SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

KÜLÜSTÜR KAFALARIN DÜZEN YARALARI..

“Bizlere n’oldu böyle birden bire” diye soran milyonlarca ağız var.. Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, sohbet toplantılarında, derdini dökenlerin bilumumda (genelinde) bu tür soruların cevabı bulunamıyor. İnsanların hayata tutunma çabasının temelini iyi ilişkiler, etik davranışlar oluşturur..

Birbirini tanısın, tanımasın, herkes birbirine öfke taşıyor.. Yanından geçenin öksürüğüne veya hapşırmasına tahammül gösteremeyenler, ağıza alınmayacak hakaretler  savuruyorlar. Bunların arasında daha ileri gidenlerini görüyoruz. Hem bıçağına davranıyor, yahutta silahını ateşleyebiliyor..

“Şaşırıp şaşırıp kalıyoruz!.”

“Vah, insanlık tükendi, gitti!” diyoruz..

Akıl uçuyor, alıcı yapıdaki idrak kayboluyor.. İnsanın insana davranışını hangi yasaların düzenlediği anlaşılamıyor. İlkel ve kaba tipler, toplumun akardunu bozuyorlar..

Toplumun biyokimyasını bozan bu aykırı genetikleri taşıyanları, genel düzenimizden bir türlü ayıklayamıyoruz. Üzülüyoruz, kahroluyoruz ve kurtuluşu eğitim seferberliğinde arıyoruz. İyi, hoş ama, eğitim seferberliğinin başlatma düdüğünü de bir türlü öttüremiyoruz..

Eğitim doyumluk değil, tadımlık verilirse, güven duygusu hiç gelişmez. Toplum dayanışması savrulur gider, kaybolur. İnsanlarda “Elele vermek şuuru” kaybolmasa bile istek dışı kalır. Eğitimin çevre ve davranış kültürünün simgesi sayılan meşale yanmaz..

Sesleniyoruz: Eğitimciler içimizdeki “eğitim ve ahlak” meşalesinin yakıtını hızla hazırlayınız. Birbirlerine tahammülsüz toplumun kundakçılarını ancak bununla ayıklayabilirsiniz.

Hayatımızı zehir eden kompleksli, dili aykırı davranışı melanet saçan külüstür düşünceli insanları hizaya çekmeye çalışalım.

Yasalarda boşluk varsa tıkayalım. Toplumsal bir kampanya başlatalım.

Emin olunuz ; nasıl ki, güven duymak ekonomilerin sihirli anahtarı isede, güveni sarsılmak ta, dibe batışın bir göstergesidir.

Hemen, istenilen anda, ha deyince, başlamasını bilelim:

“Eğitime tutunmasını bilmeyenleri ve “Edep Yahu!.” safında kalanları oturtalım. Bu organizasyon işini de muhtarlarla il, ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine yönlendirelim..

Herkesin canına okumaya aday insanların özürlü hallerinden belirti kalmayacaktır. Birlik ve dirlik içinde bir yaşam şablonu ortaya çıkacaktır.

BAŞARMAK İÇİN

Fransızlar başarıyı şöyle tarif eder:

“Hayatta başarılı olmuş bir erkek, karısının harcayabileceğinden çok daha fazla kazanan insan, başarılı olmuş kadın ise böyle bir erkeği elde edebilendir.”

BEYİN ALETİ..

Elektrik sandalyesinin önüne getirilen mahkûm merak eder, sorar:

“Bu alet neye yarar?”

Mahkûmun avukatı cevap verir:

“Beynini zorlama. Şimdi sana cereyan verilecek..”

ÖZLÜ Sözler: insanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil..”

(Epiktetos)

 

<