KOCAMUSTAFAPAŞA’YA MEDHİYE
İnsan doğduğu yerden kalkar.
İnsanın doğduğu mekan insanı şekillendirir ve zenginleştirir. Kocamustafapaşa da benim için öyle oldu. Yaşadığım yer beni olgunlaştırdı ve geliştirdi. Tarihi dokusuyla Kocamustafapaşa var olduğu gibiydi. Ruhuyla ve meskeniyle insan… Kocamustafapaşa insanın duygularını besleyen bir meskendi benim için. İnsanlarıyla ve yapılarıyla… Karakterize olmuş bir insan şehri Kocamustafapaşa… Suretiyle insan, varlığıyla İstanbul’un dünyaya açılan kapısıydı. Sümbül Efendi Camii ile insanı selamlayan bir küçük semt Kocamustafapaşa… Yürüdüğüm yolları adım gibi benimsediğim ve yaşadığım İstanbul… Şenliğiyle ayniliği ile insan… İnsan küçük bir şehir Kocamustafapaşa ise onun meskeniydi. Bense ona adanmış bir gönül… İstanbul bir kazan ben ise kepçe… İstanbul bir saray, kapısı ise Kocamustafapaşa… Arif olmayan bilemez onun değerini. Yaşamayan tatmaz onun neşvesini. Kocamustafapaşa bir medeniyetin dünyaya açılan kapısıydı her zaman. Öyle de kalacak.
Kocamustafapaşa mağrur ve değerli her zaman. İnsan şehri olarak kalacak daima. Yapılarıyla, dokusuyla ve ruhuyla var olacak. İlim ve irfan sahipleri için ilim yuvası… Bir medeniyetin meskenidir Kocamustafapaşa. İstanbul’un gözünün nuru gibi beslediği şehir belki de. Yaşandıkça bilinen, var oldukça hissedilen… İnsan şehrinde Samatya gibi şen şakrak… İkinci bahar mevsimiyle uzak ve yakın… İnsan şehridir Kocamustafapaşa. Yaşandıkça özlenen… Ruhunu yaşatan İstanbul’un… Zengin ruhların bahçesi… Aşkı ruhunda hissedenlerin ocağı belki de… Ruhunda yani özünde bir metin duruş var. Hislerime tercüman bir ruh var. Senden gelen bir mektup var. Kocamustafapaşa’ya bir özlem var.
Ben burada doğdum. Burada yaşadım. Mağrurluğa duçar olan gönlümle burası benim.