KOŞA KOŞA ÜSKÜDAR...
Akşam olunca ben her gün Beşiktaş çarşısından aşağıya, Barbaros Meydanına doğru iner, meydanın başını tutan talihsiz simitçiyi görünce tarifsiz bir hüzne kapılırım.
Meydanın merdiven olmuş beton blokları keskin sırtlara sahiptir. Bu beton blokların keskin sırtlarında kaykaycı gençler fizik kurallarına meydan okurlar.
Yeni yetme bu çılgın gençlerin hareketleri midemi ağzıma getirir , bayılacak gibi olurum. Kendimi tutamaz, önlerine geçer adeta yalvarır ;
-Lütfen gençler n'olur kendinize dikkat edin ; sakatlanacaksınız ! derim. Gençler sözlerimdeki samimiyete kayıtsız kalmazlar, kaykaylarıyla havada takla atarken ;
-Sağol bey amca, dikkat ederiz ! derler.
Sivaslı simitçi ne derse desin bence bunlar iyi aile çocuklarıdır. Efendidirler. Yüksek sesle bağırmazlar, küfretmezler, kimsenin önünü kesip dilenmezler, hatta sigara bile içmezler...
Birbirlerine benzeyen bu tığ gibi gençler, meydanın keskin beton blok sırtlarında barış içinde bir arada birbirlerinin voltalarını kesmeden durmadan kaykay yaparlar...
***
Tarihi meydana birer tesbih taneleri gibi dökülmüş eski pederşahi topları geçerken, akşam güneşi tasını tarağını toplayıp yola düşmüş bilge bir gezgin gibidir.
Akşam düşerken iyi bilirim; değerli dostum gezgin Pekcan Türkeş, soluğu Beyoğlu'nda Sinema Majestik 'te alacak ,oradaki mutad mekanda ahbaplarıyla buluşacaktır.
Bu vakitler ,rıhtımda bu ''son vapur'' muşcasına endişe ile acele eden Üsküdar yolcularına ben de katılırım.
Deniz tehlikeli dalgalarıyla gemiyi ne kadar vurmaya çalışırsa çalışsın, sis ne kadar kalın perdesiyle karşı kıyıları saklamaya çalışırsa çalışsın, hemen bütün yolcular Üsküdar'a ulaşacak olmanın hayaliyle heyecan içindedirler...
***
Beni buraya, koşa koşa Üsküdar'a çeken tılsım nedir ?..
Bu Üsküdar'ı mekan tutan Mihrimah Sultan ile Valide Sultan'ın çağrısı mıdır?
Üsküdar sırtlarından boğazı seyreden Yahya Kemal'in mi fetih rüyası mıdır?
Karacaahmet'in hüznü müdür yoksa ? Asırlık çınarlar altında İstanbul'u bekleyen türbelerdeki evliya enbiya mı el eder; gel gel diye ?
Yoksa kanatları kan kırmızısına bulanmış yaralı bir martının çığlığı mıdır beni Üsküdar'a çeken?..