RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Küçük

Bir kelime. Beş harften oluşuyor. Ama ona hangi anlamlar yüklendiğine bir bakmak gerek. Küçük, büyük kelimesine yüklenen anlamın tersi anlamalara yüklüdür. Her  şeyin küçüğü sevimli gelir insana. Demek ki küçük bir anlamıyla sevimlidir. Adamın biri kitap yazmış çok sayfalaı. Küçük güzeldir demiş. Bu yazara göre küçük güzel anlamını da yüklenmiştir.
 
 Esasında küçük nedir?
 
Bir kıyaslama yapmadan bir nesnenin küçük olup olmadığına karar verilemez. Kuş yavrusu, kedi-köpek yavrusu, fare yavrusu, koyun-keçi yavrusu, eşek ve at yavrusu, fil, zürefa, gergedan, balina yavrusu, insan yavrusu. Hepsi de küçüktür. Ama neyle kıyaslanarak küçüktür? Elbette esasıyla kıyaslandığında küçüktür. Kuş yavrusu da gergedan yavrusu da küçüktür denildiğinde küçük hangi anlamı yüklenmiş oluyor hiç düşündünüz mü?
 
Xxxx
 
Bazen orta yaşlı insanlar adını bilmedikleri çocuklara küçük diye hitap ederler. O çocuk da kendine hitap edildiğini kabul ederek, o hitap sahibine yönelirler. Küçük burada bir hitap anlamını yüklenir. Ama o küçük hitabına 12-13 yaşına geldiğinde o çocuk öfkelenecektir. O yaşlarda artık küçük hitabı, sıfatı muhatabını kızdıracak bir kelime haline gelir.
O muhatap sizi, ‘Ben küçük değilim’  diye azarlaya bilir.
Bazen yapılan işte küçük bir farklılık ilave edildiğinde harika bir sonuçla karşılaşılır. Küçük farklılıklar belirleme alameti, marka olabilir.
 muhatabını kızdıracak bir kelime haline gelir.
O muhatap sizi, ‘Ben küçük değilim’  diye azarlaya bilir.
Bazen yapılan işte küçük bir farklılık ilave edildiğinde harika bir sonuçla karşılaşılır. Küçük farklılıklar belirleme alameti, marka olabilir.
Yüz yıllık-yüzelli yıllık markalar vardır. İşin sırrı küçük farklılıklardan kaynaklanır.
 
Xxxx
 
Kelimeler aslında çok değerlidir. Üzerinde düşünüldüğünde, işin sırrı araştırıldığında akla-hayale sığmayan hakikatlerle karşılaşılır. Her dakika yüzlercesini söylediğimiz kelimelerin her biri bir mucizedir. İcat edilişleri, kullanılır hale getirilmesi yüz yıllar almış o kelimelerin her biri bir mucize. Asıl mucize ise ağız yapısı, damak boşluğu, dişlerin sıralanışı, dilin, küçük dilin o boşlukta hareketi, o boşlukta var edilen havanın titreşimleri. O ağız denilen delik ve çukurda, o devam edip giden kanalda oluşan her bir hal mucizedir.
 
Xxxx
 
İnsanı okumak gerek. Emirdir zaten. Keainat kitabı ve onun küçültülmüşü küçük keainat olan insanı okumak bir emirdir. Yunus Emre öyle büyük bir düşünür, iman adamıdır ki anlamaya mecal yetmez. ‘Sen kendini bilmez isen bu nice okumaktır’ diyor.
Şimdi büyük olmak, büyük adam olmak yüceltilirken küçük burada artık bir aşağılamanın ifadesi haline gelir. ‘Gözümde daha fazla küçülme’ derken muhatabınız, küçük kelimesine olumsuz, tatsız, sevimsiz, kızdıran, öfkelendiren bir anlam yüklemiş olur. Tarihte hemen herkes büyük adam olmak ister. Ama insan kitlesinin büyük çoğunluğu küçük adamlardan mürekkeptir.
Küçük kelimesi iyi, güzel, sevimli anlamlarını sırtına yüklendiği gibi aşağılık, değersiz, basit, zavallı anlamlarını da yüklenir.
Koca Mustafa Paşa ve Küçük Mustafa Paşa isimlendirmelerinde koca ile küçük birbiriyle ters anlam yüklenmez. Hatta isim olduğu şahsa bir ululuk veya değersizlik de katmazlar. Sadce bir isim olarak, ya da sadece bir sıfat olarak kullanılırlar.
Kelimeleri boşuna yuvarlamamak gerek. Her kelimenin yüklendiği anlam yerine, zamanına, mevzuya ve muhataba göre değişir.
İşin aslı Hazreti Peygamber’de özetlenmiştir. Ağızdan çıkan her kelimenin bir hesabı vardır. Boş, anlamsız, malayani, süfli, şeytana hizmet eden kelimeleri telaffuz etmemek gerek.
Varisi Peygamberi br zat da oradan aldığı ilhamla şöyle diyor:
Batılı tasvir safi zihinleri idlaldir.
Kötüyü-çirkini iyice ballandırarak anlatmak temiz zihinleri yaralar, bozar.

<