ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

KOCAMAN, ISLA ve SERKAN

KOCAMAN yanlış kadroyla çıktı sahaya. Tabii bu benim naçizade kişisel görüşüm. Sonra bir şeyler
yapmaya uğraştı. Ikınıp sıkınıp durdu ama çok geç kaldı. Fernandao’yu oyuna son 4 dakikada alırsan işini
ancak mucizelere bırakırsın. Son saniyede o mucizede gerçekleşmedi zaten. ISLA tecrübesine yakışmayan
bir yanlışla neredeyse gol atma niyetinde olmayan Konya’nın golünde harikulade bir assist yaptı!
Kocaman, “Bizim ilk sağ bekimiz İsla” demişti iki hafta önce. Kendi kendine nazar değirmiş olmalıydı
oyuncusuna! SERKAN KIRINTILI… Fenerbahçe’de yedek kaldı. Rizespor’da pişti. Konyaspor’da level
atladı. Milli takıma kadar yükseldi. Fenerbahçe’ye karşı özellikle ikinci yarıda Valbuena’nın şutlarını,
Soldado’nun kafasını ve Alper’in defansın arkasına sarktığı noktada açığı iyi kapatarak golü engelledi. Son
saniyeydi. Valbuena’nın yere vurarak altıpas içindekafayla vurduğu topu tokatladı. Tamam belki o vuruş
köşeye gitmedi ancak kar lapa lapa yağarken, hava oyunu bulunduğu yerde geçiren bir kaleciyi
dondurken o refleksi o anda yapabilmek her baba yiğidin harcı değildi doğrusu. Serkan artık saygı
duyulacak kaleciler kategorisindeydi.
Maça gelirsek böylesine zor bir deplasmandan bir puanla dönmek belki çok göze gelecek bir kayıp
değildi ama Kocaman’ın yanlış kadro tercihi, ikinci devre geç oyuncu değiştirmeleri olası bir galibiyeti yok
yere önledi. Beşiktaş’ın kaybettiği maçın hemen ardından takımın sahaya santraforsuz sürülmesinin ne
mazereti olmalıydı sizce? Evet sakat çoktu. Forvetler 90’ı çıkaracak güç kuvvette olmasa bile saha
forvetsizken, Benç’de iki santraforun misafir olması şampiyonluğa oynayan bir hocanın yapacağı iş
değildi kanımca. Bu birinci hataydı.
İkincisi, Brezilya’lıyla Fransız’ı en öne koymak onları etkisiz hale getirmek demekti. Her ikisi de orta
sahada ayaklarını konuşturmalıydı. Kenarlara kayıp hünerlerini göstermeliydi. Kenarlar tıkandığında
oyunu ortadan yığmalılardı Konya kalesine doğru. Ama onları en uca koymak, pas oyununu çok seven ve
bu tarz oyunu kendine felsefe edinen bir teknik adamın tercihi olamazdı, olmamalıydı. Neymiş efendim
atılan son 6 golde bu ikilinin imzası varmış! Bu istatistik Kocaman’ı yanıltmış olmalıydı. Diyeceksiniz ki 26.
dakikada Guiliano bir adım daha atsa golü de atacaktı! Ancak 28. dakikada da şöyle bir görüntü gelecekti
ekrana: 4 oyunculu Konya defansının arasında tek başınaydı Giuliano. Peki nasıl gol atacaktı tek başına?
39’da Valbuena orta yaptı mesela. Fernandao ya da Soldado’yu gördünüz mü ceza sahasındaki
kalabalığın içinde? Ben gördüm. İkisi de hala klübedeydi Kocaman’ın misafirleri olarak!
Üçüncü tercih hatası Oğuz’du. Kocamanın cesaretini tebrik etmemiz gerekiyor böylesine genç bir
oyuncuyu ilk 11’e yazdığı için. Keşke bu maçta değil de Karabük’e karşı oynatsaydı. Karabük çalkantılar
içinde ligin dibine çakılmışken Oğuz’u seyirci destekli evindeki maçta oynatmayan Kocaman’ın
Konyaspor’a karşı Ozan’ı oynatmama çabasını da tebrik etmeli bence! Sizi bilmem ama ben Oğuz Kaan
ismini 40’da göklere gönderdiği şut denemesinde duydum ancak. Kocaman Valbuena ile birşeyler
yaşamış ama halletmişti. Hele ki Topal ile. Twitter’dan gelen haberle ilk ve tek kovulacak oyuncu olarak
lanse edilmişti Mehmet Kocaman’ın bir türlü iki dudağının arasına konduramadığı o istifa gecesinde.
Sonra ne oldu? Topal iki maçtır takımını ayağa kaldıran goller attı. Kocaman burda sadece teknik adam
meziyetlerini ortaya koymamıştı bu iki oyuncuyu kazanırken. Hem psikologdu, hem ağabeydi, hem
olgundu, hem de profesyoneldi. Diyelim ki Ozan yüzde yüz hatalıydı. Kocaman, kocaman kere haklıydı
Ozan konusunda. Peki böylesine eksiklerin olduğu haftada Kocaman daha ilk idmanın saatinden itibaren
Ozan’ı bu mücadeleye hazırlayamaz mıydı? İkinci yarıya radikal iki değişiklik gerekliydi. Kaan’ın yerine
Ozan orta sahaya geçmeliydi. Dirar’ın yerine böylesine ağır bir sahada ayakta güçlü kalmak adına
Soldado değil de Fernandao oyuna girmeliydi. Valbuena, Atıf’la beraber kenara, Giuliano’ysa
Fernandao’nun arkasına geçip normal düzenine dönmeliydi Fenerbahçe. 
KOCAMAN ÇOK GEÇ KALDI

