaklandığını, akıldan kaynaklandığını söyleyenler vardır. Ahlak dinden kaynaklanabilir de, dinden beslenebilir de. Ahlak din ile hiç bağlantısı olmadan da bir değerdir. Yasalardan kaynaklanan ahlak olduğu gibi, töreden kaynaklanan da vardır. Ama ahlak nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, dinden, akıldan, töreden, yasadan, cemiyet değerlerinden, yaptırımlardan etkilenir ve onları da etkiler.
İnsanların bir ahlaki kişiliklerinden de söz edilmelidir. Ahlaki kişiliğin eğitimi için de yapılması gerekenler az değildir.
İnsanın kişiliğini oluşturan, mürekkep kişiliğin her bir yanını beslemek, eğitmek, desteklemek gerekiyor. Yoksa toplumda sağlıklı düşünen, sağlıklı davranan, dengeli ve tutarlı davranan insan görmek mümkün olmaz.