KÖPEKLER
Sosyal medyamız ,artık kabak tadı vermeye başlayan altılı masa sohbetlerini terk etmiş gibi görünüyor.
Şimdi gündem sokaklar..
Şimdi geceleri soğuk ve ıssız sokaklarda gözden ırak üşüyüp donmaya yatan titrek insan ve köpek gölgeleri oynaşıyor.
Şimdi açlıktan ve sıkıntıdan insanları ısırmaları ihtimal dahilinde olan köpekler ile gölgeleri dolaşıyor.
Masa başı haberlere göre bu can dostları , bugünlerde gruplar halinde dolaşıp okullardan dönen çocukları, işten eve yayan dönen işçileri, memurları ısırmak üzere yollarını gözlüyorlarmış .
Bu sabah fırına giderken Üsküdar Belediyesi’nin yapılan bir ihbarı değerlendirip Selimiye Çiçekçi durağına köpekleri toplama aracıyla küçük dostlar ekibini gönderdiğini gördüm.
Durakta küçük pencereleri demir parmaklıklı sevimsiz araba hayvanları toplamak üzere gelmişti.
Arabanın çevresinde hayvanların hamisi Güven ile iki belediye personeli konuşuyordu. Köpekler de bu konuşmaya kulak kabartmıştılar.
Yanlarına yaklaştım. Güven beni görünce sevindi. Beni şahit tuttu ; İsterseniz beni bu abiye sorun deyince , dedim ki;
-Namazgahta kümelenen bu köpekleri tek başına sahiplenen, onları bağışlar yoluyla karınlarını doyuran , hasta olduklarında onları kucaklayarak veterinere götüren merhamet sahibi bir kişidir , dedim.
Ekip şahadetimi kabul edip konuşmasına devam etti...
Esmer, ince , uzun takriben 35-40 yaşlarında nereden gelip nereye gittiğini bilmediğim bu hayvan dostu gencin merhametine her zaman şahadet edeceğim. Onun çabaları sayesinde semtimizde bir tek insanın hayvana, bir köpeğin bir insana karşı tacizi olmamıştır.
Allah'a hamdolsun, bu hayvanlarla sulh ve sükun içinde yaşayıp gidiyoruz.
Belediye ekibi ile köpekleri arkada bırakıp denize doğru yürüdüm.
Yolda aziz dostum, arkadaşım semtimizin çiçek abilerinden Ataner Bey’i halk ekmek büfesine giderken gördüm. Kendisi makina mühendisi olup semtimizin arif ve zarif nadir insanlarındandır. Yardımseverdir. Okumaya, edebiyata meraklı bir adamdır. Dev gibi bir cüssesi, kuş naifliğinde bir yüreği vardır.
Elindeki poşete baktım. Ataner Bey nüktedan, şakacı bir adamdır ;
“Adamın biri, yolunu kesen bir köpeğin taciziyle karşılaşırmış. Köpek adamın elindeki poşeti koklamadan bırakmazmış.
Hatta bir keresinde adamı ısırmış da. Adam da poşetin içine bir taş koymuş köpeğin önünden öyle geçmeye başlamış.
Gene bir gün adam , yolunun üzerinde kendisini bekleyen köpek tarafından taciz edilince adam poşeti köpeğe havale ederek saldırıyı bertaraf etmiş. Darbeyi alan köpek can havliyle kaçmış ve bir daha adamı taciz etmemiş.
Adamın elindeki poşeti sormuşlar. Adam bir elindeki poşeti , bir de köpeği işaret ederek ;“ bunun sebebini bir ben bilirim, bir de şu köpek" demiş..
İstanbul’un Üsküdar’ında Selimiye mahallesidir ikametgahımız. Yahya Kemal , mahallemizden İstanbul’u seyredip Aziz İstanbul şiirini yazmıştır...
Ekmeğimi alıp eve doğru dönerken durakta bekleyen belediye arabasının Güven’i alıp hareket ettiğini , köpeklerin de peşlerine takıldığını gördük. Dönerci Hasan' a sordum; “Bişe yok. Gelecek ” dedi.
Bir zaman sonra köpekler durağa dönüp ön ayaklarını uzatıp bazı düşüncelere daldılar.
Dillendiremedikleri bazı endişeleri vardı tabi. Artık çocuk parkına dönüştürülen namazgaha giremiyorlar, oynayamıyorlar. Soğuk kaldırım taşlarına öylece uzanıp önlerine konulan sakatatları canları hiç çekmiyordu...