2

İkinci yarıya Konya presle, Fenerbahçe Soldado’yla başladı. Oğuz dışarıdaydı. Fenerbahçe için
zararın neresinden dönülse kardı. Kocaman hatasını nihayet anlamıştı. Atıf, Topal’a yaklaşmış, Valbuena
sol kanada normal yerine dönmüştü. Soldado-Giuliano önlü arkalıydı. Taşlar biraz daha yerine oturmuş
gibiydi. Ancak yağmurdan kara dönen havayla Konyaspor yavaştan ısırmaya başlamıştı
Fener’i. Fenerbahçe kendi alanından çıkmakta zorlanıyordu. Kocaman Topal’ın yerine Joseph’i
görevlendirmişti stoper mevkiinde. Bu doğru bir karardı. Beşiktaş maçında Neto’nun kırmızısından sonra
Topal’ın yerine Joseph oynamıştı yine stoperde. İkinci yarıda sahanın ikinci ve üçüncü bölgelerine
gitmekte zorlanan Fenerbahçe’nin imdadına Kocaman yetişti. Bu sefer Joseph’i Topal’ın yanına çekti.
Hatta Brezilya’lı zaman zaman ileri de gitti bir kaç kere. Bu da doğruydu Kocaman adına. Defans üçlü gibi
dururken önde Topal-Joseph’le orta sahayı kapatmaya çalıştılar. Kanatlarda Atıf ve Dirar’ın oyuncu
eksiltme özelliklerinin olmaması, sokak terimiyle çalım atarak önlerindeki rakip oyuncuları geçememeleri
en büyük sıkıntılardan biriydi.
Bu yüzden ilk hamle Alper’di. Çalımla kenardan gidip gelsin istedi Aykut Hoca. Keşke 67’yi
beklemesiydi de ilk 10 dakika sahasından çıkamayan takımına yardımcı olup Potuk’u 55’de oyuna alsaydı.
Beşiktaş kaybetmişti. Galatasaray ve Başakşehir’de puan ve puanlar kaybedebilirlerdi. Peki Kocaman
nasıl oldu da 86’da oyuna alabildi Fernandao’yu? Bu inanılmaz bir teknik adam yanlışıydı. Kocaman ikinci
forvetini 65-70 gibi oyuna almalıydı 3 puanı hanesine yazdırmak adına. Manyama’nın kafasının direkten
dönüp Skubic’in önüne düşen topu filelerin yerine dağlara taşlara göndermesi hem Kocaman’ın hem de
Fenerbahçe’nin büyük şansıydı. İşin ilginç tarafı da Fernandao’nun bu pozisyonun hemen ardından oyuna
girmesiydi.
Son korner atışında Volkan Demirel İtalyan Ligi Serie A’nın son sırasında yer alan Benevento’nun
kalecisi Alberto Birignoli’ye özendi adeta. Kalesini terk eden Volkan istediği golü atamadı belki ama son
saniye heyecanı yaşattı izleyenlere. Bizleri haddinden fazla rekabetçi bir ikinci yarı bekliyor. Kocaman,
Güneş, Terim, Çalımbay, Sumudica, Tuna, Aybaba, Le Guen ve diğerleriyle nefes kesici randevulara
şahitlik edeceğiz. Böylesine bir tabloda Aykut Kocaman şampiyonluk hayalini gerçeğe dönüştürmek
istiyorsa vizyoner olmak zorunda. Kadro tercihleriyle, yapacağı doğru değişikliklerle, zaman zaman çift
santrafor oynayarak ama 4-6- 0 denilen sistemi fazla tercih etmeyerek; Valbuena-Giuliano’yu ileriye
yanlızlığa bırakmayarak ve herşeyden önemlisi risk alma cesaretini göstererek oynatmalı takımını. Herşey
Kocaman’ın elinde bence.

<