KOMŞUMUN KEDİSİ…
Yattım, kan ter içinde kalktım. Üzerimde bir halsizlik, içimde bir hararet var.
Üzerimdeki gömleği sıyırıp bir kenara attım.
Buzdolabından su içtim. Hararetim geçmedi.
Antrede dolaştım. Dışarıda akşam ezanı okunuyor.
***
Merdivenin otomatiği bir yandı bir söndü. Genç bir kız koşarak yukarı çıktı, bir diğeri koşarak aşağı indi. Kapılar açıldı, kapılar kapandı.
Kapıya kulak verdim. Komşu dairenin kapısının arkasında bir miyavlama sesi duydum.
Karşı dairedeki komşumun iki köpeği, bir kedisi var. Görüyorum; genç bayan küçük kedisiyle kapı önünde durur.
Her sabah ve akşam da köpeklerini geziye çıkarır. Hava aldırır.
***
Bizim mahallede insanlar genellikle birbirleriyle pek konuşmaz ve hal hatır sormazlar ama şimdi Allah var şimdi ; hayvanat sevgileri göz yaşartır.
Mesela şu karşı çapraz apartmanın birinci katında oturan hanımefendi, iş dönüşünde kapıda bekleyen kedisine bir atılır, bir sarılır. Sevgi sözcükleri düğün konfetileri gibi havada uçuşur…
Bir başkası , pencere kanatlarını açar, kedisine hava alması için pencere kenarında küçük bir minder tahsis eder; “ Haydı, geleni geçeni seyret”,der.
Bizim mahallede bir hayvan sever daha vardır ki, bu adamın halleri dil ile anlatılmaz kalem ile tasvir olunamaz. Bu adam Marc Chagall’ın resimlerinden bir adam; gözlüklerinin camı buzdandır.
Kader onu karada yaşayan kedilere köpeklere, havada ise kargalara, martılara hizmet etmek için görevlendirmiştir. Mesai saati sonunda, saat akşam beş sularında Mehmet Abi Çiçekçi namazgahında karga ve martılara, kedilere , köpeklere verdiği sakatat ziyafeti dillere destandır.
***
Neyse gelelim , kapı ardında miyavlayan küçük kediye ve sahibesine…
Komşum ülkenin önemli bir müzik grubunda ünlü bir solisttir. Kibardır , hanımefendidir.
Edindiğim bilgiye göre, küçük kediyi mahallede, Şair Nesimi’ de bulmuş. Sahiplenmiş.
Hatta söz aramızda bu kedisine bir şiir de yazmış ve besteleyip youtube’a koymuş.
Komşumu ara sıra köpeklerini sokakta gezdirirken görüyorum.
Köpeklerini de bu aralar pek durgun ve düşünceli görüyorum. Kapıyı tırmalayıp firar etmek için miyavlayan küçük kediyi endişeyle seyrediyorlar. Geçen gün küçük kediyi havlayarak uyardıklarını duydum; “ Küçük kedi, çıkma dışarı. Özgürlük güzel ama dışarıda hava soğuk… Açlık susuzluk var dışarıda! “