CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

KONTROL ve SORUMLULUK

Sevgili dostlar, her nerde olursa olsun insanların tek başlarına veya herhangi bir şeye tabi olmadan yaşamlarını sürdürmeleri neredeyse imkansız gibidir. Kendini kontrol etmekte usta olan insanlar bile yine de ister istemez  kişiliklerine uygun olarak edindikleri bilgi ve deneyimlere tabi olarak yaşamakta, hayatlarını ona göre tanzim etmek durumundadırlar. Böyle bir tanzim sırasında, öncelikle kendileri ve yakın çevrelerine karşı sorumlulukla hareket etmek ise duygusallığı öteleyen ve gerçeklerin gözetilmesini gerektiren bir zorunluktur.

 Ne denli acı olursa olsun, değişmez gibi görünen bazı gerçekler olsa bile bunlar sorumlulukları boş vermeye mazeret olarak gösterilemez. Mazeret olarak görmek eğiliminde olanlar kendi kişisel zayıflıklarını ortaya koymuş olurlar. Böylesi kişisel zayıflığı olanların ise kendilerinin sürüklendikleri kaosa başkalarını da beraber götürmek tehlikesi maalesef her an var … 

Kaosla gelinen sonucun hiç kimse için kurtuluş olmadığı, sorunu çözmediği gibi kendisine ve çevresine karşı da hiçbir haklı gerekçeyi ortaya koymadığı defalarca kanıtlanmıştır.

Baştan beri bilmece gibi görünen konuya açıklık getireyim ;

Gündemimiz, son günlerde karşılaştığı sorunları çözümsüz gibi görerek kendilerinin ve   yakınlarının   hayatlarını   sona   erdirmek   kararı  alan  ve   uygulayan  aile   reislerinin toplu intihar eylemleri !..  

Eğer bir insan başa çıkılmaz gibi görünen sorunlarla karşılaşıyor ve üstesinden gelemeyeceğini düşünerek kendisini ve yakınlarını geri dönülmeyecek çıkmazlara sürüklüyorsa asla haklı değil. Ve de asla çözümü bulmuş olamaz... 

Kaldı ki bırakın başkalarını, insanın kendi hayatını bile, sorumluluktan ve zorluklardan kaçmanın en kolay yolunu seçerek  sona erdirmek gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. 

Sorunlarla karşılaşanların bu tür kararlar alırken değil iki kere düşünmeleri, böylesi şeylerin hiçbir şekilde yanından bile geçmemeleri gerekiyor. 

Değerli okurlar ;

Bütün bir hayatı sorunsuz yaşamak neredeyse imkansız gibidir. Herkes büyük ya da küçük pek çok sorunla her an her yerde karşılaşabilir. 

 Başa çıkılmaz gibi görünen sorunla başa çıkmanın en kolay yolu, o soruna razı olmak ve onur meselesi haline dönüştürmemektir.

 Zaman her şeyin en iyi ilacıdır.., 

Zamanın ilacı ise sabırdır..,

Tevekkeli her şeyin bir çaresi var…

Oysa yalnızca ölümün çaresi yok…

Sorunu zamana yayarak beklemek her zaman için en iyi çözümdür ve de gelecek günler kim bilir hangi güzelliklere gebedir… Bugün karşımızda yıkıcı gibi görünen bir sorunun yarın başka bir mutluluğa - güzelliğe kapı açmayacağını nereden biliyoruz ?..

Farkında olmadan çıkmaz sokaklara girerek kendimizi her şeyin üzerinde görmek gafletine düşmeyelim !..

Her an geriye dönüşü mümkün olan eylemleri uygulamak, kazanmamızın ve hayatta başarılı olmamızın temel şartıdır. 

Bu arada kendi meslektaşlarıma da bir çift sözüm var ;

 Böylesi duyurular (haber değil) sonraki aşamalarda çözümsüzlüğü aşamayacağını sanarak kaosa sürüklenen başka insanların da kontrollerini kaybederek, telafisi imkansız yanlış kararlar almalarında çok etkili olmaktadır. Bu türden olaylar yalnızca bireyleri ilgilendirdiği halde, sansasyonel habermiş gibi sunulması bütün toplumu etkileyerek son derece negatif ilgi eğilimine dönüşmektedir. 

Kaldı ki böyle şeyleri haber değeri varmış gibi sunmak mesleğimizle bağdaşmıyor…

Ancak elimizdeki olanakları gerçek profesyonel haber değeri olan konularda değerlendirmekle ve toplumu olumlu yönde etkileyerek görevimizi gazetecilikle bağdaştırabiliriz.

Görevimizin başkalarının hayatının etkilenmesinde rolü olduğunu unutmayalım…

Esen kalın.

<